Eleştirel düşüncenin olmadığı toplumlarda yaşama dair emareler bulunmaz. Yaşam, nefes almak değildir; nedenlere, nasıllara verilen cevaptır. Bu cevap olguları ve olayları irdeledikleri ve arasindaki bağı sorguladıkları için zihni doyurur. Zihnin doyduğu bir toplumda insanın vicdan yönü de devreye girer. Öteden beri vicdan kalp ile ilişkilendirir. Zihnin ve kalbin doyduğu bir toplumda; estetik, zarafet ve bilgelik hayatın merkezi olur.
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen bir organizasyon…
‘’Teknik gezi’’ falan değil…
‘’Kardeş belediyeler ile ilişkileri güçlendirmek’’ falan da söz konusu olamaz…
Mezitli belediyesinin yaptıkları belli… Yiyip içip gezmek… Belki bazı meclis üyeleri gece otelin altındaki makinelerin başında sabahlamak var.
Kafilenin programında göstermelik bile olsa ‘’bir resmi ziyaret’’ bile yok.
Tam anlamıyla tatil organizasyonu…
Harcanan dünyanın parası…
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi ortada… Gelirleri giderleri denk götürüyorlar.
Denk bir bütçe yapmak için çalışan belediye, meclis üyeleri ve bürokratlar için Kıbrıs’ta 5 yıldızlı otelde tatil organizasyonu yapıyor…
Belediye meclisi üyeleri ve bürokratlar (ki çoğunun maddi durumu iyi, o tatili kendi olanaklarıyla yapabilirler) da belediye parasıyla tatile gidip gönül rahatlığıyla gezip eğlenebiliyorlar…
Olacak şey mi bu?
Belediye borçlu olmasa, bütçesi fazla veriyor olsa da olacak şey değil…
O para kimsenin babasının parası değil… Kamunun parası…
Her kuruşunda tüyü bitmedik yetimlerin hakkı var.
Böyle kişisel zevkler için harcanamaz…
Ayıptır, günahtır… Vicdanları sızlatır."
"Tayyip Erdoğan'ın rakibi muhalefet değil, AK Parti’nin içindeki AKP zihniyetidir."
Teşkilatlara dikkat...
Belediyelere dikkat...
Dününü bilmeyen geleceğe yürüyemez...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine milletinin kayıtsız şartsız kendisine duyduğu güven ile seçimi kazanırken lideri olduğu AK Parti'nin oy oranının 2002 seviyelerine kadar düşmesi nedendi? sorusunun cevabını Erdoğan “Hesabını kim verecek?” diye partisinde A’dan Z’ye herkese sormadı mı sanıyorsunuz?
Millet Tayyip Erdoğan’a güvenirken yol arkadaşlarına neden aynı güveni duymuyor?
O nedenle herkes attığı adımın nereye gideceğini hesap etmek zorunda!..
Seçmen artık eski seçmen değil!..
Eski bir siyasetçi sosyal medya sayfamın mesaj kısmına yazmıştı.Tanışalım bir çay içelim
Davet ettim gazete ofisimize geldi.Bir video seyrettirdi ağzım açık kaldı.
Şayet videoyu yayınlarsa Mersin'de bir başkan ve onun etrafındakiler siyaset sahnesinden ayrılmak zorunda kalırlar.
Geçmişte Mersin'de görev yapmış bir bürokrat aradı sana bir kaç belge gonderecem bir incele gündeme getir dedi.
Belgeleri inceledim.Teknik olarak yorum yapamam ama anladığım kadarı ile Yenişehir belediyesinin bir imar uygulaması ile alakalı bir konu Kıyı şeridi kanuna muhalefet söz konusu.
Deniz dolgu alanına bir inşaat meselesi var ortada
Sahibi Karadenizli olan inşaat firması bu arsaya inşaat ruhsatı alırsa Mersin'de gündem olur Hem Yenişehir belediyesi imar komisyonu üyeleri hemde Mersin Büyükşehir imar komisyonu üyeleri konuşulurlar.
Geçmişte burayı imara açmak isteyen yetkililerden ceza alan bile var
Belki yeri zamanı değil ama Burhanettin Kocamaz'a bir soru soralım
Sayın Kocamaz sizin büyükşehir belediye başkanlığınız döneminde Seyit Ozananar'ın aldığı ihalelerin teknik şartnamesini kim hazırlıyordu.
Burhanettin Kocamaz Tarsus belediye başkanı iken Seyit Ozananar 2011 yılı çevre sağlığı ilaç alımı kısmı uygulama ihalesine fesat karıştırdığı iddiası ile tutuklanmıştı.
Mersin Üniversitesi Ak parti eski ilçe başkanın zorbalığını ve Tarsus Öğretmen evi müdürü ile alakalı bazı konuları önümüzdeki günlerde yazacam