Sevgilisiyle yakalanan bir iş adamı, olaya şahit olan bir gazetecinin şantajı nedeniyle devasa miktarda rüşvet vermek zorunda kalmıştı. Bu gazetecinin, kurduğu kirli tezgahı sonucunda kopardığı paralar birilerine ilham olmuş, anlaşılan. Bunu bilen bazı gazeteciler, olmadık konularda ‘’acaba biz de bir şeyler koparabilir miyiz’’ şeklinde hayal kurabiliyorlar. İnsanların ailevi meseleleri gündeme taşınarak sadece para koparılmak isteniyor.
ŞANTAJCI GAZETECİYE BAK
Son dönemlerde Mersin’de bir yerel gazete, kirli bir iddia ile gündemi meşgul etmeye çalışıyor. Teneke sesinin verdiği rahatsızlıktan farksız bir haberde Mezitli Belediye başkanı sayın Ahmet Serkan Tuncer beyefendinin eşiyle ayrılması konusu, alakasız bir hadise ile farklı bir boyuta taşınmaya çalışılıyor. Evlilik neyle olur? Rıza ile. Boşanma ne ile olur? Uzlaşma ile. Bu meselenin bir belediye çalışanı yüzünden ortaya çıktığını iddia ederek neyi amaçlıyorsun, ey şantajcı? Senin insan hak ve onuru ve haysiyetinden anladığın bu mu? Anlar mısın insanın halinden?. Çıkarın için gündemde tutmaya çalıştığın şu haberin, bir çiftten çok tüm belediye çalışanlarını ilgilendirdiğini anlama kapasitesinden bile yoksunsun. Sahi evliliğin hangi gerekçe ile sonlanmış olması üzerinde neden bu kadar durdun? Bir daha soruyorum amacın kamu yararı mı yoksa şahsi yararın mı? Sen bu soruya yanıt verecek yüze sahip olmalıydın. Ağzından çıkan hakaretamiz sözcükler senin ahlaki seviyenin bir izharıdır. Yalamalık konusunu bilmem; sen bildiğine göre tecrübelisin. 40 yıllık meslek hayatındaki ilkesizliği, bir çiftin özel hayatını kurcalamakla ifşa etmiş oluyorsun. Basın adına yüz kızartıcı bir durum bu. Kaleme aldığın şantaj haber konusunda başkanı arayıp ‘’dışarıda’’ görüşme talep ediyorsun. Kaç para istiyorsun trol! Bu millet ilkeli ve omurgalı duruşu senden öğrenecekse, vay o zaman halimize. Kimse seni dövmez! Ama!
40 YILLIK MERDİVENALTI GAZETECİSİN
Sosyal medya hesabında dayak yiyeceğini ileri sürerek kamuoyuna ‘’mazlum’’ görünmeye çalışıyorsun. Sen, Ahmet Serkan Tuncer ile dışarıda görüşme talebinde bulunma sebebini açıklama cüretini gösteremeyecek bir menfaatperestsin. Benim siyasi görüşüm sadece halkın yararıdır. Aylar önce şahsıma yapılan saldırı üzerinden alay ederek ve dahi eğlenerek dile getirdiğin cümleleri işitince senin adına üzüldüm. Çünkü insanların yaşadıkları haksızlıkları bir eğlence vesilesi addederek kaleme almaktan utanmıyorsun. Bana saldıranların yüzündeki kara leke, senin kalemine bulandı. Bir gazeteciye yapılan saldırından zevk duyan bir trolsün. Bir gün dayak yersen yanında ilk beni bulacaksın; senin için üzüleceğim, bu kesin. Umarım dediğin gibi bir şiddete maruz kalmazsın. Neyse. Benim kalemimden hakkaniyet çıkar. Sen ise bir belediye başkanının aile hayatı üzerinden algı oluşturmaya ve rant devşirmeye çalışıyorsun. Ulan, insanda biraz utanma olur. Sana burada hukuk dersi veririm, satırlar yetmez. Senin hukuktan ve adaletten anladığın tek şey para olabilir mi? Sona eren bir evliliği olmadık bir zina iftirası ile bağdaştırıyorsun. Gazeteciliğin namusuyla oynayanlar, namus dersi verir oldu. Heyhat.
DİNLE BENİ
Ulusal basına yüzlerce haber göndermiş ve konu olmuş biriyim. Yazdıklarımızla Mersin’i defaatle ulusal basına taşıdık. Gündem oluşturduk. Hatta ulusal basında bu şehre dair çıkan haberlerin çoğunda bizim emeğimiz saklıdır. Senin televizyonda gördüğün yahut sosyal medyada takip ettiğin gazetecilere danışmanlık yapmışızdır çoğu zaman. Bunları neden anlattım? Kibirlenerek hor gördüğün meslektaşına karşı makul konuşman için anlatıyorum. Şahsıma şantajcılık yakıştırmasında bulunuyorsun; fakat şuan şantajcılık nedeniyle gündemdesin. Yakında hakim karşısına da çıkacaksın. Ben bazı hususları yazmayı doğru bulmuyorum. Belden aşağı vurman ve utanmadan ‘’bu yüz kızartıcı bir fiildir’’ yakıştırmasında bulunman 40 yıllık bir gazeteci için, meslekten nasibini alamadığına bir işarettir. Kafana göre hukuk oluşturamazsın; yazdıkların kayıtlı. Hakim karşısında ‘’yüz kızartıcı’’ olarak tanımladığın durumu nasıl savunacağını çok merak ediyorum. Kıvıracağın kesin. Sana sürpriz yapıp mahkemene de gelebilirim. Başkana ‘’evinde zina yaptı’’ iftirası atıyorsun ve bu durumu ‘’yüz kızartıcı’’ fiil olarak tanımlıyorsun. Bilgin bir hukukçu olarak görme kendini. Hukuk senin anladığın bir şey değil. Dinle. Kimin kimden ne aldığını bilirim. Hangi gazetecinin hangi kurumda ne iş yaptığını da söyleyebilirim. Fazlasını söyleyim ki anlayasın. Görüntülü seks yapanı, erkeğin göbeğinde bira içenleri yazabilirim. Bunların kim olduklarını duyarsan aklın gider. Hemen detay istersin. Tabi sonra bu şahıslarla da dışarıda görüşmek istersin. E tabi senin işin bu. 40 yıllık meslek hayatının özü budur. Hiç yanlış anlamıyorum, iyi niyetli olarak dışarıda görüşmek istiyorsun. Ben senin gibiler ile değil mesleğimle ilgilenmeyi seviyorum. Arz ederim.