AK Parti iktidara geldiğinden beri en çok konuşulan hususlardan biri sağlık alanında yaşanan gelişmeler oldu. İktidarın ilk yıllarında övgüyle anılan sağlık politikaları, son yıllarda eleştirilerin odağı haline geldi. Toplumun beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan Sağlık Bakanlığı, halk nezdinde güven ve itibarını kaybetme noktasına geldi.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Son dönemlerde sağlık alanındaki sorunlar, toplum sağlığını tehlikeye atacak seviyeye geldiği ifade ediliyor. Hastanelerdeki aksaklıklar, vatandaşın temel sağlık ihtiyaçlarını karşılamada zorluklara sebebiyet veriyor. Neden? Bunun en önemli sebebi, milletimizin önemli bir kısmının ilaca bağımlı hale geldiği bir dönemde Sağlık Bakanlığı’nın halk sağlığını muhafaza edecek reformlar gerçekleştirememesidir. Sistem hantal hale geldi; güncellenmiyor. Halkta büyük bir reaksiyon oluştuğu su götürmez bir gerçek. Sadece muhalefet kanadından değil iktidar cenahından da tepkiler yükselmeye başladı.
Bu çerçevede Şamil Tayyar, sağlık alanındaki noksanlıklar nedeniyle ‘’vatandaşın duası, bedduaya dönüşebilir’’ dedi. Haksız mı? Değil tabiiki. Vatandaşlar randevu almakta zorlanıyor. Ağır hastalıklar için zaruriyet arz eden tomografi, MR ve kolonoskopi gibi alanlarda randevu almak için aylarca beklemek gerekiyor. Tayyar’a göre vatandaşın sabrı taşıyor artık. Başta sayın Tayyar olmak üzere hükümet kanadından bazı isimlerin bu sorunları fark etmeleri, önem arz ediyor; ne var ki şuana dek yaşanan zorlukların haddi hesabı belli değil. İmkanı olan özel hastanelerin yolunu tutarken maddi zorlukların pençesindeki vatandaşlar, randevu tarihi gelene dek hastalıkla boğuşmaya maruz kalıyor. Bir kısmı hastalığın ilerlemesiyle tedavisi mümkün olmayan sürece dahil oluyor. Sağlıkta kapsamlı bir reform şart. Aksi durumda bazı kurumlar, işlevselliğini kaybetme noktasına geldi.
MERSİN’DE DURUM NEDİR?
Son yıllarda Mersin’de yaşanan sağlık sorunlarını ve halkın taleplerini önemli ölçüde dile getirdik. Ülke genelinde yaşanan birçok sorunun Mersin’de de yaşandığı bir gerçek. Buna ek olarak Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’ne yönelik kamuoyunda ayrı bir antipatinin var olduğu da biliniyor. Bu olumsuz yaklaşımın oluşmasında il sağlık müdürü Emrah Ceviz önemli bir faktör. Hakkındaki iddialar yenilir yutulur cinsten değil! Hastanelerde mobbing vakalarında ciddi bir artış mevcut. Baskı ve sindirme hadiselerinin ardı arkası kesilmiyor. Tarafımıza ulaşan bilgiler il sağlık müdürlüğüne ulaşmıyor mu, sanıyorsunuz? O zaman neden müdahale edilmiyor? İl sağlık müdürlüğü ve hastane çalışanları arasında hizipleşmenin olmadığını iddia edebilir misiniz? Amaç amme hizmeti ise; bu örgütlenmeler de ne oluyor? Nedir bu partileşme, ideolojik kamplaşma merakı! İl idaresinin tayiniyle göreve gelen kişilerin çok yüksek maaşlarla taltif edilmeleri hakkaniyete uygun mudur? Vali maaşlarından daha yüksek maaş alan bu kişilerin, alanlarında birer otorite olduğunu iddia edebilir misiniz? Bu kişilerin, devlet memurlarına birer amele muamelesinde bulunmaları etik midir? Görevlendirmelerde genellikle yandaş ve hiziptaşlara öncelik tanınması bir rastlantı mı? Ehliyet-liyakat kriterine ne derece önem veriliyor? İş bununla da bitmiyor. Hastanelerde hastalara aylar sonra verilen randevular! Yanlış beyan edilen radyoloji sonuçları! Çekildiği halde sistemlerde görünmeyen ilaçlı tomografiler!Acillerde ve Polikliniklerden özel hastanelere yönlendirilen hastalar konusu var bu mevzuyu özellikle yazacam! İhalelerde de bize göre şaibeler var. Bütün ihalelerin özellikle ortopedi ihalelerinin incelenmesi müfettiş denetimi yapilmasi lazım. Aksini inkar eden ispatlasın. Gözümüzden kaçmayan 21b ihaleler hangi teamüllere göre gerçekleştiriliyor. Yeterince şeffaf davranılıyor mu? Bu soruların yanıtını biz biliyoruz; halkın, yetkili ağızdan duyması gerekmiyor mu sayın Emrah Ceviz! İstifa edin!