Ülkemizde son yıllarda sıkça rastlanan itibar suikastı hadisesine bir yenisi eklendi. Atamalarda ve azillerde ilgili makamların ölçütü nedir bilmiyorum. Ancak 24 saatliğine bir kuruma atanmayı hiçbir kimse istemeyeceğinden, bunun alenen keyfi bir uygulama olduğu düşüncesi bende hasıl oluyor. İyiye yoramıyorum. Ciddiyeti olan bir kuruma önemli bir bürokratı atayıp, birkaç saat sonra onu görevden almaktan bahsediyorum.
MESELE ŞÖYLE
SGK Mali Hizmetler Merkez Müdürlüğü görevini yürüten Muhammed Doğan Beyefendi dün, Mersin İşkur İl müdürü olarak atandı. Uzun yıllar başarılı bir bürokrasi görevini icra eden Doğan’ın genç ve dinamik yönüyle İşkur il müdürlüğü görevini de layıkıyla yerine getireceği düşünülüyordu. Mersin kamuoyunun yakından tanıdığı genç bürokrat bugün yeni görevine atandıktan çok kısa bir süre sonra İşkur il müdürlüğü görevinden alındı. Neden alındı, neden atandı? Esasında yanıt aranması gereken bu iki soru, meselenin açığa çıkmasında önemli bir rol oynayacaktır.
NEDEN?
Ben hala hüsn-i zanda bulunarak meseleyi anlamaya çalışıyorum. Ancak nereden bakarsam bakayım, iyi bir netice çıkmıyor. Ortada bir haksızlık var. Onu geçiyorum, bir insanın itibarıyla oynanıyor. Bunu kabul edemiyorum! Sahi, ağalar siz Mersin ile dalga mı geçiyorsunuz! Muhammed Doğan yalnız değildir! Kimse, kimsenin onur ve gururu ile oynayamaz.Oynamamalı Ataması yapılmış bir kişiyi saatler sonra görevden almak itibar suikastidir. Zulümdür. Bunu düşünemiyor musunuz? Bu kadar mı halktan uzak ve halden anlamaz oldunuz? Yoksa işin arkasında rant mı var? Biraz daha açayım ki anlayın: ‘’bu adam olmaz; benim adamım gelsin’’ demiş olan birileri mi var? Yok mu? O halde hakkıyla atanan bu adamı hangi gerekçeye ve ihtiyaca binaen görevden aldınız?
KOKUŞMUŞLUK HER YERDE!
Birçok kurumda uygulanan yöntemlerin ve gerçekleşen atamaların hukuka aykırılık teşkil ettiğini herkes bilir. Yetkililerin bilmediği bir husus yok ki! Buna rağmen keyfi kararlar alabiliyorlar. Bu kararla infial oluşturur diye düşünmüyor ve endişe de etmiyorlar! O kadar rahatlar. Acaba bu rahatlıklarını borçlu oldukları bazı siyasetçiler mi var? Herhangi bir siyasetçi tepki vermiş de değil! Bu kararları alanların yargılanması gerekir. Açık ve net! Arkalarında kim var ise onlar da yargılanmalı. Kimse kendisini devletten ve milletten daha üstün göremez! Hiçbir karar; evrensel ve insani değerlerden üstün görülemez! Hesap verin! Layüsel değilsiniz! Öyle, ‘’bu benden değil, benim adamım gelsin’’ şeklinde bir yönetim zihniyetiyle hareket edemezsiniz. Bu nasıl bir yönetim anlayışı! Hakikaten, kabul edilebilir bir yönü yok bunun! Mersin halkı, yetkililerden açıklama bekliyor. Bu konuda Ak Parti Mersin il başkanlığının ve Mersin milletvekillerinin görüş bildirmeleri ve açıklamada bulunmaları da önem arz ediyor.
KEYFİ ATAMA; KEYFİ AZİL OLAMAZ!
Bir bürokratı İşkur’a atayınca ciddi bir seçim sürecinden geçirdiğinizi biliriz. Hemen her hususu göz önüne alır ve kurumun ihtiyaç duyduğu yönetici profilini de değerlendirirsiniz. Eğer Muhammed Doğan’ı İşkur il müdürü olarak atamanızda ölçütünüz bu ise yaptığınız doğru bir iş. Eğer aksi bir şekilde atama yapıldıysa o zaman yaptığınız suç olur. Gel gelelim farklı bir bakış açısına. Bu kişiyi birkaç saat sonra görevden almanızın nedeni ne olabilir? Ehliyet-liyakatten yoksun olduğunu mu iddia ediyorsunuz? O zaman ne diye atadınız. Ya da göreve atadıktan birkaç saat sonra mı aklınız başınıza geldi? Yaptığınız yine suç! Yok eğer araştırma yapmadan atadıysanız bu katmerli bir suç! Eğer hiçbir gerekçe yok da keyfi nedenlerle bu azli gerçekleştirdiğinizi söylüyorsanız, o vakit sizin ciddiyetsiz, itimad edilmeyen ve güvenilmeyen insanlar olduğunuz ortaya çıkar ki yine suçlu olursunuz. Ama bu kez birkaç suç işlemiş olursunuz. Her şeyden önce, sayın Doğan’ın bir ailesi ve çevresi var. Bir insanı rencide etme hakkını nereden buluyorsunuz! Sizin aileniz yok mu!
SEÇİM SONUÇLARI DERS OLMAMIŞ GALİBA
Sayın Doğan’ın azledilme hadisesi, devlet ve kurum kimliği ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Millet artık güven duyabileceği kişiler ve kurumlar istiyor. Halka sorun ‘’sizin çocuğunuza bu yapılsa, kabul eder misiniz?’’. İnsanlar bunu yediremez. Bu milletin hangi evladı bunu kaldırabilir ki!. Bu kararı alanlar bile vicdanen bu kararı tasvip etmiyordur. Yukarıdan bir talimat gelmiş ve bu alınmış olabilir mi?. Hele bu işin arkasında bir siyasi güç varsa… Ve bu parti, sandıktan ders çıkarmamış bir parti ise o zaman kızılca kıyamet kopar. Bindiği dalı kesmeye çalışıyorlar, demek yerinde olur