31 Mart Yerel Seçimleri’nden istediğini alamayan ve büyük bir şok yaşayan AK Parti gün geçtikçe güç kaybediyor. Son yıllarda ülke sorunlarını çözmek bir yana, çeşitli sorunların ortaya çıkmasını engelleyemeyen AK Parti, hatalarının bedelini yerel seçimlerde ödedi. Bu kapsamda AK Parti kazanacağını düşündüğü belediyeleri kazanmak bir yana ‘’yıkılamaz’’ denilen kalelerinin önemli bir kısmını kaybetti. Kazandığı belediyelerin önemli bir kısmını da kıl payı kazanabildi. Neden?
AK PARTİ VE MHP YANLIŞ YAPIYOR
Çoğu vakit ‘’metal yorgunluk, mental yorgunluk’’ tartışmalarıyla izah edilen partinin iç denetim mekanizmasını sağlayamama durumu, bugünlerde yeniden gündem oldu. Ne var ki her zamankinden daha zor ve güç bir süreç AK Parti’yi bekliyor. Parti, iç düzeninin sağlasa bile ülke sorunları, AK Parti’ye oy kaybettirmeye devam ediyor. Seçim sonrasında saha araştırmaları ve anketler Cumhur İttifakı’nın oy kaybetmeye devam ettiğini açıkça gösteriyor. Öte yandan CHP’nin oyunda ciddi bir artış olduğunu öğreniyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. CHP, seçim sonuçlarından hareketle mağrur ve intikam hırsıyla hareket etmek yerine halkı anlayan, halkla kucaklaşan ve çözüm üreten bir siyaset geliştiriyor. AK Parti ise henüz teşkilatlarındaki olumsuzlukları yok edip değişim politikasını gerçekleştirebilmiş değil. Bütün bu gelişmeler ülke sorunlarıyla birleşince AK Parti için oy kaybı kaçınılmaz oluyor. AK Parti’nin Mersin yerel seçimlerinden sonra başarısızlığın faturasını kime keseceği merak konusu oldu. Ya da elde edilen bu sonucun bir zafer olduğunu düşündüklerinden aynı teşkilatla yola devam edecekler. Şuan için son kanaat doğru görünüyor. Fakat bu durum AK Parti’yi uçuruma götürmektedir. Benzer durum MHP için de geçerli. Nitekim MHP’liler yeni stratejiler üretmek yerine eski kadro ve yöntemlerle hareket etmeye devam ediyor. Bu durum parti tabanını ciddi ölçüde rahatsız etmiş durumda. Bizden söylemesi.
MERSİN SİYASETİNDE ZİRVEYE OTURANLAR
Son aylarda ülkede ekonomik ve sosyal sorunların halk üzerinde oluşturduğu etki, partilerin oy oranına etki etse de bazı partilere mensup isimlerin toplum üzerinde güven verici bir yaklaşımda bulunmaları, onların tanınırlılık ve güvenirlilik değerlerine ivme kazandırıyor. Hal böyle olunca kamuoyunda popüler hale gelen ve kabul gören isimlerin zaman zaman değiştiğine şahit oluyoruz. Bu düşünce Mersin için geçerli olsa da bir hususta istisna teşkil ediyor. Seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasında da ‘’Mersin’de en etkili ve sevilen siyasetçi kim?’’ sorusuna katılımcıların kahir ekseriyeti Vahap Seçer tercihinde bulunuyor. Bu açıdan uzun yıllardır ‘’en güvenilir siyasetçi’’ tanımıyla zirvede yer alan Vahap Seçer, güven tazeleyerek etki gücünü artırıyor. Zirvede durum değişmese de ikinci ve üçüncü sıradaki isimlerin zaman zaman değiştiği gözlemleniyor. Mersinlilerin en çok güvendiği siyasetçiler CHP Mersin milletvekili Gülcan Kış Mezitli belediye başkanı Ahmet Serkan Tuncer ve Abdullah Özyiğit olarak görülüyor. Uzun yıllar sonra listenin üst sıralarında DEM Partili bir ismin varlığı göze çarpıyor. DEM Parti Mersin milletvekili Ali Bozan’ın, kamuoyunda etkili ve güvenilir bir isim olduğuna dair kanaat hakim.
BUNUN ANLAMI NEDİR?
Uzun uzadıya meseleyi irdelemek yerine özet olarak meseleyi ele almak istiyorum. Milletimiz uzun yıllar yaşadığı sorunların derhal çözümünü arzu ediyor. İktidar kanadına mensup bazı isimler ise memlekette ciddi bir sorunun olmadığına dair fikirler beyan ediyor. Halk, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı sandıklara yansıtarak bir cevap verdi. Hal böyle iken CHP ve DEM Parti halkla bütünleşme ve yardımlaşmaya yönelik siyaset geliştirmeye başladı. İşte burada Vahap Seçer, Gülcan Kış ve Ali Bozan gibi isimlerin yaklaşımları halk tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bu durum adayların popülaritesini artırdığı gibi mensubu oldukları partilerin de halk üzerindeki olumlu imajını güçlendiriyor. Ak parti ve MHPnin kullandığı siyasi argümanların, ekonomik ve sosyal problemler yaşayan milletimiz üzerinde ciddi bir etki uyandırmamaya başladığını da anlıyoruz. Dolayısıyla ve tabiri caizse ‘’bundan sonra bu söylemden ekmek çıkmaz’’ diye düşünebiliriz. Milletin sorunlarını çözen ve millet ile hemhal olan siyasetin halk nezdinde meşru kabul edildiğini yakinen idrak ediyoruz. Cumhur İttifakı ‘’anayasa’’ meselesini ülke gündemine taşımak istese de sorunların çözülmediği bir ülkede anayasa yapmak mümkün olmamakla birlikte erken seçimin yapılması ve hükümetin el değiştirmesi dahi muhtemeldir. Süleyman Demirel’in hakikat içeren cümlesini hatırlatmak isterim: ‘’boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.’’
MERSİN SİYASETİNDE ZİRVEYE OTURANLAR
31 Mart Yerel Seçimleri’nden istediğini alamayan ve büyük bir şok yaşayan AK Parti gün geçtikçe güç kaybediyor. Son yıllarda ülke sorunlarını çözmek bir yana, çeşitli sorunların ortaya çıkmasını engelleyemeyen AK Parti, hatalarının bedelini yerel seçimlerde ödedi. Bu kapsamda AK Parti kazanacağını düşündüğü belediyeleri kazanmak bir yana ‘’yıkılamaz’’ denilen kalelerinin önemli bir kısmını kaybetti. Kazandığı belediyelerin önemli bir kısmını da kıl payı kazanabildi. Neden?
AK PARTİ VE MHP YANLIŞ YAPIYOR
Çoğu vakit ‘’metal yorgunluk, mental yorgunluk’’ tartışmalarıyla izah edilen partinin iç denetim mekanizmasını sağlayamama durumu, bugünlerde yeniden gündem oldu. Ne var ki her zamankinden daha zor ve güç bir süreç AK Parti’yi bekliyor. Parti, iç düzeninin sağlasa bile ülke sorunları, AK Parti’ye oy kaybettirmeye devam ediyor. Seçim sonrasında saha araştırmaları ve anketler Cumhur İttifakı’nın oy kaybetmeye devam ettiğini açıkça gösteriyor. Öte yandan CHP’nin oyunda ciddi bir artış olduğunu öğreniyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. CHP, seçim sonuçlarından hareketle mağrur ve intikam hırsıyla hareket etmek yerine halkı anlayan, halkla kucaklaşan ve çözüm üreten bir siyaset geliştiriyor. AK Parti ise henüz teşkilatlarındaki olumsuzlukları yok edip değişim politikasını gerçekleştirebilmiş değil. Bütün bu gelişmeler ülke sorunlarıyla birleşince AK Parti için oy kaybı kaçınılmaz oluyor. AK Parti’nin Mersin yerel seçimlerinden sonra başarısızlığın faturasını kime keseceği merak konusu oldu. Ya da elde edilen bu sonucun bir zafer olduğunu düşündüklerinden aynı teşkilatla yola devam edecekler. Şuan için son kanaat doğru görünüyor. Fakat bu durum AK Parti’yi uçuruma götürmektedir. Benzer durum MHP için de geçerli. Nitekim MHP’liler yeni stratejiler üretmek yerine eski kadro ve yöntemlerle hareket etmeye devam ediyor. Bu durum parti tabanını ciddi ölçüde rahatsız etmiş durumda. Bizden söylemesi.
MERSİN SİYASETİNDE ZİRVEYE OTURANLAR
Son aylarda ülkede ekonomik ve sosyal sorunların halk üzerinde oluşturduğu etki, partilerin oy oranına etki etse de bazı partilere mensup isimlerin toplum üzerinde güven verici bir yaklaşımda bulunmaları, onların tanınırlılık ve güvenirlilik değerlerine ivme kazandırıyor. Hal böyle olunca kamuoyunda popüler hale gelen ve kabul gören isimlerin zaman zaman değiştiğine şahit oluyoruz. Bu düşünce Mersin için geçerli olsa da bir hususta istisna teşkil ediyor. Seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasında da ‘’Mersin’de en etkili ve sevilen siyasetçi kim?’’ sorusuna katılımcıların kahir ekseriyeti Vahap Seçer tercihinde bulunuyor. Bu açıdan uzun yıllardır ‘’en güvenilir siyasetçi’’ tanımıyla zirvede yer alan Vahap Seçer, güven tazeleyerek etki gücünü artırıyor. Zirvede durum değişmese de ikinci ve üçüncü sıradaki isimlerin zaman zaman değiştiği gözlemleniyor. Mersinlilerin en çok güvendiği siyasetçiler CHP Mersin milletvekili Gülcan Kış Mezitli belediye başkanı Ahmet Serkan Tuncer ve Abdullah Özyiğit olarak görülüyor. Uzun yıllar sonra listenin üst sıralarında DEM Partili bir ismin varlığı göze çarpıyor. DEM Parti Mersin milletvekili Ali Bozan’ın, kamuoyunda etkili ve güvenilir bir isim olduğuna dair kanaat hakim.
BUNUN ANLAMI NEDİR?
Uzun uzadıya meseleyi irdelemek yerine özet olarak meseleyi ele almak istiyorum. Milletimiz uzun yıllar yaşadığı sorunların derhal çözümünü arzu ediyor. İktidar kanadına mensup bazı isimler ise memlekette ciddi bir sorunun olmadığına dair fikirler beyan ediyor. Halk, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı sandıklara yansıtarak bir cevap verdi. Hal böyle iken CHP ve DEM Parti halkla bütünleşme ve yardımlaşmaya yönelik siyaset geliştirmeye başladı. İşte burada Vahap Seçer, Gülcan Kış ve Ali Bozan gibi isimlerin yaklaşımları halk tarafından takdirle karşılanmaktadır. Bu durum adayların popülaritesini artırdığı gibi mensubu oldukları partilerin de halk üzerindeki olumlu imajını güçlendiriyor. Ak parti ve MHPnin kullandığı siyasi argümanların, ekonomik ve sosyal problemler yaşayan milletimiz üzerinde ciddi bir etki uyandırmamaya başladığını da anlıyoruz. Dolayısıyla ve tabiri caizse ‘’bundan sonra bu söylemden ekmek çıkmaz’’ diye düşünebiliriz. Milletin sorunlarını çözen ve millet ile hemhal olan siyasetin halk nezdinde meşru kabul edildiğini yakinen idrak ediyoruz. Cumhur İttifakı ‘’anayasa’’ meselesini ülke gündemine taşımak istese de sorunların çözülmediği bir ülkede anayasa yapmak mümkün olmamakla birlikte erken seçimin yapılması ve hükümetin el değiştirmesi dahi muhtemeldir. Süleyman Demirel’in hakikat içeren cümlesini hatırlatmak isterim: ‘’boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.’’
Ekleme
Tarihi: 03 Mayıs 2024 - Cuma
MERSİN SİYASETİNDE ZİRVEYE OTURANLAR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
M.mustafa canciger
(03.05.2024 09:40 -
#297)
Dogru tespitler yapmışsın tebrikler kardeşim