BU dünya hiçbirimizin babasının malı değil. Geliniyor, yaşanıyor ve çekip gidiliyor. Hepsi bu kadar. Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz belli değil. Ne gelirken getirilen, ne giderken götürülen birşey yok.
Biz mi seçiyoruz Türk ya da Alman doğmayı, yada ermeni olmayı? Kimin ne duhulü var bu işte? Üst kimlik, alt kimlik. Siyah, beyaz. Sarı, lacivert. Ne önemi var bütün bunların şu kısacık hayatta? Siz birlik, beraberlik ve barış içinde, kavgasız ve gürültüsüz yaşayabiliyor musunuz, insanları ne kadar seviyorsunuz, onları incitmemeye ne kadar özen gösteriyorsunuz, onu söyleyin. Ne kadar insan olduğunuzun ölçüsü budur, gerisi hikaye...
Birbirimize tahammül oranı azaldıkça, adres sayısı artıyor.
Kalbî beraberlik ve çıkarsız birliktelik, bereket kapısını açıyor. Evvela bunu hatırlamamız gerekiyor.
2023 yılı seçimleri hızla yaklaşırken toplumu gerecek ve insanları galeyana getirecek olaylara dikkat çekmek istiyorum. Herşey sadece seçimleri sabote etmek için.
MEMLEKET MESELESİ
Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Farklı düşünceler ve yaşam tarzları benimsemiş olabiliriz. Değişik partilere intisap etmiş de olabiliriz. Ancak insanları incitecek yahut birbirimize zarar verecek herhangi bir eyleme girişecek de değiliz. Bu sözleri milletim adına konuşuyorum.
PROVOKASYONLAR BAŞLADI
Birkaç gün önce İstanbul'da bombalı saldırı düzenlendi ve 6 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunun dışında terörle mücadele sürecinde şehitlerimiz oluyor. Öte yandan gizli bir el toplumsal olaylara neden olmak için düğmeye basmış durumda.
ÖNCE CEM EVLERİ HEDEF ALINDI
Son zamanlarda sıklıkla cem evlerinin saldırılara maruz kaldığı haberlerini duyuyorsunuz. Aklı başında bir insanın Cem Evleri ile ne sorunu olabilir? Bir sorunu olamaz. Burası net; ama sorun aklı başında olan insanda değil… Esas sorun art niyetlilerde…
ŞİMDİ HEDEF ALEVİ CANLAR MI?
Hiç ilginç değildir ki Cem Evlerine saldıran zihniyet şimdi de Mersin'de Alevi vatandaşlarımızın hanelerine işaretler koyarak mesaj vermeye yahut tahrike başladı. Olayın Mersin'de yaşanmış olması ilginç değil mi? Kozmopolit bir kentte böylesi bir provokasyon sadece "kaos" için yapılmıştır. Emniyet birimlerinin meseleyi en kısa sürede çözeceği kesin; ama.
Özellikle Türkiye'nin her yöresinden insanların bulunduğu bu şehirlere dikkat çekmek istiyorum. Bu şehirlerde farklı provokasyonlar yaşanabilir. Yüzyıllardır bir arada yaşayan bu milletin evlatları Cem Evlerine saldırmanın ve Alevi kardeşlerimizin hanelerine işaretler koymanın bir "provokasyon" olduğunu unutmamalı. Bunu yapanların yüzüne tükürün.
İLGİNÇ DEĞİL Mİ?
Ak Parti hükümeti son dönemlerde gerçekleştirildiği "Alevi açılımı" ile uzun yıllardır süre gelen bazı sosyal ve kültürel sorunları çözmeye girişti. Ne var ki bu girişimlerden sonra provokasyonlar arttı. Hiç şüphesiz Mersin'deki "kapı işaretleme" olayının bundan ayrı bir şekilde değerlendirilmemeli. Özellikle açılım sürecinden sonra bu tarz olayların yaşanmış olması dikkatlerden kaçmamalı.
AMAN DİKKAT.
Sürecin sabote edilmesi resmin sadece bir parçası. Ancak genel manzara 2023 seçimlerine yönelik bir hamle olabilir. Bu süreçte hükümet aleyhine olmak üzere çeşitli toplumsal eylemlere girişilebilir ve gerginlikler tırmandırılabilir. Benim kanaatim bu yönde. Ancak milletimizin sağduyusuna ve devletimin caydırıcı gücüne inancım tam.
MERSİN BİRLİK VE BERABERLİK ŞEHRİDİR
Seksen milyonluk bir ülkede hepimizin, herkesin aynı düşüncede olması, aynı zihin yapısında bulunması elbette mümkün değildir ve olması da düşünülemez. Zaten farklı düşünmek, insan olmamızın gereğidir. Ancak bu farklı düşünceler “vatan-millet-devlet-bayrak” gibi milli değerler söz konusu olduğunda bir hedefte, bir noktada, ortak paydada birleşir ve birleşmelidir. Zira artık “ben”, “sen” yok; “biz” varız. O “biz” de topyekûn Türk milletidir.
Provokasyonların tutmayacağına inanıyorum. Mersin kardeşliğin ve birliğin şehridir. Bu kentte tek bir insanın uğrayacağı haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı hepimiz dayanışma içerisinde olmalıyız.