Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

Mecliste Bir Truva Atı: Serra Kadıgil

TBMM’de ülkenin istikbalini ilgilendiren çalışmalar tüm hızıyla sürerken bu süreci baltalama ve sorun çıkarma adına bir etki ajanı tutumuyla hareket eden vekillerin varlığı, milletimizin dikkatinden kaçmamalı. Kimler nelerle uğraşıyor? Emek sarf eden insanları çalıştırmamak ve memleketin uluslararası alanda imajını zedelemek için elinden geleni ardına koymayan şahıslardan bir tanesi de TİP’li Sera Kadıgil. Hemen her tartışmalı konuda ve memleketimizi ilgilendiren hassas meselelerde Kadıgil’in harekete geçtiğini görürsünüz. Bunun anlamı nedir? Vardır bir derdi! Sayın Söylemez’e Haksızlık Etti! AK Parti Mersin milletvekili sayın Havva Sibel Söylemez’in önceki gün TBMM’de yaptığı bir konuşma hemen herkes tarafından alkışlandı. Sağduyulu ve asil duruşundan ödün vermeden konuşan sayın Söylemez, ülke için tabiri caizse saçını süpürge ettiğini ispatladı. Mersin’i layıkıyla temsil ediyor. Bir tane daha Havva Sibel Söylemez olaydı, ne iyi olurdu! Sibel hanım konuşmalarını sürdürürken Sera Kadıgil dışında hemen herkes sessizce dinledi. Havva Hanım icraatları dile getirirken ve memlekete hizmet ettiklerini somut verilerle ifade ederken Sera Kadıgil’in sokak ağzıyla sık sık konuşmayı bölmeye çalışması dikkatlerden kaçmadı. Söz kesmenin ayıp olduğunu dahi bilmeyen Kadıgil’in, Havva hanıma tanınan süreyi boşa harcatma girişimi başarısız oldu. Sibel Hanım duruşu ve tecrübesiyle Kadıgil’in provokasyonuna meydan vermedi. Havva Sibel hanımın gündem odaklı açıklamaları ve kamuoyunu bilgilendirmeye dönük çabası, Kadıgil’in psikolojisini bozdu. Bu sebepledir ki Kadıgil hakaret ve küfür etmeye başladı: ‘’Katil, Şerefsiz…’’ Havva Hanım tüm bu tahriklere rağmen oralı olmadı. Doğru ya, büyük insanlar küçük insanların seviyesizliğine iner mi? Havva Sibel hanımın bu olgun duruşu takdire şayan. İnsan hak ve onuruna riayet etmeyen bir provokatörün meclis düzenini bozmaya çalışması ve küfürlü konuşması karşılıksız kalmadı tabi. Sanırım Kadıgil, memlekette gerçekleşen kalkınma ve yatırımları hazmedemiyor. Bu aralar inanılmaz bir gerginlik yaşıyor. Acaba Beşar Esed’in devrilmiş olmasından dolayı olabilir mi? Bana göre evet! Kadıgil’in Sicili Toplumumuzun bamteli olarak bilinen hassas noktaları bulunmaktadır. Ne ilginçtir ki önem arz eden meselelerle ilgili sadece Sera Kadıgil’in provokatif beyanatları bulunuyor. Sizce de bu, üzerinde durulması gereken bir husus değil midir? Hassaten Kadıgil’in bu denli ileri gitmesinin sebebi nedir? Toplumu bölmek mi? Ya da bir iç gerginliğe sebebiyet vermek mi: Çorum ve Maraş olayları gibi? Bana göre hepsi. Ülkemizde bu tarz faaliyet yürüten birçok kişi olabilir; fakat Kadıgil’in bu doğrultuda özel bir misyonla hareket ettiğine inanıyorum. İstiklal Marşı’na ve Ezan-ı Muhammedi’ye hakaret eden sen değil misin? Kadıgil, CHP parti meclis üyesi iken sosyal medya hesabında aynen şu paylaşımı yapmıştı: ‘’o ezanlar ki şehadetleri dinin temeli; ama benim yurdumun üstünde ebedi inlemesin artık nolur ya! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah!!’’  Kadıgil’in psikolojik ve mental rahatsızlıklarının olduğunu da düşünmüyor değilim. Kendisi farklı bir paylaşımında şöyle diyordu: ‘’kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca kızgın yağ dökem mi üstlerine! Ya da uykumdan uyandıran ezan için camiyi basıp imamı mı keseyim?’’. Evet, açıklamalar aynen böyle. Bu cümleler, ruh sağlığı yerinde bir insanın yapabileceği yahut düşünebileceği sözler değil! Tam bir klinik vaka! Abla sen şizofren misin? Sen istiyorsun diye çocuklar mı ölsün, ezanlar mı sussun, imamlar mı kesilsin? Ya da birilerine bu konularda talimatta ya da teşvikte mi bulunuyorsun ey Sera! Ayrıca bu memlekette din adamlarına ve camilere yapılan saldırılarda Kadıgil’in etkisinin olmadığını düşünmek saflık olur! Tam bir etki ajanlığı! Öyle değil mi? Provokatöre Bak! Memlekette hemen her olay üzerine Kadıgil’in provokatif açıklamalarına şahit oluyoruz. 2021 yılında Sinop’ta yaşanan sel felaketi üzerine Kadıgil hemen harekete geçmiş ve bir sel felaketini bile hükümete bağlamıştır. Vefat eden vatandaşların olduğu elim doğa olayında Kadıgil, meseleyi ‘’hükümet ve yandaşları’’ algısı ve etiketi ile kamuoyuna sunmuştur. Ölen insanlar üzerinden siyaset yapmanın adının ‘’leş kargalığı’’ olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Kadıgil’in işi de bu! Tarikatlar ve cemaatler hususunda da Kadıgil’in algı yaptığını ve küfürler savurduğunu da biliyoruz. İslami oluşumlara yönelik algı kampanyasının en önünde yine Kadıgil yürüyor! Toplumu germeye çalıştığının farkındayız. Yemezler! Neyse gelelim terör konusuna. İdari ve yargı merciinin terörle iltisakı ve organik bağı bulunan belediyelerle ilgili tasarruf yetkisini kullanması, yine Sera Kadıgil’i rahatsız ediyor. Abla sen kimsin? Açık konuş da bilelim! Belediyelerin bir terörist tarafından idare edilmesini makul görmek de neyin nesi? Bu memleket ve millet, atanan kayyımlarla kendi güvenliğini sağlamamalı mı? Ya da kamu araçlarıyla yola bomba döşenmesine kayıtsız mı kalalım? Sen kime hizmet etmek istiyorsun Kadıgil, söyle bakayım? Eline silah alıp dağa çıkmadığın kaldı, onu da yapabilirsin! Beklerim! Sokak köpeklerinin insanlarımızın ölümüne sebebiyet vermesinden tutun da baraj-yol yapımına engel olmak için ağaç kesilmesini bahane etmesine kadar türlü türlü eylemlerde yine Kadıgil başrolde. İstanbul Sözleşmesi gibi bir ucube sözleşmenin kaldırılması üzerine kendisi, İslami camiaya ‘’yobaz’’ demişti. Yetmedi, toplumumuzu ifsad etmek Müslüman Türk’ün istikbaline kast etmek için dayatılan LGBT hastalığının da en koyu savunucusu yine Sera Kadıgil! Hızını alamayan Kadıgil ‘’LGBT+ olmayı hakaret sanan ataerkiyi başlarına yıkacağız’’ diyerek aba altından sopa gösterip saldırganlığını bir adım ileriye taşımıştır. Bu memleket için ‘’bu ülke bir hukuk devleti değildir’’ diyecek hadsizlik de ancak Kadıgil’e has olsa gerek. O zaman ne işin var burada, hukukun olduğunu düşündüğün ana vatanına gitsene! Bu Ne Perhiz Ne Salata Turşusu Ey Kadıgil! Sera Kadıgil’in terör konusunda da laf cambazlığını bilmeyeniniz yoktur; fakat ben size farklı noktaları işaret edeceğim. Tunceli Belediyesi’ne yakın zamanda atanan kayyım hadisesi üzerine Sera Kadıgil, TV kanallarında boy göstererek ‘’bunun hukuki bir yönü yok, AKP belediyelere çöküyor, gasp ediyor’’ iftirasında bulunmuştu. Abla sen hukukçuydun, ne oldu sana! Yargının kesinleşmiş bir kararı üzerine kayyım atandığını unutmuş olan Kadıgil hala ve ısrarla AK Parti üzerinden dezenforme edici açıklamalar yapıyor. Yetmiyor, söz konusu suçlu belediye başkanı ve DEM Parti ile dayanışma içerisinde olduğunu açıklıyor. Memlekette hukukun olmadığını ileri süren ve hukukçu olduğunu sıkça vurgulayan Kadılgil’in hukuk anlayışı açıkça ortaya çıkıyor: terör sevicilik! Suç işliyor, suçluyu övüyor ve arka çıkıyor. DEM Parti işbirlikçisi ve sevicisi Kadıgil’den yapıcı ve makul bir tutum beklemek yanlış olurdu zaten! Sosyal medya hesabında yaptığı ‘’hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden, tiksindiğim kadar’’ paylaşımı, Kadıgil’in milli ve manevi değerlerimiz karşısında nasıl bir hassasiyetsizlik taşıdığını gözler önüne seriyor. Bir dönem taciz olaylarıyla çalkalanan CHP’de Kadıgil’in açıklama yapmak yerine AK Parti’yi hedef göstermesini hatırlayacaksınız! Hatırlarsanız bir vilayetimizdeki dini bir grubun bir şubesinde taciz olayı olduğu gerekçesiyle tüm tarikatları ve cemaatleri hedef gösteren Kadıgil, söz konusu CHP olunca biranda dut yemiş bülbüle dönüyor. Bütün bunlar Kadıgil’in hukuk, hakkaniyet ve adalet anlayışının seviyesizliğinin bir işareti değil de nedir? Hemen her açıklamasında yapıcı ve ihya edici bir görüşüne rastlamadığımız Kadıgil’in yukarıdaki beyanatlarından hareketle bu ülkeyi ve milleti sevmediğini ifade edebilirim. Daha açık konuşmak gerekirse ben Sera Kadıgil’in bir etki ajanı olduğunu düşünüyorum. Toplumu germe ve bölme faaliyetlerini yürütüyor. Artık bu provokatöre dur demenin vakti gelmedi mi?
Ekleme Tarihi: 17 Aralık 2024 - Salı

Mecliste Bir Truva Atı: Serra Kadıgil

TBMM’de ülkenin istikbalini ilgilendiren çalışmalar tüm hızıyla sürerken bu süreci baltalama ve sorun çıkarma adına bir etki ajanı tutumuyla hareket eden vekillerin varlığı, milletimizin dikkatinden kaçmamalı. Kimler nelerle uğraşıyor?

Emek sarf eden insanları çalıştırmamak ve memleketin uluslararası alanda imajını zedelemek için elinden geleni ardına koymayan şahıslardan bir tanesi de TİP’li Sera Kadıgil. Hemen her tartışmalı konuda ve memleketimizi ilgilendiren hassas meselelerde Kadıgil’in harekete geçtiğini görürsünüz. Bunun anlamı nedir?

Vardır bir derdi!

Sayın Söylemez’e Haksızlık Etti!

AK Parti Mersin milletvekili sayın Havva Sibel Söylemez’in önceki gün TBMM’de yaptığı bir konuşma hemen herkes tarafından alkışlandı. Sağduyulu ve asil duruşundan ödün vermeden konuşan sayın Söylemez, ülke için tabiri caizse saçını süpürge ettiğini ispatladı. Mersin’i layıkıyla temsil ediyor.

Bir tane daha Havva Sibel Söylemez olaydı, ne iyi olurdu!

Sibel hanım konuşmalarını sürdürürken Sera Kadıgil dışında hemen herkes sessizce dinledi. Havva Hanım icraatları dile getirirken ve memlekete hizmet ettiklerini somut verilerle ifade ederken Sera Kadıgil’in sokak ağzıyla sık sık konuşmayı bölmeye çalışması dikkatlerden kaçmadı. Söz kesmenin ayıp olduğunu dahi bilmeyen Kadıgil’in, Havva hanıma tanınan süreyi boşa harcatma girişimi başarısız oldu.

Sibel Hanım duruşu ve tecrübesiyle Kadıgil’in provokasyonuna meydan vermedi.

Havva Sibel hanımın gündem odaklı açıklamaları ve kamuoyunu bilgilendirmeye dönük çabası, Kadıgil’in psikolojisini bozdu. Bu sebepledir ki Kadıgil hakaret ve küfür etmeye başladı: ‘’Katil, Şerefsiz…’’

Havva Hanım tüm bu tahriklere rağmen oralı olmadı. Doğru ya, büyük insanlar küçük insanların seviyesizliğine iner mi?

Havva Sibel hanımın bu olgun duruşu takdire şayan. İnsan hak ve onuruna riayet etmeyen bir provokatörün meclis düzenini bozmaya çalışması ve küfürlü konuşması karşılıksız kalmadı tabi.

Sanırım Kadıgil, memlekette gerçekleşen kalkınma ve yatırımları hazmedemiyor. Bu aralar inanılmaz bir gerginlik yaşıyor.

Acaba Beşar Esed’in devrilmiş olmasından dolayı olabilir mi? Bana göre evet!

Kadıgil’in Sicili

Toplumumuzun bamteli olarak bilinen hassas noktaları bulunmaktadır. Ne ilginçtir ki önem arz eden meselelerle ilgili sadece Sera Kadıgil’in provokatif beyanatları bulunuyor. Sizce de bu, üzerinde durulması gereken bir husus değil midir? Hassaten Kadıgil’in bu denli ileri gitmesinin sebebi nedir?

Toplumu bölmek mi?

Ya da bir iç gerginliğe sebebiyet vermek mi: Çorum ve Maraş olayları gibi?

Bana göre hepsi. Ülkemizde bu tarz faaliyet yürüten birçok kişi olabilir; fakat Kadıgil’in bu doğrultuda özel bir misyonla hareket ettiğine inanıyorum.

İstiklal Marşı’na ve Ezan-ı Muhammedi’ye hakaret eden sen değil misin?

Kadıgil, CHP parti meclis üyesi iken sosyal medya hesabında aynen şu paylaşımı yapmıştı: ‘’o ezanlar ki şehadetleri dinin temeli; ama benim yurdumun üstünde ebedi inlemesin artık nolur ya! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah!!’’ 

Kadıgil’in psikolojik ve mental rahatsızlıklarının olduğunu da düşünmüyor değilim. Kendisi farklı bir paylaşımında şöyle diyordu: ‘’kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca kızgın yağ dökem mi üstlerine! Ya da uykumdan uyandıran ezan için camiyi basıp imamı mı keseyim?’’.

Evet, açıklamalar aynen böyle. Bu cümleler, ruh sağlığı yerinde bir insanın yapabileceği yahut düşünebileceği sözler değil!

Tam bir klinik vaka!

Abla sen şizofren misin?

Sen istiyorsun diye çocuklar mı ölsün, ezanlar mı sussun, imamlar mı kesilsin?

Ya da birilerine bu konularda talimatta ya da teşvikte mi bulunuyorsun ey Sera!

Ayrıca bu memlekette din adamlarına ve camilere yapılan saldırılarda Kadıgil’in etkisinin olmadığını düşünmek saflık olur!

Tam bir etki ajanlığı! Öyle değil mi?

Provokatöre Bak!

Memlekette hemen her olay üzerine Kadıgil’in provokatif açıklamalarına şahit oluyoruz.

2021 yılında Sinop’ta yaşanan sel felaketi üzerine Kadıgil hemen harekete geçmiş ve bir sel felaketini bile hükümete bağlamıştır. Vefat eden vatandaşların olduğu elim doğa olayında Kadıgil, meseleyi ‘’hükümet ve yandaşları’’ algısı ve etiketi ile kamuoyuna sunmuştur.

Ölen insanlar üzerinden siyaset yapmanın adının ‘’leş kargalığı’’ olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Kadıgil’in işi de bu!

Tarikatlar ve cemaatler hususunda da Kadıgil’in algı yaptığını ve küfürler savurduğunu da biliyoruz. İslami oluşumlara yönelik algı kampanyasının en önünde yine Kadıgil yürüyor!

Toplumu germeye çalıştığının farkındayız. Yemezler!

Neyse gelelim terör konusuna. İdari ve yargı merciinin terörle iltisakı ve organik bağı bulunan belediyelerle ilgili tasarruf yetkisini kullanması, yine Sera Kadıgil’i rahatsız ediyor. Abla sen kimsin?

Açık konuş da bilelim!

Belediyelerin bir terörist tarafından idare edilmesini makul görmek de neyin nesi?

Bu memleket ve millet, atanan kayyımlarla kendi güvenliğini sağlamamalı mı?

Ya da kamu araçlarıyla yola bomba döşenmesine kayıtsız mı kalalım?

Sen kime hizmet etmek istiyorsun Kadıgil, söyle bakayım?

Eline silah alıp dağa çıkmadığın kaldı, onu da yapabilirsin! Beklerim!

Sokak köpeklerinin insanlarımızın ölümüne sebebiyet vermesinden tutun da baraj-yol yapımına engel olmak için ağaç kesilmesini bahane etmesine kadar türlü türlü eylemlerde yine Kadıgil başrolde.

İstanbul Sözleşmesi gibi bir ucube sözleşmenin kaldırılması üzerine kendisi, İslami camiaya ‘’yobaz’’ demişti. Yetmedi, toplumumuzu ifsad etmek Müslüman Türk’ün istikbaline kast etmek için dayatılan LGBT hastalığının da en koyu savunucusu yine Sera Kadıgil!

Hızını alamayan Kadıgil ‘’LGBT+ olmayı hakaret sanan ataerkiyi başlarına yıkacağız’’ diyerek aba altından sopa gösterip saldırganlığını bir adım ileriye taşımıştır.

Bu memleket için ‘’bu ülke bir hukuk devleti değildir’’ diyecek hadsizlik de ancak Kadıgil’e has olsa gerek.

O zaman ne işin var burada, hukukun olduğunu düşündüğün ana vatanına gitsene!

Bu Ne Perhiz Ne Salata Turşusu Ey Kadıgil!

Sera Kadıgil’in terör konusunda da laf cambazlığını bilmeyeniniz yoktur; fakat ben size farklı noktaları işaret edeceğim.

Tunceli Belediyesi’ne yakın zamanda atanan kayyım hadisesi üzerine Sera Kadıgil, TV kanallarında boy göstererek ‘’bunun hukuki bir yönü yok, AKP belediyelere çöküyor, gasp ediyor’’ iftirasında bulunmuştu.

Abla sen hukukçuydun, ne oldu sana!

Yargının kesinleşmiş bir kararı üzerine kayyım atandığını unutmuş olan Kadıgil hala ve ısrarla AK Parti üzerinden dezenforme edici açıklamalar yapıyor.

Yetmiyor, söz konusu suçlu belediye başkanı ve DEM Parti ile dayanışma içerisinde olduğunu açıklıyor.

Memlekette hukukun olmadığını ileri süren ve hukukçu olduğunu sıkça vurgulayan Kadılgil’in hukuk anlayışı açıkça ortaya çıkıyor: terör sevicilik!

Suç işliyor, suçluyu övüyor ve arka çıkıyor. DEM Parti işbirlikçisi ve sevicisi Kadıgil’den yapıcı ve makul bir tutum beklemek yanlış olurdu zaten!

Sosyal medya hesabında yaptığı ‘’hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden, tiksindiğim kadar’’ paylaşımı, Kadıgil’in milli ve manevi değerlerimiz karşısında nasıl bir hassasiyetsizlik taşıdığını gözler önüne seriyor.

Bir dönem taciz olaylarıyla çalkalanan CHP’de Kadıgil’in açıklama yapmak yerine AK Parti’yi hedef göstermesini hatırlayacaksınız!

Hatırlarsanız bir vilayetimizdeki dini bir grubun bir şubesinde taciz olayı olduğu gerekçesiyle tüm tarikatları ve cemaatleri hedef gösteren Kadıgil, söz konusu CHP olunca biranda dut yemiş bülbüle dönüyor. Bütün bunlar Kadıgil’in hukuk, hakkaniyet ve adalet anlayışının seviyesizliğinin bir işareti değil de nedir?

Hemen her açıklamasında yapıcı ve ihya edici bir görüşüne rastlamadığımız Kadıgil’in yukarıdaki beyanatlarından hareketle bu ülkeyi ve milleti sevmediğini ifade edebilirim.

Daha açık konuşmak gerekirse ben Sera Kadıgil’in bir etki ajanı olduğunu düşünüyorum. Toplumu germe ve bölme faaliyetlerini yürütüyor.

Artık bu provokatöre dur demenin vakti gelmedi mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Tahsin Polat
(17.12.2024 18:13 - #607)
Bu kadını oldum olası sevmem. Gerçekten bu açıdan hiç bakmamıştım. Provokatör
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.