Günümüzde iki türlü kadın vardır: Birincisi hedeflerine ulaşan yetenekli kadınlar ve diğeri ise güçlü kadın zorunda bırakılan hayatı boyunca mücadele eden savaş veren güçlü kadındır. Güçlü Kadın… Yaşamlarını istedikleri gibi şekillendirebilen, kendi yeteneklerine ve potansiyellerine inanan ve başarıya ulaşmak için sürekli olarak kendilerini geliştiren kadındır. İçsel yolculuğa çıkın ve kendinizi keşfedin. Yeteneklerinizi, tutkularınızı ve değerlerinizi anlayarak, kendinizi daha iyi bir şekilde ifade edebilirsiniz. Sürekli öğrenme ve gelişme felsefesini benimseyin. Kendinizi eğitimlerle, kitaplarla ve deneyimlerle sürekli olarak geliştirin. Kendinize zaman ayırın ve bedeninize, zihninize ve ruhunuza iyi bakın. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyin ve kendinizi mutlu hissetmek için yapmanız gerekenleri yapın. Başarı zaman alır. Sabırlı olun ve sürecin tadını çıkarın. Aceleci olmak sizi hedeflerinizden uzaklaştırabilir. Güçlü kadın… Bir de güçlü kadın zorunda bırakılan kadınlar var. Çocukluktan itibaren her işini kendi yapmaya mecbur bırakılmış, hatta başkalarının işleri de o küçük omuzlarına yüklenmiş kadın. Aile kendi hayatlarını yaşarken, kendilerini mutlu etmek için görevlendirmişlerdir onu. Güçsüz, ürkek ve bir o kadar da korkan küçük kız çocuğu… Bir denileni iki etmez, etmez ki biraz sevgi, biraz ilgi, belki iki güzel söz duyarım heyecanı ile koşturur her işe. Küçük kız çocuğu, ailedeki herkesin günah keçisi olur, yine de sesi çıkmaz. Neden biliyor musunuz? Ailesi bir arada olsun, herkes mutlu olsun, evde huzursuzluk olmasın diye feda eder kendini, bedeni küçük ama yüreği bir o kadar büyük o kız çocuğunun. Küçüklüğünden itibaren omuzlarında hep başkalarının yüklerini taşıyan bu körpecik kız çocuğu. Bir gün kendi ailesi olursa orada istediği şefkati, hak ettiği mutluluğu, hak ettiği ilgiyi göreceğini düşünerek yuva kurar. Ve kendi hayatını yaşamadan, yaşı gelince evlendirilir. Şöyle düşünür… Belki evlenirsem mutlu olurum, eşim kıymetimi bilir, beni sever! Kız çocuğu babasından sevgi, ilgi görmediği için evliliği kaçış olarak seçer. Oysa… Bir darbe de eşinden ve eşinin ailesinden gelir. Fakat o temeli öyle sağlam atar ki ailesi, evliliği de freni boşalan bir araç gibi devam eder. Evet zordur güçlü kadın olmak... Ailede atılan güçlü kadın temelinin üst katlarının inşası, okul ve iş hayatında da devam eder. Buralarda da kurtarıcı, herkese yardım eden, herkesin derdine koşan o’dur ve günün sonunda yalnız bırakılan yine o olur. Gün gelir hassas omuzlarındaki yükün farkına varır ve küçüklüğünden bu yana taşıdığı bu yükün onu gerçekten güçlendirdiğini anlar. Artık güçlü olmak zorunda değil, artık gerçekten güçlüdür. Kimseye eyvallah etmez hale gelir. Çünkü o her şeyi tek başına yapabilir ve kimseye muhtaçlık hissi duymaz. Ancak, onu bu güçlü bir karaktere sokan insanlar, bu defa da onun güçlü karakterinden dolayı kendisini yalnız bırakır. Neden mi? Çünkü, artık onlara hizmet etmez, gücünü sadece kendi hayallerini gerçekleştirmek için kullanmak istediğinden. Güçlü kadınların gözlerinin içine bakın, en derinlerine... O güçlü duran karakterinin altında, masum ve yalnız bırakılmış bir çocuk hüznü vardır. Hatta bakmasını bilirseniz mutlaka görürsünüz o küçük kız çocuğunu göz pınarının hemen yanına çökmüş bir halde. Kısacası güçlü olup yaşamayı yaşamak sanmayın, her kadına her yaşta yaşayamadığı çocukluğunu yaşatın! Yüreği Güzel, Çocuk Ruhlu kadınlara selam olsun…