Genel ve yerel seçimlerden sonra AK Parti’de birtakım değişimler yaşanacağı konuşulurken geldiğimiz noktada parti içi muhalefete ve rekabete dikkatinizi çekmek istedim. Mersin dosyası açılırsa kentte el atılmadık hiçbir kurum ve kişi kalmayacak. Buna eminim. Paçozlaşma mı dersiniz, yoksa yozlaşma olarak mı tanımlarsınız bilemem; fakat hemen her kurumdan gelen haberler Mersin’de ciddi bir sorunun varlığına işaret ediyor. Kıyasıya bir mücadele var, herkes kendi adamını bir yerlere getirme derdinde, koltuğu sağlama alma hayali kuruluyor. Para hırsız sarmış birilerini… Bu  hamur daha çook su götürür.    KESKİN OLMAYAN KILIÇLAR ÇEKİLDİ Size hangi konuda bilgi versem ve bu bilgiyi nasıl ifade etsem diye saatlerdir düşünüyorum. Yazıp yazıp siliyorum. En tepeden manzaraya bakmanın verdiği heyecan ve dikkatli olma dürtüsü yoruyor beni. Siyaset alanında ve hassaten AK Parti içerisinde ciddi bir rekabet var. Üstlük taslama mücadelesi mi dersiniz yoksa farklı alanlardaki güç mücadelesi mi dersiniz, size bırakıyorum. Nitekim cevabınız her açıdan doğru olacaktır. Konunun ayrıntısını vermeyeceğim; ama AK Parti genel merkezi gelişmeleri yakından takip ediyor. AK Partili iki isim kıyasıya bir mücadele içerisinde:  Ali Kıratlı ve Havva Sibel Söylemez… İkisi de aynı partili ve aynı şehirden vekil seçildiler. Birbirleriyle nasıl bir sorun yaşayabilirler diye sorabilirsiniz? Sizce, aynı güce ve statüye sahip iki kişi ne diye birbirine düşman kesilir? Zamanla duyarsınız.   İHALECİLER İŞ BAŞINDA Memlekette vatan-millet söylemiyle hareket eden; ama vatanın ve milletin arazisini kılıfına uydurarak satmak son günlerde sıkça görülür oldu. Hazine arazilerine çökmeye çalışıyorlar. Memlekette kanun ve nizam var, doğru. Ama keyfi gerekçelerle iş kovalayanlar, yasalara aykırı bir işlemi nasıl gerçekleştiriyor dersiniz? Soruyorum son yıllarda hazineye ait arazilerin değişen statüleri ile bu arazilerin kurum yahut bireylere devri konusu aydınlatılırsa neler olur? Kim bunlar? Bu araziler üzerinde herhangi bir yapı-mülk söz konusu mu? Sorduklarıma bakmayın, bilmediğimi sormam. Vardır bir bit yeniği. İş dünyasında tanınan, bilinen isimleri hazine arazilerini kıskaca almış durumda. Ayrıca yakın zamana kadar bir ekmeğe muhtaç olan bazı kişilerin bu işlerle yolunu bulmaları, şaşırtmıyor artık. Bu şahısların AK Parti Mersin teşkilatı içerisinde boy göstermeleri dikkatlerden kaçmıyor. Neler dönüyor bir bilseniz? O da yetmezmiş gibi KOSGEB gibi kurumların yatırımcıya destek amaçlı hibe ettikleri kredileri elde etmek için takla atanlar var ya! Ulan, yatacak yeriniz yok be! Hayali şirketler kurarak ve sözümona işyerleri açarak kredileri alıyorlar ve köşeyi dönüyorlar. Devlet nezdinde işlediği ve istihdam sağladığı düşünülen şirketlere verilen karşılıksız krediler, bir çırpıda iç ediliyor. Bu kadar rahat hareket etmeleri sadece işgüzarlıklarından mı kaynaklanıyor? Yoksa bunlara yol gösteren ve işbirliğine giden ortakları yok mudur? Ya da bu ortaklar, kamu kurumlarıyla bağlantılı ise? Bunların araştırılması ve kamuoyuna sunulması bir gereklilik halini alıyor.    KOPACAK FIRTINAYI BEKLEYİN Kentte konuşulan ve birilerinin gizli olduğunu düşündüğü meseleler AK Parti genel merkezi tarafından biliniyor. Seçimlerde alınan büyük yaraların muhasebesi yapılmalıyken gelinen noktada parti içerisinde cepheleşmek ve ayrışmak Ankara’da tepkiyle karşılanıyor. Bu milletvekillerinin kulis yaparak bilgi sahibi olacakları artık bir hayal oldu. Milletvekili de olsanız bir şeyleri öğrenemezsiniz artık. Partiye katkısı olmayanlar, bir sonraki seçimi görebilir mi dersiniz? Rüyalarında görürler. Sahi AK Partili vekiller seçimlerin sonucunu değerlendiriyor mudur? Umurlarında bile değil. Nasıl olsa vekil seçildiler, bir kere. Bir sonraki seçimi göremeyecekleri kesin. Dönemin keyfini çıkarmayı düşünüyorlardır. Fakat sevinçleri kursaklarında kalacak. Vekillerin etkileri eskisi gibi olmayacak. Teşkilat tamamen değişecek. Yeni ve halkçı bir ekiple yola revan olunacak. Yeni teşkilat, mevcut vekillerle anlaşabilecek mi dersiniz? İlçe teşkilatlarına kadar ciddi bir reform yapılacak. Erken seçim şuan için söz konusu olmasa da önümüzdeki ilk seçimde mevcut milletvekillerinin hiçbiri aday adayı dahi olamayacak. Sadece Mersin siyasetinde değil aynı zamanda kamu kurum ve kuruşlarında bile köklü bir değişim beklentisi var. Bu beklenti hükümetin gündeminde. Kabine toplantılarında sıkça taşradaki olumsuzluklar ve aksaklıklar dillendirilir oldu. Bir bahar rüzgarının eseceği muhakkak; ancak hangi baharda eseceğini kestirmek zor. Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacaklarını kestirebilene aşk olsun.