Siyasette değişim beklentilerinin arttığı bu günlerde ilk kez Cumhurbaşkanımızın ağzından, yaşanacak değişime dair kararlı bir açıklama işittim. Biraz geç oldu; fakat güç olmasın. Bu açıklamayı yorumlayacak olursak mesele nerelere varır bir bilebilseniz. Fakat bu açıklamaların Mersin’deki bazı siyasetçilere de yapılan ince bir gönderme olduğunu açıkça ifade edeceğim.
CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMASI NEYDİ
Aslında sayın Cumhurbaşkanı hemen her açıklamasında örtülü bir mesaj gönderir bazı yetkili isimlere. Ne var ki son açıklama, kumsala inşa edilen kumdan kaleleri yıkan bir deniz dalgasını andırıyordu. Teşbihte hata olmaz. AKP içerisinde kumdan kale inşa edenlerin saltanatının sona erdiğini ilan etti sayın Cumhurbaşkanı… Beyanatında yer alan cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum: "Milletin sınıfta bıraktığını biz de baş tacı edemeyiz. Yeni isimlerle yeni değerlerle kadrolarımızı tahkim edeceğiz." Bunun anlamı şu: şuana dek yanlış adaylarla yol yürünmüş. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının etrafını saran ve halktan haber almasını engelleyen o aşılmaz duvar yıkıldı, denebilir. Kendini yücelten, dev aynasında gören ve halkı küçümseyen fildişi makam odalarıyla meşhur, bilumum sözde siyasetçiler! Sonunuz geldi. Sizin iktidarınız buraya kadardı. AK Parti’nin AKP’leşmesinin tek sebebi sizsiniz. Farklı bir partinin kapısını mı çalarsınız? Tutan mı var? Bir yetimin başını okşamışlığınız, bir fakire el uzatmışlığınız görülmemiş. Seçimden seçime arasına karıştığınız halk, oyunu Recep Tayyip Erdoğan’a verdi; size değil! Yaşadığınız mahalleye muhtar adayı olsanız yine de kazanamazsınız. Siz kim, belediye başkanı, milletvekili yahut bakan olmak kim! Siz kim ilçe yahut il başkanı olmak kim! Hayal dahi etmeyin!
31 MART SEÇİMLERİ BİTTİ; AMA SANCISI DEVAM EDİYOR
AK Parti’nin bir değişim yaşayabilmesi için 31 Mart seçimlerinin gerçekleşmesi gerekiyordu. Her seçimde sayın Cumhurbaşkanının prestiji ve toplumsal ağırlığı üzerinden avantadan vekil yahut belediye başkanı olmak kolaydı. Haydi belediyeleri kazanın da görelim! Yanlış adaylar, yanlış stratejilerle seçim kaybedildi. Peki, bu sürecin sorumluları kimler? Yoksa, sayın Cumhurbaşkanını mı sorumlu tutuyorsunuz! İl teşkilatları olduğu kadar genel merkezin de kabahati büyük. Siz bu adayları neye göre belirlediniz, Allah aşkına? Ölçütünüz neydi! Onu geçtim, kazandığınız seçimleri kendinizden bilirken 31 Mart seçim sonuçlarını neden yetim bıraktınız. Yoksa seçimleri kazandığınızı mı düşünüyorsunuz. ‘’Kazanılmış zaferin komutanıyım’’ demek kolay. Peki, ya kaybettiklerinden ders alıyor musun? Orasını karıştırmayalım mı? Sizin bu partiye gönülden bir bağlılığınız yok; sadece mide bağınız var! Yemek, makamınızı muhafaza etmek için oradasınız. Er ya da geç defolup gideceksiniz! O makamlar halkın! Halkın adamları oraya oturacak! Genel merkezde güvendiğiniz isimler mi var? Onlar da gidecek! Sizin çarkınıza, sokulan çomaktan haberiniz yok; ama ben söylim! Şuana dek il-ilçe başkanlığında yahut belediye başkanlığında bulunan, vekil olan ve genel merkezde yer alan ‘’MKYK mensuplarının çok büyük bir kısmı da dahil’’ hiçbir ismi bir daha siyaset sahnesinde görmeyeceğiz! İkide bir sayın Cumhurbaşkanının yoluna çıkmaktan vaz geçin! Manzara ortada. Seçim sonuçlarını değiştiremediğiniz gibi sayın Cumhurbaşkanının kararını da değiştiremeyeceksiniz!
AKDENİZ’DE HAVALAR NASIL, SAYIN GÜLTAK!
Aslında zurnanın zart dediği yere gelmek istiyorum. Belediye başkanlığı döneminde eleştirilerimi hazmedemeyen ve bana karşı elinden geleni ardına koymayan Akdeniz Belediye eski başkanı Mustafa Gültak, bu aralar ne alemde acaba? Kim bilir neyin hayallerini kuruyordur. Biliyorum. Sen bir daha AK Parti kapısından içeriye giremezsin. Bir önceki seçimi sen kazandıysan, 31 Mart’ta seçimi kaybeden kim? Halkı suçluyorsundur. Ne oldu başkan? Daha önce seçimi teşkilat değil de sen kazanmışsın gibi bir havan vardı. Sayın Gültak, 31 Mart seçimleri 31 kere tekrarlansa da sen seçimleri 31 kere kaybedersin. Başka bir adayla bu iş mümkün; ama senin seçim kazanman imkansız. Tüm kredini tükettin. Bir umut binlerce insan oy verdi; saba güvendi. Sen ne yaptın? Teşkilatının çabasını küçümsedin. ‘’Bir seçim kazandık, teşkilat üzerimize çöktü’’ diyen kim? Peki ne oldu? Sana seçimi kazandıran teşkilatından encümenine, parti üyenden halka kadar nice insanı küstürdün. Yaptıklarının karşılığını seçimlerde aldın. Akdeniz’deki seçim sonucunu AK Parti teşkilatının büyük çalışması ve çabası bile etkileyemedi. 31 Mart seçimleri sürecinde sayın Cumhurbaşkanının açık ve net desteği bile seni kurtaramadı. Destan yazmak yerine, hezimet yaşattın. Sayın Cumhurbaşkanımıza kendini göstermekle neyi amaçlıyorsun ki? Bu millet sayın Cumhurbaşkanına oy verdi; sana değil. Güzel günler, başarıyı kendinden bilenlerin değil, halka kucak açan siyasetçilerin olacak.