Mersin Büyükşehir Belediye başkanı Vahap Seçer, katıldığı CHP il danışma kurulu toplantısında ülke gündemindeki konulara dair farkındalık uyandırdı. Bir devlet adamı edasıyla konuşmalarına başlayan başkan Seçer; eğitimden siyasete, toplumdan ekonomiye bir çok konuda fikirlerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklamalarındaki ince nüanslar, başkan Seçer’in hükümete yönelik tutumunu da ortaya koymuş oldu.
CHP’Lİ BELEDİYELERİ ZORDA BIRAKMAK İÇİN
Son yıllarda ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle birtakım önleyici tedbirler uygulanmış ve bu durum ‘’tasarruf tedbirleri’’ bağlamında değerlendirilmişti. Ne var ki yakın dönemde ekonomideki şiddetli problemlerden olsa gerek, tasarruf tedbirleri yerine ‘’kemer sıkma’’ tanımı kullanılmaya başlandı. Her iki kavram arasındaki fark, aynı zamanda ekonomik krizin büyüklüğüne de işaret ediyordu.
Hükümetin ekonomi politikasındaki hataları gündeme alan sayın Seçer, son yerel seçimde CHP’nin ezici galibiyetine hükümetin gölge düşürmek istediğini vurguladı. Başkan, ‘’kemer sıkma politikası’’ şeklinde masumane bir tanımın arkasına gizlenen asıl gerçeği ifşa etti ‘’düzenlemenin temel sebebi 411 belediye kazanan CHP’ye yönelik, bu belediye başkanlarını nasıl engelleriz, hizmetlerini nasıl yapamaz hale getiririz, ellerini ayaklarını nasıl bağlarız. Niyet bu, başka niyet aramıyorum.’’ Başkanın öngörüsü ve süreci ele alışı, esasında önemli bir noktaya daha temas ediyordu. Buna göre hükümet, CHP’li belediyeleri çalıştırmayarak gözden düşürecekti. Böyle iktidar olma yolunda CHP’nin halk nezdindeki pozitif imajına kara çalınacaktı.
Topluma ve CHP’li belediyelere tasarruf hikayeleri okuyan hükümetin, tasarruf tedbirlerine uymaması, başkan Seçer tarafından gündeme getirildi. Sanırım Vahap başkan, hükümetin CHP’li belediyeleri zorda bırakma hamlesine karşı, hükümetin müsrif uygulamalarının topluma anlatılması gerektiğinin altını çizmek istedi. Büyük satranç tahtasında hamlelerini sağlam yapması gerektiğine dair ilgililere ince bir mesaj da göndermiş oldu.
BAŞKAN SEÇER’DEN PARTİ ÖRGÜTÜNE TAVSİYE
Son yıllarda siyaset arenasındaki sert ve yakışıksız söylemler, 31 Mart seçiminden hemen sonra yerini ‘’normalleşme’’ siyasetine bıraktı. Başkan Seçer, kuruldaki açıklamalarıyla sürece dikkat çekti. Siyasette belirli bir ölçünün olması gerektiğini dile getiren başkan, sert bir muhalefet çizgisinin yanlışlığını; ancak ‘’çok nazik muhalefet’’ örneği sergilemenin de sakıncalarını bildirdi. Yani başkan Seçer, ‘’gerginlik siyasetinin halk nezdinde bir fayda getirmeyeceğini, yumuşak muhalifliğin de çözüm üretmeyeceğini’’ anlatmak istedi. Sanırım başkan, yumuşak bir siyasi tutumun, hükümet karşısında muhalefeti sindirebileceğini ve güçsüz düşürebileceğini ima etti. Baştan sona doğru.
Uzun yıllar siyasette gerginliği benimseyenlerin yerel seçimde ağır hezimet almalarıyla, ‘’normalleşme’’ girişimlerine başvurmaları bir oyun yani aldatmaca değil de nedir? Başkan Seçer, her şeyin farkında; sadece siyasilerin bu ağa düşmemesini arzu ediyor. Böylece parti merkezinin ve meclisteki CHP grubunun yeni dönemde başkan Seçer’in ifade ettiği şekilde hareket edecekleri ortaya çıkıyor. Bir belediye başkanının ülke gündemine ve siyasetin geleceğine dair öngörüleri, ‘’Vahap Seçer, Cumhurbaşkanı adayı olabilecek kapasitede bir lider’’ kanaatimizi kuvvetlendiriyor.
SOSYAL MESELELERİN ALTINI ÇİZDİ
Başkan Seçer’i Mersin’de etkili bir siyasetçi kılan faktörlerin başında, onun ‘’halkçı’’ kimliği gelmektedir. Halkın gündelik yaşantısında karşılaştığı sorunlar, başkan tarafından dikkatle takip ediliyor. Problemlerin proaktif bir yöntemle çözümüne gayret ediyor. Son dönemde ülke gündemini bir hayli meşgul eden sokak köpekleri meselesine de değinen başkan Seçer, köpeklerin uyutulma yöntemiyle itlaf edilmelerine karşı çıkarak ‘’kısırlaştırma’’ metoduyla hayvanları kontrol altında tutacaklarını, belirtti. Hükümetin yasal düzenlemelerle dayattığı tedbirlere uymalarının mümkün olmadığının ve popülasyonun kısırlaştırılarak azaltılması gerektiğinin altını çizdi. Başkan, bu çıkışıyla ne kadar insani ve vicdani bir yaklaşım benimsediğini de göstermiş oldu.
Ülkedeki eğitim sistemindeki kargaşaya da değinen başkan Seçer, bir eğitim bilimci edasıyla sistemdeki aksaklıkları ve yanlışlıkları değerlendirdi. Eğitimin toplumun geleceğini ilgilendiren hayati bir değer olduğuna yer veren başkana göre, bu alandaki çözümün en etkili yöntemi ‘’Mustafa Kemal Paşa’nın uyguladığı maarif politikalarıdır.’’ Eğitimin siyasallaşması ve partileşmesini kritik eden Vahap Başkan, bir sosyolog perspektifiyle siyasi iktidarın ikbali için eğitimin ve toplumun şekillendirilmesindeki yanlışlığın eğitimdeki en önemli problem olduğuna yer vererek, bu şekilde toplum geleceğinin tehlikede olduğunu değerlendirdi. Başkan Seçer, ekonomi, toplum, eğitim ve siyaset alanlarını ilgilendiren konulara hakimiyetiyle göz doldurarak, ülkeyi yakından takip ettiğini ve ülke yönetiminde söz alması durumunda başarılı olabileceğini ispatlamış oldu.
CHP’nin iktidar olacağı yıllarda başkan Seçer’in kritik görevler alması durumunda başarılı bir siyasetçi profiliyle ülke sorunlarını çözebileceğinin güvenini veriyor. Başkan Seçer’de bir belediye başkanından daha fazlası var. Onun birikim ve tecrübesinin, ülke sorunlarının çözümünde büyük bir kazanım sağlayacağı muhakkak. Bu millet slogana ve hamasete destek vermek yerine çözüm üreten ve güven veren CHP’ye oy vermeli. Öyle değil mi