31 Mart Seçimlerinin hemen ardından tartışmaların merkezinde olan Toroslar Belediyesi’nde olaylar bitmek bilmiyor. Yaşananların en önemli müsebbibi kuşkusuz belediye başkanı Abdurrahman Yıldız… Daha önce ilginç kararlarla lüzumsuz tartışmalara yol açan ve gündemi meşgul eden başkan Yıldız’ın yeni kararları tartışmaları yeniden alevlendirdi. BAŞKAN KİN GÜDÜYOR Abdurrahman Yıldız’ın belediye başkanlık seçimini kazanmasıyla halk nezdinde pozitif bir izlenim oluştu. Başkanın; Toroslar’ın ihtiyaçlarına uygun bir belediyecilik hizmeti sunması gerekirken tartışmaya yol açacak girişimlerde bulunması ‘’başkan intikam alıyor, kin tutuyor’’ şeklinde yorumlanıyor. Son dönemlerde Mersin genelinde yaptığımız kamuoyu araştırmalarında Abdurrahman Yıldız’ın Toroslar’da ‘’beklentileri karşılamaktan uzak bir başkan adayı’’ olarak tanımlanmaya başlandığını ve hayal kırıklığına yol açtığını tespit gözlemliyoruz. Başkan Yıldız’ın ‘’İstiklal Marşı’nı okutmama’’ girişimiyle başlayan gerginlikler dizisine her geçen gün yenileri ekleniyor. Uzun yıllar MHP’li adaylar tarafından yönetilen Toroslar Belediyesi’ni CHP’li bir adayın kazanmasıyla, eski yönetimler döneminden kalan uygulamalar, yaklaşımlar ve hatta işe alınan çalışanlar dahi bir problem olarak görülüyor. Başkan Yıldız’ın yatırım ve projelere öncelik vermek yerine kısır tartışmalara girişmesi, önümüzdeki günlerde gerginliklere ve hatta toplumsal bir reaksiyona neden olabilir. Yakın zamanda başkanı bekleyen zorlu yargı süreçlerini öngörmemek mümkün değil. Bu yargılamaların ciddi sonuçları olacağını düşünüyorum. Nitekim, başkanın kararları vicdanın ve evrensel insani değerlerin kabul etmeyeceği bir niteliğe sahip. MOBBİNG VAR Yakın zamana kadar başkan Yıldız’ın Toroslar’a öneli hizmetler yapacağına inancım tamdı. Bu konuda az da olsa ümitvarım; ama endişeliyim. Endişelerim belediyede yaşanabilecek provokasyonlardan ileri geliyor. Bunu da işçilerin karşılaştıkları hukuksuzluklar tetikleyebilir. Bizler belediye işçi ve emekçisinin hukukunun çiğnenmesini mazur göremeyiz. Görmemeliyiz. Bu nedenle kul hakkı gibi hassas bir mevzuyu göz ardı edenlerin insaniyet namına ciddi ve kaliteli bir belediye başkanlık görevini yerine getireceğine inancım gün geçtikçe azalıyor. Ehliyet-liyakat konularına önem gösteren bir belediye başkanının farklı bir görüşe sahip olsa bile ehil kişiyi faydalı işlerde istihdam etmesi gerekmez mi? Göreve gelir gelmez işçilerden kadrolu kişilere kadar birçok ismin görev yerinin değiştirilmesi vicdana sığar mı? Ayrıca görev yeri değişikliğine gidilen kadrolu kişilerin tamamının Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde görevlendirilmeleri, kasıtlı ve intikam hissiyle alınmış bir kararı göstermez mi? Gençlik ve Spor İşleri Müdürlüğü, Makine ve İkmal, Zabıta İşleri, Fen İşleri, Kültür İşleri, İmar ve Şehircilik, Sosyal Destek Hizmetleri müdürlüklerinde görevli kadrolu personelin Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde ‘’Sırtçı’’ olarak görevlendirilmesine ne demeli? Bunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığına kim inanabilir? Sonraki seçimde yüzakıyla ‘’kadrolu personeli belediye temizlik aracında sırtçı olarak görevlendirdik’’ diyerek güvenilir bir başkan profili çizebilir misiniz, sayın Yıldız? Daha önce işe gelmeyen, bankamatik memurlarının belediyeyle ilişiğinin kesilmesi makul ve gerekli bir hamle idi. Ancak, belediyenin ihtiyaç duyduğu söylenen sırtçı ihtiyacını farklı birimlerde yer alan kadrolu personel görevlendirerek karşılamak adil bir yaklaşım değildir. Bunun adı düpedüz mobbing... Yargı bu duruma sessiz kalmaz. Hatalı karardan dönülmesi, kadrolu personelin işlerinin başına geçmeleri hakkaniyete uygun düşecektir. Adalet bir gün herkese lazım olacak.  UYARI/YORUM Son dönemlerde belediye yönetimiyle ilgili ortaya atılan iddialar ve dile getirilen şikayetlerle ilgili fikrimi naçizane dile getirmiştim. Uzun yıllar sağcı bir yönetimle idare edilen Toroslar’ın yıllar sonra sol görüşlü bir parti tarafından yönetilmesi, bazı endişeleri beraberinde getirmişti. Siyasi, ideolojik durumlar ve toplumsal hassasiyetler ele alındığında CHP yönetiminin bir hayli dikkatli olması gerekmekteydi. Ne var ki daha makul ve yapıcı olunması, yeni yönetime karşı artan öfkeyi dizginleyebilirdi. Fakat, başkan Yıldız ve ekibi radikal kararlara imza atmayı ve tartışmalı uygulamalarda bulunmayı daha doğru buldular. Eğri oturup doğru konuşmayı severim. Başkan Yıldız bu şekilde devam ederse hem kendisini hem de belediye yönetimini zora sokacak hukuki müeyyidelerle karşı karşıya kalabilir. Bu durumda CHP il yönetimi ile parti genel merkezi bile sayın Yıldız’ı savunmayabilir. Hatta dışlayabilir. Başkan Yıldız’ın belediye başkanlık yönetimindeki işlemleri, kendisini olabildiğince yalnızlaştırabilir ve büyük emeklere dayanan seçim galibiyeti mahkemelerde noktalanabilir.