Bu aralar ;uzak mı kaldık ne yerelden der gibi dedi, iç sesim. Valla, azcık öyle oldu be balım. Mekanlardayız artık . Mekanlardayız derken? Haaaa yok be balım öyle mekan deyil, takipteyiz babında. Ya bende ne oldu bu Nefo'ya diyorum sakinliği  sevenin gürültülü yerlerde işi ne? Sulandırdın yine gölgecim ağır abi konuyu. Heyye; işte huyum,vazgeçmiyor huylu huyundan insan naparsın!!!   Meclisler, hareketli gördüğüm kadarıyla; zaten öyle olmasa terslik olurdu, özelliklede büyükşehir meclisi  Geçen dönemlerde muhalefet çoğunlukta olduğu için hep karşı çıkılmaya alıştık.  Doğruda olsa, yanlışta olsa; muhalefet red der yada yokuşa sürerdi  içlerinde gelmeye gelmeye çoğu zamanda . Bu dönem meclis çoğunluğu CHP'de; en azından doğruya yanlış diyen bir zihniyet yok Mersin adına . Tamam çoğunluk  CHP'de olabilir ve bu işlerin hızlanması demektir, doğruya doğru demektir oyların hakkaniyeti; amma velakin çelişkiler varsada sorgulamak demektir. CHP'sinin aslında özelliğide odur, ince eleyip sık dokumak.  O yüzden zaten en büyük tartışmalar CHP'de olur hem merkez siyasette hem yerel siyasette. Mersin için bir farkındalık aslında büyükşehir babında durum; oy çokluğunun, CHP gibi yeri geldiğinde ,dışı bırakın iç eleştiride level atlayan partinin  meclis üyelerinde olması büyükşehir için getirisi güzel olacak. Vatandaşın beklentiside bu yönde.  CHP markajda; CHP meclis üyelerini; yani Mersin ilk defa kazanacak. Cumhur ittifakından olan meclis üyeleride, geçen dönemlerden efsunlu, sadece Mersin'in önemli olduğu bilinciyle oy kullanacak; işin özü azizim, doğru doğruluğunda kalacak, vicdanlar rahat edecek . Polyanna Nefo!!! Dermişim.. Hadi de... Hayaller, hayatlarda...  Tamam onuda de.  Umudumuz bu be gölgem, Mersin'in kazanması; çok yorduk kenti insani çıkarlarımız için; o hep verdi biz aldık, o hep sevdi karşılıksız, biz harçul ettik. Sıradan vatandaş aslında en masum, Mersin gibi kurban. Hertürlü kişisel ama en çokta siyasi kişisel basamak adına, her ikiside çok kullanıldı.  Yine Stklar, odalar, cemiyetler, parti teşkilatlarıda  üyelikten yöneticiliğe, başkanlığa trabzan yerine geçti siyasette yer edinme adına. Buralarda başkan oldun mu ; belediye başkanlığı, milletvekilliği olmadı, meclis üyeliği yolu  açık... Basında haber çıksın, gündemde kalınsın uğruna yapılanlar... Hiç olmadı mı beklentiler istenilen gibi; önemli değil; gücün yanında ol, güçlü ol zihniyeti...  Stk'ların, odaların, cemiyetlerin hatta parti teşkilatlarının kurulmasındaki  amaç; kişisel siyasi kariyerlerine yada iktidar güç elde tutma eyleminde araç olur, amacından uzaklaşır zaman zaman, hatta çoğu zaman.  Mersin`de ne stklar, ne odalar, ne cemiyetler, nede parti teşkilatları trabzan basamak muhabbetinden; ne istediği yerde oldu, ne de amacına hizmet etti o yüzden de. Yani kişisel siyasi başarı uğruna, heba edilenler listesi uzadıkça uzuyor. E tabi birde, her  taraftan; kişisel siyasi iktidar yolunda, gücünde elde tutulması lazım. STKlar, odalar,cemiyetler ve parti teşkilatlarında yaşanan güçler savaşı; bundan dolayı çoğu zaman soğuk, kimi zaman sıcak  hiç bitmez. Kazan kaynar durur... Vesselam