Nağmelerden ilhamla yazanlardanım. Bugün biraz daha slow ,böyle ruhu okşayan nağmelerle yazayım dedim ;Bilal Sonses ‘le, sonra Burak Bulut -Kurtuluş  Kuş’la hareketlendim …  Hiç alkol almayan insanlar bilirim; bir nağmeyle hele de sol yanda sızısı ya da pır pır atışı varsa yüklü sevdalarıyla ;bir büyük bitirmiş gibi sarhoş olur nağmelerle. Kalıplarım yok tek kalıbım vazgeçemediğim nağmeler.  Kalem dile gelir, nağmelerin ruhumda bıraktığı izlerle … Her kalıp; gerçeğe bağlı değildir, zaten.  Hayali yaratıcılık lazım.  Bir ağır abi makalede de, bir algı yazısında da, bir öyküde de, duygusal yazıda da …  Okuyucunun dikkatini hele ki; bizim milletin dikkatini dağıtmadan, sıkmadan beyazı siyaha buluşturmak lazım.  Malum milletçe; dikkat dağınıklığımız, çabuk sıkılmamız, e arada sabırsızlığımız olmazsa olmaz meşhur özelliğimizken.  Eeee biRde çabuk unutan milletiz ; tabi sadece unutmak istediklerimizi. Evet,   nağmeler eşliğinde başlayalım; bu günlerde bir klişe olan bir cümle duyuyor okuyorum.   En son Vahap Seçer’in bayramlaşma konuşmalarında vardı ;AKP ve MHP’ lilere söylediği “takım tutar gibi parti tutmayın” .Halkın sandıktan çıkan ortak kararını küçük düşürmek için yıllar yılı kullandıkları klişedir siyasette ,bu ve kabul etmediğim cümle; Vahap Seçer’le ayni düşüncede değilim bu cümle konusunda ve aslında söylemek istediği ile bu cümlenin, çokta bağlantılı olmadığını düşünüyorum anlam içeriğiyle konuşmanın tamamını dinleyince de.  Zaten benim ayni düşüncede olmadığım tarafı takım tutar gibi parti tutmayın tarafı; önce onu not düşeyimde; başka tarafa çekilmesin malum eller tarafından .Haaaa yemezler gelmem öylesi oyuna babacanlar!!! Valla …  - Bu kelimeyi çaldımmmm valla  gölgecim   -Hığız seni? - Heyye..  Ciddi konuya dönelim; takım tutar gibi parti tutmak mümkün mü?  Bur da partiler mi ,takım mı yoksa halk mı eleştiriliyor?  Benim Sarı kanaryama yani  Fenerbahçe’ye düşkünlüğümü bilmeyen yoktur, damarımdan sarı lacivert akar kanım o kadar abi.   Yeri gelir takımımın futbolcusundan, teknik ekibe, yönetimine veryansın eder ,istifaya davet ederim diğer taraftarlar gibi.  Tepkim ve genel taraftarların tepkisi genellikle; reel ve anlaşılabilir bir tepkidir başarısızlığı asla sevmeyen ve doğru tespitle sebebi tepkiyi kanalize ederiz ,tüm diğer takımların taraftarları gibi.  Takımımızı değiştirmez ama takımı bulunduğu duruma sürükleyen sebeplerin sorumlularını en sert şekilde eleştirir ve; koltuğu/formayı terleten, formanın hakkını veren   isimlere devretmesini isteriz taraftar olarak .  Hadi bakalım, siyasette böyle mi beyler?  Soruyorum size?   Partinizin, yolunda gitmeyen neyi için karşı duruyorsunuz?  O zamanda ben ,şöyle bir cümle edeyim size;  Umarım; takım tutar gibi parti tutarsınız belki o zaman partilerde yönetim istifa deme gücünüz olur ve o partiler partililerin umutlarıyla oynamaz.    Haaaa takım tutanlar; 11’inden kenarda olan yedeklere, teknik ekibe, yönetime kuruluşundan bugüne takımın tarihini bilirken; acaba kaç partili, partisinin tüzüğünü biliyor ya da birileri vekil, başkan adayı olsun diye ithal üye değil de, gerçek ideolojik partili yada partinin genel başkanı için partili?  Hadi size on numara beş yıldızlık soru!!!!  Dip notcum; takım denince Türkiye milli takımımız olmazsa olmazımız.  Futbol aslında ;müthiş bir ülke içi ve siyaset ve ülkeler arası propaganda aracıdır.  Türkiye Milli Takımını eleştirmek o yüzdende olmaz hele böylesi zamanda , çünkü ;o kırmızı beyazın, dünyadaki yansımasıdır.  Yenilse de, yense de canımızdır.  Kırmızının, beyaza aşkıdır  Beyazın, kırmızıya vurgun olmasıdır.   Gururdur.  Özlemdir …   Ülkeler arası psikolojik savaştır. Vatanının, sahipsiz olmadığının güvencesidir dünyadaki vatandaşlarımız için.  Vesselam…