Bugün bambaşka bir konu kaleme alıyorum. Çokkkk yıllar önceydi fiiii tarihi; zaman gençlik zamanım aslında, çokta değişen bir şey olmamış bakınca …
İşte o fi tarihi yıllarda; şiddete maruz kalan kadınlar ve sonrası ensest ilişkilerle ilgili bir yazı dizisi yapmıştım ve araştırırken, tanıklarıyla, uzmanlarıyla konuşurken, yazarken; inanın psikolojimi toparlamam en az 3 ayımı almıştı. Mağdurları düşünemiyorum bile yaşamları devam etse de, onlar hep dağınık.Çaresizlikler, sessiz çığlıklara karışan gözyaşları, parça parça ruhlar…. Bilenlerin bilmemezlikten, görenlerin görmemezlikten gelmesi, sessiz kalması; müdahale etmeyişleri, edemeyişleri bazen de.
Çocuğa tecavüz, hayvana tecavüz, erkeğe, kadına tecavüz, billboard fotoğrafındaki kadına tecavüz…
Cezalar … Ceza mı var yada ne kadar caydırıcı?
Teknoloji ilerleyince; bir tık kadar yakın bilgiler ve ortaya yayılan görüntüler, haberler ile durumun boyutunun ne kadar vahim olduğunu görüyor insanlar.
Ya adamlar; videolarını çekip yayınlıyorlarsa fütursuzca, demek ki teknoloji ve internet olmadan öncede bunları yapıyorlardı.Ötesi bu olaydaki gibi; hayvan zulmü ve hayvanlarla cinsel ilişki, çocuklarla cinsel ilişki konusunda benzer düşüncelere sahip insanlarla, iletişim kurmanın yollarını da buluyorlardır.Aslında, internet dünyası sanallığı ile birlikte; gerçek dünyadaki suçluların yakalanması adına da hizmet ediyor.
***
Bir örnek size; ‘’Nisan 2022’de tutuklanan, Kuzey Avustralya’daki Charles Darwin Üniversitesi’nde akademisyen olan Britton, aslında iki farklı hayat yaşıyordu.
BBC ve National Geographic’le birlikte çalışan ünlü zoolog, 47 hayvana zulmünü kabul etti. Ayrıca, çocuk istismarı materyallerine erişme ve bunları iletme suçlamalarını da kabul etti.Britton’un suçlarının ayrıntıları o kadar korkunçtuki Baş Yargıç Michael Grant, savcılar davanın gerçeklerini özetlemeden önce halkı ve güvenlik personelini mahkeme salonunu terk etmeye çağırdı: Savcılar mahkemeye, Britton’un en az 2014’ten bu yana hayvanlara, özellikle de köpeklere karşı sadist bir cinsel ilgiye sahip olduğunu anlattı. Savcı Marty Aust, bölgede yeni bir köpek veya yavru köpek satışa sunulduğunda köpeklerinin velayetini almak için sahipleriyle şüphe uyandırmayacak şekilde iletişim kurduğunu anlattı.’’
Bu dünyanın başka yerinde böylede bizde farklı mı?
Gün geçmiyor ki hayvan, çocuk istismarı haberleri duymuyoruz, görüntüleri ile.Öylesine karanlıkta kalan yaşananlar var ki; arka sokaklardaki karanlık duvarlar dile gelse, kim bilir neler anlatır. Dünyada cinsel istismar suçu en yaygın olan. Bir tek suçlusu var; insanoğlu. Cinsellik tabu değil, gizli ve cezasız bırakılan cinsel istismarlar tabu olan …
Savaşta bile; her şey mübah diye tecavüzü, infazları, şiddeti mazur gösteren insanoğlu.
Fatmagül’ün suçu ne?
Hayvanların, bebeklerin, kadınların, erkeklerin, fotoğrafların, bidonların suçu ne?Cinsel istismar yapanlarda; cinsiyet fark etmiyor erkekler başı çekse de bunu uzmanlar daha bilimsel açıklarlar.Uzmanların bir an önce el atması da gerekiyor insanoğlu canavarlaşmadan daha.Teknolojiyi suçlayanlar çok, internet tüm kötülüğü yayıyor diyenler. İyi ki internet var ve iyi ki teknoloji sürekli kendini yeniliyor. Niye kızıyoruz teknolojiye, internete? Tüm kötülükleri, görmek istemediklerimizi ;varlığıyla, buradayız kör olmayın dediği hatırlattığı için mi?
Hep vardık; siz görmüyordunuz, duymuyordunuz sadece diyorlar.
Duysanız da, görseniz de insanoğlu unutmakta level atlar, haberi okur izler ve ah vah der unutur …
İnternet tetiklemiyor zaten; olan yanlışlar var ve bunun önlemini alamayan insanoğlu.
Dünya güzel cennet, biz insanoğlu ise cehennemi yaşatıyoruz bu dünyaya.
İyi ve vicdanlı insan olmak; meziyet.
İyi insanlar iyi ki var.
Sevgiyi yaşayabilen, yaşatabilen, karşısındakine ne ruhen ne fiziken zarar vermeyen, o ruha da, bedene de saygı duyan.
Belki de daima umut vardır sözü; sevgiye, iyiye, vicdana sahip insanların adıdır kim bilir….
***
Dip notcum ; bugün ,senin gündemin sevgi-aşk-iyilik-dostluk- güven olsun.
Aslında tüm kötülüklerin anası onlardan yoksunluğumuz
Bu duyguları kaybeden insanoğlu var.
Her şeyi maddiyata bağlayan ve o hedefe giden yolda mübah zihniyetiyle, araç olarak en başta cinselliği kullanan.
Öylesine, dejenere oluyoruz ki, fark etmeden; duygular köreliyor, gerçeklik ortadan kalkıyor.
Kimse kimseye inanmıyor, güvenmiyor, sevgiye, aşka, dostluğa inanç kalmamış.
Bulanlarsa; hep acaba sorusuyla yaşıyor, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer babında. Olanı da kaybediyor beynini kemiren kurtla çoğu zaman. Güven her şeydir … Güvenmiyoruz birbirimize, hep gard alma modu. Kırılmaktan, kandırılmaktan, yanıldım demekten korkuyoruz.Herkes; başrol olması gereken kendi hikayesinde bile, figüranı oynuyor.
Sadece oynuyor…
Gerçeğe ulaşamadan yitip giden hayatlar.
Gençleri suçlarken; dejenere oldular, ahlak, edep kalmadı diye; aslında yetişkinlerin onlara örnek olduğu unutuluyor. Hatta yetişkinler kadar, kaşar değiller, masum duygularında.
Tertemiz duyguları, hissettikleri, dostlukları, aşkları bile, âmâ büyüdükçe kirleniyorlar yetişkinleri görerek.
Vesselam…