En büyük tecrübe; tecrübesizliktir der atalar.
Atalar derse doğru der gölgecim.
Ben hep bunu söylerim usta; atalarda boştan değil, tecrübeden söyler. Zaten bunu söyleyenler başarı merdivenlerinden çıkmıştır; diğerleri bilmem kaçıncı basamakta kendini kandırmakla meşguldür. Dünde verdiğimiz kararlar bugünü, bugünlerde verdiğimiz kararlar yarınlarımızı etkileyecek. Ya doğru kararlara imza atıp merdiven çıkacağız ya da…Ya da…
- Sebep sonuç vakası yani?
-Aynennn
***********
-Nefocum ,
-Söyle canım ciğerim.
-Nisan’ıda bitirdik.
-Bitsinnnn be gülüm; seneye yine gelir, ondan sonraki senede, daha sonraki senede nefes aldığın sürece; kaç Nisan gelip geçecek hayatın güze gelmesinde.
Ey hatıralar saygılar arz edelim size diyerek; uzun ince bilinmeyen yola uğurlayacak sonrası hayat bizleri. Döngü bu…
-Dimi?
-Heyye…
************
Nisan sonrası Mayıs girecek ömür kapımızdan ve 1 Mayıs işçi bayramı ilk günü.
1 Mayıs diye yürüyüşler düzenlenecek.
Sonra evli evine köylü köyüne.
Haydin evlere …
Çoğu işçi yine alın teri için, ekmek parası için, yollarda olacak yine o günde.
Kimi bilmem kaçıncı katın inşaatında önlemsiz çalışacak, kimi eve temizliye gidecek, kimi saatlerinizi okuyacak, kimi sokaklarınızı temizleyecek, kimi sıcak fırının karşısında verdiğiniz malzemeye börekler hazırlayacak, kimi sitenizin güvenliğini sağlayacak, kimi gittiğiniz kafede siparişinizi getirecek, kimi bir mağazada size alışverişte yardım edecek, kimi de abla bir mendil, soğuk su vereyim mi diyecek.
Yani; diğer günlerden pekte farkı olmayacak çoğu işçi için.
Sadece resmi kurum ve belediyelerde çalışanlar için resmî tatil günü.
Orda da; ya hizmet akışının devamlılığı, ya da ben onlara taşeronun taşeronu işçiler diyorum iş başında olacak mesai babında.
İşçiyiz onurluyuz abi …
Kadrolusundan, taşerona, kurum şirket personelliğine; sahada da iç görevde de işçilikte yaptım. Bir dönem şirketim olduğunda patronlukta …İşçinin halinden de anlarım patronunkinden de. Ayni işi yaptığınız halde zamanında yemek salonlarında güle oynaya aldıkları memuriyet, kadrolarıyla; hizmet alımı diye dalga geçenlerde gördük. Referansı daha yüksek yada seçimde değişen yönetim farkı nedeniyle diye, gözün üzerinde kaşın var çiz üzerini, işten çıkarıp, onların alınmalarını da , ya da her ay şu kadar göz hakkı vereceksin ki; işinin başında kalman garanti olur diyenleri de. Ya da kumpasla ekmeğinden edenleri de. Bir tek kişide işe girerken acaba ben kimin ekmeğinden ettim de işe girdim diye sormaz be abi, özelliklede yerel yönetimlerde, âmâ işten çıkarıldığında … Sorun o belki de empati kuramamak. Yine de hukukla tazminat, geri dönüş haklarının olanlar diğerlerine göre daha şanslılar. Sisteme karşı kimse dik duramaz, birlik olamaz. Sistemde bir güzel kullanır eline geçen fırsatı.
Yada’ sı bol anlayacağın gölgecim.
Neler gördük neler. Yazsak roman olur. Kahramanları insan içine çıkamaz denir ya, o cinsten.
Emek ve alın teri değince; akan sular durur o yüzden bende.
Emekçinin hakkı kutsaldır. Ekmek davası namus davasıdır.
Ekmekle oynanmaz.
Alın teri kurumadan hak verilmeli emekçiye.
İş kazalarında Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre her 15 saniyede bir 153 işçi iş kazası geçirmekte ve bir işçi iş kazaları veya hastalıklar nedeniyle ölmekteymiş. Dünyada her gün 6.300 insan iş kazaları veya işle ilişkili hastalıklar nedeniyle ölmekte ve bu tam bir katliam. Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olan Türkiye’de her gün resmi olarak 172 iş kazası meydana gelirken, sonucunda dört işçi hayatını kaybediyor, 6 işçi ise sürekli iş göremez hale geliyormuş.
Marjinleşen bir dünya ve Neoliberal dönemle birlikte yaygınlaşan düşük ücret rejimi ve güvencesiz çalışma koşulları.
İşçi-sermaye çatışması.
Piyasada kendiliğinden oluşmayan iş sağlığı ve güvenliğini sağlamaya yönelik bir mekanizma.
İş kazalarını önlemeye yönelik yaptırımları yasal mevzuatı oluşturarak uygulamakta zorluklar yaşayan kamu otoritesi.
Kar maksimizasyonunu öncelik gören işveren.
İşçilerin ölmesini engelleyecek yasaları; çoğunluğu müteahhitlerin finanse ettiği siyasetin, çıkarmayışı. İşverenler için işçi ölümlerinin “maliyeti’ ’kan parası halk dilindeki; bunun iş güvenliğini sağlamaktan daha ucuz olması. İşçi sağlığı, İş güvenliği, iş sağlığı ve güvenliği maliyetlerine katlanmayı işçiye veya ailesine tazminat ödeme maliyetine tercih ediyorlar.
Sonuç; işçi ölümlerinin yıldan yıla artması…
Hastalıkları keza.
-Kaderrr nefooo. Adı üzerinde kaza.
-Hı… Hı …Kaza.
Hı… Hı …Kaderrrrrrr….
O zaman toptan;
3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele gününde
1Mayıs işçi bayramında
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü'nde
İşsizlik korkusu ve ölüm tazminatlarının sessizliğe ittiği işçilerin
Küçücük yaşına rağmen, sırtında yükü taşıyan ya da sigortasız çalışan çocuk işçilerin.
Canlarını hiçe sayan alevlerle savaşan itfaiyecilerin
Güneşi görebilmek için karanlığı kazanların,
İlkbaharla birlikte aylarca sürecek hareketliliği başlayan.,3 milyon mevsimlik tarım işçisinin de ;1 Mayıs İşçi bayramı kutlu olsun
Dip notcum sıra sen de …
Biraz daha ağır abi konu; kalem çiziktirsin şimdi.
Sorular benden, cevaplar okuyandan.
Beyin jimnastiği yapak azcık.
************
Birey odaklı düzenlemeler; dünya geneline yayılıyor mu gerçekten de yoksa destansı muhabbet mi?
İnsan odaklı kalkınma anlayışının gereği nedir?
İnsan odaklı kalkınma politikalarının uygulanabilmesi için ne yapılmalı?
Bireysel girişimcilik kapasitelerinin geliştirilmesi için peki?
Sosyal politikaların devrede olması tüm soruların cevaplarının kesiştiği nokta.
Toplumsal uyumu garanti altına alma noktasından hareket eden ve sosyal kalkınma amacına hizmet etmek anlamına da gelen sosyal politikalar ile; çıkarları uyuşmayan sınıflar arasında tırmanan çatışmaları önlenebiliyor mu gerçekten de?
Bugün sosyalleşiyoruz efemmmm…
Hani gecelere akarak değil, kafelerde, toplantılarda falanda; harbi sosyalleşiyoruz.
Sosyal.
-A sosyal. Yok da A sosyal sen dışarı!
-Demek öyle gidiyorum bak?
-Güle güle A sosyal biz sosyaliz.
-Öyle olsun…
Nerde kaldıydık? Hah tamam!
Sosyal bilgiler.
Sosyal sınıf.
Sosyal adalet.
Sosyal refah.
Sosyal vatandaşlık.
Sosyal güvenlik.
Sosyoekonomik sistem.
Sosyal kalkınma.
Sosyal gelir dağılımı adaleti.
Sosyal politika.
-Sosyalleştik yeterrrr imdatttt!!!
-Cık yetmez…
Sosyoekonomik sistemin yapısını; sosyal sorunlara müdahale konusundaki anlayış belirliyorsa, birey ve ailelerin yararına, ücretsiz ve maliyetinin altına sunabiliyorsa; o zaman niye belediyelerin yemekten, ekmeye, istihdama, sağlığa destekleri birçok insana nefes oluyor sorusu akla geliyor.
Bir yerde bir terslik var.
-Hımmmmmm,terslik belkide en baştan ..
Her siyasi iktidar, kendi zenginlerini yaratır mı?
Acaba bu sorunun cevabında mı gizli Nefo, ne dersin?
-Sence?