Akdeniz içinde fırtınaları olan dön nefo fabrika ayarlarına.
Resetleyim diyorsun.
Dedim bile .
Oh be sessizlik hâkim her yere seçim şarkısı çalan arabalar, zillere basan partilerin görevleri yok. Tek sahurda davul sesi duymasak ta davulcular iznimiz var diye dolaşmadalar, bir dolaşanlar onlar. Yinede sahte olmadığı ne malum izin belgelerinin dikkatli olmakta fayda var.
-Tamam gölgecim. Kamu spotu da tamam.
******
Dünkü yazım pır…pır..pır… başlıklıydı ,e bir hikayesi de vardı …
Mersin Büyükşehir Başkanı Sayın Vahap Seçer; mazbata alımı sonrası yaptığı konuşmada, ‘’seçime bir gün kalmış Mezitli’deyiz Ahmet Serkan başkanla birlikteyiz. Baktık bizim park bahçelerden grubu maskeleri takmışlar çim biçen makinaları almışlar; pır..pır…pır..pır… makinayla çim biçiyorlar helal olsun dedim belediyecilik budur Ya yarın seçim var ,akşam olmuş 5 belediye çalışıyor. İşte Mersin’in bir sahibi var, Mersin’i sahiplenen var.’’
Keyifli bir hikâye kıssadan hisseli…
Kesintisiz hizmet detay, işte budur farkındalık; Mersin Büyükşehir Belediyesinde başkanları Vahap Seçer durmuyor ki, ekibi personelleri dursun..
Park bahçe değince; benim hemen hemen 30 senedir balkonda biber yetiştiriciliğim vardır, bana da ata tohumu veren bir ablamızdan yani, ayni tohumların devamı. Çocuklarıma mal mülk para yok miras bırakacağım sadece; biber, domates ve bir iki tohum var ayırdığım ufakta olsa. Birde; vicdanlı, dürüst adam satmamayı, yolda bırakmamayı, sevgiyi, saygıyı, sağlam dostluğu bırakacağım miras olarak; o kadarcık…
Tarım zaten kanayan yara. Ata tohumu değince; tohumculukta neredeyiz diye soruda takıldı nefo’nun kafasına ..
Türkiye; kendi milli tarım politikası oluşturulamadığından iklimsel üstünlüklerin verimli, sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi olmuyor ne yazık ki.
Tarımda gelişme olsa bile potansiyel dikkate alındığında ilerleme yeterli olmadığını görüyoruz, sebepler dersek; ekonomik kriz dönemleri de dahil olmak üzere; detay, sonuç, tahmin ve alel acele alınan kararlar tarımda sonuç getirmemiş bir adım ileri iki adım geri, hep sil başa dönülmüş olması. Dünya için stratejik sektör olmaya devam edecek, kendi kendine yetebilme planlamalarını tekrar gözden geçirmeye başlamamız gerekmekte. Gelecek çokta umutlu değil küresel ısınma, susuzluk üzerine en zaruri ihtiyaç gıda…
Gıda endüstriyellerimizce artık yadsınmayan bir olgu var; tohum ve tohumculuk ..
Ata tohumun ötesinden bahsım…Tohumun geçmişini bilmeden geleceğe bakamıyoruz mu ne?
Geniş araştırma yaptım, kısmi paylaşım e birazda siz araştırıverin gari. 1925ten günümüze sadece 2007 ye kadar kesit; merak edenler araştırsınlar öyle armut piş önüme düş olmasın. Zaten araştırmayan, üretmeyen yapay zekâ dan medet umar hale getiriliyoruz
1925’ de farklı ekolojik bölgelerde, çeşit geliştirmek amacıyla, tohum ıslah istasyonları ,1926’ de ilk defa anaçlık pancar tohumluğu ithal edilmiş. 1950 ‘de Devlet Üretme Çiftlikleri tohumluk üretimi ile görevlendirilmiş,1961’ de ilk özel tohumculuk şirketi kurulmuş,1963 de 308 Sayılı Tohumlukların Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkında Kanun'un çıkmasıyla üretim ve tedarik sisteminde kamu ağırlıklı bir sisteme geçilmiş. Özel şirketlerin kendi tohumluklarının fiyatlarını belirlemesine izin verilmesi ve devletin tohumculuk politikalarında yönelmesi 1980’e rastlar. Köklü değişik .. Özel şirketlerin tohumluk ithalatını ve ihracatını kolaylaştırıcı düzenlemeler;1984’te yapıldıktan sonra; tohumluk üretim ve tedarik sisteminde özel sektörün ağırlığı artıyor. Akabinde tohumluk teşvik kararnamesinin yürürlüğe girmesi …Yıl1998; Türkiye, Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) üyesi olarak tohumluk üretimi ve ticaretinde önemli gelişmeler sağlanması; 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ile 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ile olarak sektörün önü açılması hedeflenmiş. Tarih 2004-2006.Geliyoruz 2007’ye yeni bitki çeşitlerinin korunması ve bitki ıslahçı hakları ile ilgili ‘’Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği (UPOV) Sözleşmesi onaylanıyor. Türkiye Tohumcular Birliği” kuruluyor.
Tohumculuk sektörüne yabancılar hâkim değil ya da kısmen hakimmiş, Hibrit tohumlar kısır ve insan sağlığı açısından risklidir söylemi de gdo gibi şehir efsanesi diyen bir kesim var. Anti parantez açalım; Fide üretiminde iyiymişiz yerli firmalar ağırlıktaymış. Artık kime göre doğruysa kime göre yanlışsa kararı sizde.
Günümüzden sonrası gelecek ne gösterecek tohuma;
Arge çalışmaları olsa da; tohumculuk stratejilerinin belirlenmesinde eksiyiz. Türkiye’de tohum ve tohumculuk bu kadar katma değeri yüksekte olsa irdelenmiyor. Yol haritası üzerinden tohum stratejisi geniş pencereden yapılması ve dünya tohum islah çalışmaların ve teknik, plan proje, yasal düzenleme, ihracat potansiyeli bunlara yön verecek yol haritasını iyi okuyan teknik kadrolar oluşturulmalı. Kısacası; özel-kamu- üniversite iş birliği… Türk tohumculuk sektörü eksiklikleri olsa da ve yeterince irdelenmese de tüm bunlara rağmen; Tohumculukta ‘’gelişmiş’’ olarak değerlendirilen ülkelerin üretim ve ticaret konularında oluşturdukları sistem ve kurallar ve tabiyki Arge , 50 sene önce devreye girmiş hemen hemen .Arge..Arge …Arge.. Kaynak tohumculukta gelişmiş ülkelere direk; kamudan, e peki bizde ondada mı sınıfta kalıyoruz derseniz çift dikiş, yine tüm bu eksilere rağmen; hibrit sebze, pamuk, ayçiçeği, mısır vsde kendi laboratuvar ortamlarında ıslah ettikleriyle yerli tohum şirketleri hem iç hem dış pazarlarda rekabet eder düzeye gelme mücadelesinde, ayakta durmaya çalışmaktalar.
Tohumculukta geleceğe dönük odaklanılmalı; üretim kapasitesi, AR-GE çalışmaları, teknik altyapı, zengin biyoçeşitlilik, ekolojik imkânlar, coğrafi konumundan kaynaklanan avantajlar, uluslararası kuruluşlarla iş birliği, uluslararası tohum kalite standartları ve kurallarına uyumlu yasal altyapısı düzenlenerek; yurt içi ve yurt dışı piyasalarda önemli bir üstünlüğe sahip konumda, dünyayla ayni anda güncellenerek te, odaklılık ciddiyet ile ivedilikle sürdürür hale getirilmeli.
Olayın kısaca özü;
Sürdürülebilir esasıyla; gıda güvenilirliğine öncelik vermek
E tabi birde;
Daha çokta ayni sektör içinde uluslararası rekabetçi olmak.
Dip not; sıkılmayız derseniz devam ederiz böyle ağır abi yazılarda çok yazdık yıllarca yazarız, yok yorulmuş beyinlerimizi yorma, derseniz de; ona da eyvallah der kalem. E kalemin sahibi gölge .E gölgenin kendisi nefo.
Sektörel Tohumculuk olur mu
Akdeniz içinde fırtınaları olan dön nefo fabrika ayarlarına.
Resetleyim diyorsun.
Dedim bile .
Oh be sessizlik hâkim her yere seçim şarkısı çalan arabalar, zillere basan partilerin görevleri yok. Tek sahurda davul sesi duymasak ta davulcular iznimiz var diye dolaşmadalar, bir dolaşanlar onlar. Yinede sahte olmadığı ne malum izin belgelerinin dikkatli olmakta fayda var.
-Tamam gölgecim. Kamu spotu da tamam.
******
Dünkü yazım pır…pır..pır… başlıklıydı ,e bir hikayesi de vardı …
Mersin Büyükşehir Başkanı Sayın Vahap Seçer; mazbata alımı sonrası yaptığı konuşmada, ‘’seçime bir gün kalmış Mezitli’deyiz Ahmet Serkan başkanla birlikteyiz. Baktık bizim park bahçelerden grubu maskeleri takmışlar çim biçen makinaları almışlar; pır..pır…pır..pır… makinayla çim biçiyorlar helal olsun dedim belediyecilik budur Ya yarın seçim var ,akşam olmuş 5 belediye çalışıyor. İşte Mersin’in bir sahibi var, Mersin’i sahiplenen var.’’
Keyifli bir hikâye kıssadan hisseli…
Kesintisiz hizmet detay, işte budur farkındalık; Mersin Büyükşehir Belediyesinde başkanları Vahap Seçer durmuyor ki, ekibi personelleri dursun..
Park bahçe değince; benim hemen hemen 30 senedir balkonda biber yetiştiriciliğim vardır, bana da ata tohumu veren bir ablamızdan yani, ayni tohumların devamı. Çocuklarıma mal mülk para yok miras bırakacağım sadece; biber, domates ve bir iki tohum var ayırdığım ufakta olsa. Birde; vicdanlı, dürüst adam satmamayı, yolda bırakmamayı, sevgiyi, saygıyı, sağlam dostluğu bırakacağım miras olarak; o kadarcık…
Tarım zaten kanayan yara. Ata tohumu değince; tohumculukta neredeyiz diye soruda takıldı nefo’nun kafasına ..
Türkiye; kendi milli tarım politikası oluşturulamadığından iklimsel üstünlüklerin verimli, sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi olmuyor ne yazık ki.
Tarımda gelişme olsa bile potansiyel dikkate alındığında ilerleme yeterli olmadığını görüyoruz, sebepler dersek; ekonomik kriz dönemleri de dahil olmak üzere; detay, sonuç, tahmin ve alel acele alınan kararlar tarımda sonuç getirmemiş bir adım ileri iki adım geri, hep sil başa dönülmüş olması. Dünya için stratejik sektör olmaya devam edecek, kendi kendine yetebilme planlamalarını tekrar gözden geçirmeye başlamamız gerekmekte. Gelecek çokta umutlu değil küresel ısınma, susuzluk üzerine en zaruri ihtiyaç gıda…
Gıda endüstriyellerimizce artık yadsınmayan bir olgu var; tohum ve tohumculuk ..
Ata tohumun ötesinden bahsım…Tohumun geçmişini bilmeden geleceğe bakamıyoruz mu ne?
Geniş araştırma yaptım, kısmi paylaşım e birazda siz araştırıverin gari. 1925ten günümüze sadece 2007 ye kadar kesit; merak edenler araştırsınlar öyle armut piş önüme düş olmasın. Zaten araştırmayan, üretmeyen yapay zekâ dan medet umar hale getiriliyoruz
1925’ de farklı ekolojik bölgelerde, çeşit geliştirmek amacıyla, tohum ıslah istasyonları ,1926’ de ilk defa anaçlık pancar tohumluğu ithal edilmiş. 1950 ‘de Devlet Üretme Çiftlikleri tohumluk üretimi ile görevlendirilmiş,1961’ de ilk özel tohumculuk şirketi kurulmuş,1963 de 308 Sayılı Tohumlukların Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkında Kanun'un çıkmasıyla üretim ve tedarik sisteminde kamu ağırlıklı bir sisteme geçilmiş. Özel şirketlerin kendi tohumluklarının fiyatlarını belirlemesine izin verilmesi ve devletin tohumculuk politikalarında yönelmesi 1980’e rastlar. Köklü değişik .. Özel şirketlerin tohumluk ithalatını ve ihracatını kolaylaştırıcı düzenlemeler;1984’te yapıldıktan sonra; tohumluk üretim ve tedarik sisteminde özel sektörün ağırlığı artıyor. Akabinde tohumluk teşvik kararnamesinin yürürlüğe girmesi …Yıl1998; Türkiye, Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) üyesi olarak tohumluk üretimi ve ticaretinde önemli gelişmeler sağlanması; 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ile 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ile olarak sektörün önü açılması hedeflenmiş. Tarih 2004-2006.Geliyoruz 2007’ye yeni bitki çeşitlerinin korunması ve bitki ıslahçı hakları ile ilgili ‘’Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği (UPOV) Sözleşmesi onaylanıyor. Türkiye Tohumcular Birliği” kuruluyor.
Tohumculuk sektörüne yabancılar hâkim değil ya da kısmen hakimmiş, Hibrit tohumlar kısır ve insan sağlığı açısından risklidir söylemi de gdo gibi şehir efsanesi diyen bir kesim var. Anti parantez açalım; Fide üretiminde iyiymişiz yerli firmalar ağırlıktaymış. Artık kime göre doğruysa kime göre yanlışsa kararı sizde.
Günümüzden sonrası gelecek ne gösterecek tohuma;
Arge çalışmaları olsa da; tohumculuk stratejilerinin belirlenmesinde eksiyiz. Türkiye’de tohum ve tohumculuk bu kadar katma değeri yüksekte olsa irdelenmiyor. Yol haritası üzerinden tohum stratejisi geniş pencereden yapılması ve dünya tohum islah çalışmaların ve teknik, plan proje, yasal düzenleme, ihracat potansiyeli bunlara yön verecek yol haritasını iyi okuyan teknik kadrolar oluşturulmalı. Kısacası; özel-kamu- üniversite iş birliği… Türk tohumculuk sektörü eksiklikleri olsa da ve yeterince irdelenmese de tüm bunlara rağmen; Tohumculukta ‘’gelişmiş’’ olarak değerlendirilen ülkelerin üretim ve ticaret konularında oluşturdukları sistem ve kurallar ve tabiyki Arge , 50 sene önce devreye girmiş hemen hemen .Arge..Arge …Arge.. Kaynak tohumculukta gelişmiş ülkelere direk; kamudan, e peki bizde ondada mı sınıfta kalıyoruz derseniz çift dikiş, yine tüm bu eksilere rağmen; hibrit sebze, pamuk, ayçiçeği, mısır vsde kendi laboratuvar ortamlarında ıslah ettikleriyle yerli tohum şirketleri hem iç hem dış pazarlarda rekabet eder düzeye gelme mücadelesinde, ayakta durmaya çalışmaktalar.
Tohumculukta geleceğe dönük odaklanılmalı; üretim kapasitesi, AR-GE çalışmaları, teknik altyapı, zengin biyoçeşitlilik, ekolojik imkânlar, coğrafi konumundan kaynaklanan avantajlar, uluslararası kuruluşlarla iş birliği, uluslararası tohum kalite standartları ve kurallarına uyumlu yasal altyapısı düzenlenerek; yurt içi ve yurt dışı piyasalarda önemli bir üstünlüğe sahip konumda, dünyayla ayni anda güncellenerek te, odaklılık ciddiyet ile ivedilikle sürdürür hale getirilmeli.
Olayın kısaca özü;
Sürdürülebilir esasıyla; gıda güvenilirliğine öncelik vermek
E tabi birde;
Daha çokta ayni sektör içinde uluslararası rekabetçi olmak.
Dip not; sıkılmayız derseniz devam ederiz böyle ağır abi yazılarda çok yazdık yıllarca yazarız, yok yorulmuş beyinlerimizi yorma, derseniz de; ona da eyvallah der kalem. E kalemin sahibi gölge .E gölgenin kendisi nefo.
Ekleme
Tarihi: 07 Nisan 2024 - Pazar
Sektörel Tohumculuk olur mu
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.