Yerel seçimlerin puslu havası her yanı sarmışken partilerin adaylarını ve başkanlık karnesini değerlendirmek bir gereklilik halini aldı. Bugün Yenişehir dosyasını açalım. Uzun yıllar başkanlık görevinde bulunan Abdullah Özyiğit’in başkanlık sürecini irdeleyelim. Geçmişi değerlendirmeden geleceğe sağlıklı bir şekilde bakamayız.
MERSİN BÜYÜK BİR KENT
Mersin; portakal, limon, turunç çiçeklerinin büyülü kenti. Mavinin yeşille kucaklaştığı Akdeniz'in incisi...
Ve kentin ilçesi Yenişehir'de beş yılı aşkın bir zamansal dilimde güzel şeyler yaşanıyor. İlçe içten içe büyüyor. Tahmin edemeyeceğiniz kadar hızlı. Türkiye'nin hemen her bölgesinden Mersin’e göç olduğu gibi Yenişehir'e de oluyor. Mersin Türkiye’nin bir minyatürü iken Mersin’in minyatürü ise Yenişehir olarak görülüyor. Kuzeye açılan farklı modern bir çehre aynı zamanda, Kuzey Mersin. Sırtını yeşile dayamış, maviye selam vermekte. 1994 yılına dek ilçeler yokken, Yenişehir’in merkez mahalleleri; nezih, sessiz, erguvanların, güllerin, narenciyenin tuz kokusuna karıştığı ve her yolun Akdeniz'e çıktığı yerdi. Filamingo'dan, Mezitli'ye uzanan sahilin açılması, ilçe olduktan yatırımların artması, hızlı bir şekilde kalkınması ve Akdeniz ilçesinin eski Mersin'e gerekli ihtimamı göstermeyişinden dolayı Yenişehir, merkezi olma özelliği ile öne çıkmaya başladı.
BAŞKANLARIN EMEĞİ BÜYÜK
Bir dönem belediye başkanlık görevini yürüten emektar İbrahim Genç’in hizmet sancağını devr ettiği Abdullah Özyiğit, halkın teveccühüyle başkan oldu. Bu öyle basit bir şekilde gerçekleşmedi. Bilgi, donanım ve çalışmalarıyla halkın güvenini kazandı. Seçim öncesinde vaad ettiği projelerini ustalıkla gerçekleştirdi. Başkanlık makamını ve kendisini zan altında bırakacak en ufak bir kusuru olmadı. Bu süreçte fiskos haberleriyle birtakım haberler duyduk. Bazen de başkanın takım elbiseli halde öğlen yemek molasında oluşunu, elinde raket, tenis oynarken çekilmiş fotoğrafını gördüğümüzde gülümsedik. Ve nihayetinde projelerinin tamamlanmasından neşet eden haklı gururunu izledik. Karadenizlilere has zekası, hazırcevaplılığı, dostane yaklaşımları ile dolaştığı Yenişehir sokaklarında iz bırakan başkan Abdullah Özyiğit… Daima halkla iç içe oldu, halkın taleplerini bizzat halktan dinledi. Yenişehir'in sevilen yönlerine değil, sevilmeyen cihetine odaklandı. Tek tek sorunları çözmek için. Böylece halkın huzur içerisinde yaşayacağı bir sosyal doku inşa etti. Müziğin, sanatın her Yenişehirliye ulaşmasına girişti.
BAŞKAN ÖZYİĞİT, YILMADI!
Ayni siyasi görüşün halef-selefliği olsa de bir dönem çok zorlandı eskinin yükleriyle. Ağzıyla kan kussa da kızılcık şerbeti içti ve asla halefini eleştirmedi. Ne de olsa büyük adamlar küçük işlerle meşgul olmazlar…
Geçmişin; belediyeyi zorlayan safralarını atma çabasındayken, bir kesimin de ‘’hizmet yapmıyor’’ iftiralarına maruz kaldı. Güneş balçıkla sıvanır mı! Belediye başkanlığı böyle bir şeydir. İşe siyaset karışınca, istekler hemen gerçekleşmeyip uzayınca ve adres Yenişehir olunca; ahde vefası yoktur. ‘’Hiç bir hizmetini görmedik’’ diyenler de olur, ‘’Allah razı olsun’’, diyenler de. Belediyeciliğin kaderinde vardır: görmek istemeyen görmez, duymak istemeyen, duymaz. Belediyelerin webb siteleri ne güne duruyor. Ne diye gerçekleşen projeleri incelemeden konuşur insan? Samimiyetsizlik…
HALKIN ÖZYİĞİT EVLADI.
Bir başkanı başkan yapan en önemli hususlardan biri partici değil halkçı olmasıdır. Abdullah Başkan iyi bir dinleyicidir. Halkın sorunlarını dinler ve çözer. Her görüşü dikkate alır ve not eder. Her fikre saygılı olması makamının değil, fıtratının bir parçasıdır. Uzun ve yorucu bir beş yıllık başkanlık döneminden sonra sayın Özyiğit, yeniden aday. Büyük çalışmalara imza attı ve daha büyük vaadleri var. Heybesi devasa projelerle dolu. Mersin Büyükşehir Belediyesi’yle müşterek ortak projeler gerçekleştirilerek Yenişehir bir cazibe merkezi olma yolunda... Büyükşehir belediye başkanı sayın Vahap Seçer’le koordineli bir şekilde büyük işler başardılar. Aynı şekilde, sayın Seçer'den bir beş yıla daha imza atacaklarına dair görüş; Mersin ve Yenişehir seçmeninden tam destek alındı. 31 Mart sonrası Yenişehir'de çok güzel şeyler olacak.
DİĞER ADAYLAR CEPHESİNDE DURUM NEDİR?
Seçimlerin Yenişehir’de ne şekilde sonuçlanacağı tahmin edilirken sonucun hangi oranda olacağı konusu bilinmeyen bir gerçek. Anket şirketleri sahayı tek tek dolaşıyor. Sonuç belli; ancak oy oranını tespit etme noktasında farklı görüşler var. Sayın Özyiğit açık ara seçimin galibi; ancak oy oranını ne oranda artıracağını kestirmek zor. Diğer adayların hiç mi şansı yok, diye soracak olursunuz. Yok tabi! Tabiri caizse güven verici projeleri ve seçim vaadleri yok! Hele, bağımsız adaylar! Bağımsız adaylara değinmeden olur mu? Bir dönem belediye başkanlığı görevinde bulunan İbrahim Genç, ‘’soyadım gibi gencim’’ diyerek aday gösterilmemiş olmasına tepki gösterircesine bağımsız adaylığını açıkladı. Soyadı genç olanın değil, ufku genç kalanların harcıdır başkanlık. Vefakar Yenişehir halkı, sayın Genç’in bu ısrarını yakışık bulmadı. Pek tabii. Bu denklemi idrak etmek zor olmasa gerek: halk talep eder, halk uygun görür ve halk seçer! Sayın Özyiğit’in adaylığı böyle gerçekleşti. Öte yandan ortalık bağımsız adaylardan geçilmez oldu. Bağımsız aday Aşkın Tangiz. Giydirilmiş seçim tırı, Yenişehir yollarında renkli görüntüler oluşturuyor. Sayın Tangiz, söylemleriyle de seçim sürecine renk katan bir aday. Kendisini ‘’sıradan biriyim’’ şeklinde tanımlasa da siyasetle uğraşanlarda ‘’sıradanım, halktan biriyim’’ cümleleri hep söylemde kalıyor. Hele de bağımsız olan adaylar için söylenen ‘’tavşan aday stratejisi’’ yine Yenişehir ve Mersin’de uygulanmaya çalışılıyor. Bu strateji ‘’savaşa savaşa geri çekilelim’’ demekten öteye gitmez! Maksat ne? Maksat, ‘’kaybetsek de şu tarafı yoralım’’ olabilir. Bilinmez! Eğer amaç buysa esas soru şu: işe yarar mı, halk bu stratejilere, bu şık olmayan siyasi hamlelere prim verir mi? Tüm bu faktörler ele alındığında 1 Nisan’dan sonra seçim; özellikle de bağımsız adaylarıyla çok konuşulacak gözüküyor.