Bir süre önce yazdığım köşe yazılarında seçim sürecinde provokatif gelişmelerin yaşanabileceğine işaret etmiş ve kamuoyunu sağduyulu olmaya davet etmiştim. Ne ilginç ve üzücü ki bugün provokatif hadiselere bir yenisi eklendi. Bu kez olayın adresi İstanbul. Şuan için net bir açıklama yapılmadı; ancak memleketin kamplara ayrılmasını ve 1980 öncesindeki gibi kurtarılmış bölgelerin hayalini kuran mihraklar var.
KÜÇÜKÇEKMECE’DE KAN AKTI
İstanbul Küçükçekmece belediye seçimleri için adaylar belirlenmiş ve çalışmalar başlamışken birtakım eller silaha sarılarak barış ve huzur güvenliğine kast etti. Ak Partili aday Sayın Aziz Yeniay aday tanıtım programına katılmak ve bölgede bir derneği ziyaret etmek için Kanarya Mahallesi’ne gitti. Bu sırada kimliği belirsiz kişiler bir araç içerisinden Ak Partili gruba silahlı saldırıda bulundu. Konuyla ilgili resmi makamlar net bir açıklama yapmadıysa da saldırının aday tanıtım sürecine ve Ak Partililere yapılmış olması, bir terör eylemi olma ihtimalini artırıyor. Saldırıda bir vatandaşımız ağır yaralandı.
BİR GERGİNLİK DE MERSİN’DE
Yerel seçimlerin en gergin bölgelerinden biri de hiç şüphesiz Mersin… Daha önce Tarsus’ta CHP ve MHP’liler arasında bir gerginliğin olduğunu yazmıştım. Çok geçmeden CHP Mersin milletvekili Ali Mahir Başarır da tepkilerin hedefi haline geldi. Seçim çalışması için halk ve esnaf ziyaretinde bulunan Başarır, bir grup vatandaşın yuhalamasına maruz kaldı. Neyse ki soğukkanlı ve sağduyulu olunması nedeniyle muhtemel bir gerginliğin önüne geçildi. Bu durum esasında Mersin’de yeni provokatif olayların olabileceğine işaret ediyor. Biran önce siyasetçilerin yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmaları ve toplumu sakinleştirmeleri gerekiyor. Aksi durumda olayların devam etme ihtimali yüksek.
İLÇELERDE DE PROVOKASYON YAŞANABİLİR
Merkez/Mezitli ilçesinde seçime katılan CHP’li aday Ahmet Serkan Tuncer ile bağımsız aday olacağını tahmin ettiğim Neşet Tarhan arasındaki çekişmeye de dikkatinizi çekmek istiyorum. Adaylar arasında ciddi bir rekabetin olduğu muhakkak; ancak partililerin kullandıkları sert dilin ve Mezitli Belediyesi’ndeki görevli personele uygulanan mobbingin, taraflar arasında olaylara sebebiyet vermesi muhtemel. Öte yandan Tarsus’ta CHP’nin adayı Ali Boltaç ile bağımsız aday Haluk Bozdoğan rekabetinin de gerginliklere yol açabileceğini ifade etmeliyim. Son olarak Akdeniz ilçesinde de birtakım sorunların çıkması ihtimal dâhilinde.
Ak Partili ve DEM Partili vatandaşlar arasında gerginlik çıkma ihtimali de bulunuyor. Seçimlere gölge düşmemesi adına tüm tarafların sağduyuyla hareket etmeleri, ülkemizin huzur ve güvenliği noktasında önemli bir fayda sağlayacaktır.
Ak Siyaset Mi, Kara Siyaset Mi?
2002 seçimlerinde elde ettiği zaferle Türk siyasal hayatına damgasını vuran Adalet ve Kalkınma Partisi, 21 yıllık siyasi hayatı boyunca zaferden zafere koştu. Tabiri caizse ülkemiz, Ak Parti ile gözünü açtı. Ne var ki son zamanlarda
2015’den bu yana AK Parti oyları sürekli düşmesine rağmen çaresiz alternatifsizliğin rahatlığıyla artan keyfilik, kibir ve yozlaşma, Yeniden Refah’a yeni bir alan açtı.
Sonuca kızmak ve suçlamak yerine sebebe yoğunlaşılırsa, süreç daha az hasarla atlatılabilir.
Bazı beceriksiz siyasetçiler, partiye güç kazandırmak yerine partiyi güç duruma koymaya başladı. Bu sorunun aşılması için çeşitli girişimler oldu ve olmaya devam ediyor? Peki sorun nedir? Ak Partili siyasetçilerin çoğunun halktan uzak kalması, sorunun ana sebebi. Seçimden seçime gerçekleşen ziyaretler, seçim sonrasında gerçekleşmiyor. Fakiri, garibanı, fukarayı sofrasında ağırlamıyor Ak Partili siyasetçilerin çoğu... İnsanlara rast gelince verilen telefon numaralarına ulaşmak imkansız hale geliyor. Ulaşabilen kişiler ise, sorunlarının çözümünde destek bulamadıklarını iddia ediyor. ‘’Beyler ne iş yaparsanız yapın; ama herkese aynı davranın.!’’
Zamanın birinde ilçenin birine tayin edilen kaymakam, çeşitli ziyaretlerde bulunur. Bir çay ocağında otururken kendisine yanaşan boyacının, ayakkabısını boyamasını kabul eder. Ayakkabısı boyalı olan genç kaymakam, çocuğu kırmaz. Kaymakam ‘’İyi boyarsan sana iki katını veririm’’ diye seslenince, çocuk ‘’Ben hep aynı boyarım.’’ Cevabını alır. Şaşırıp kalan genç kaymakam çocuğun kendisine verdiği cevaba hayran kalır ‘’ öğretmenimiz, Çocuklar ne iş yaparsanız yapın; ama herkese aynı davranın, ayırım yapmayın.’’ demişti. Çocuk devamında ‘’Sizden alacağım parayla hasta anneme ilaç alacağım, size ayırım yaparsam o ilaç annemin hastalığına şifa olmaz.’’ Şaşırıp kalan genç kaymakam hayatının en iyi derslerinden birini almıştı. Hem çalışan hem okuyan hem de ailesine bakan Boyacı çocuğa, cebindeki en büyük parayı veren kaymakam, çocukla bizzat ilgilenmeye başladı. Kaymakam meslek hayatı boyunca kendisine başarı kapılarını açacak o sihirli cümleyi edinmiş olur ‘’Bizde herkese aynı davranılır.’’
Gel gelelim günümüz siyasetine… Halka yakın durmak yetmiyor artık… Halka eşit durmak gerekiyor. Peygamber efendimiz (sav), zenginlerin çağırıldığı; ancak fakirlerin çağırılmadığı sofrayı en şerli sofra olarak tanımlar. Bazı siyasetçilerin sofralarında ve ya huzurlarında yer alabilmek için zengin olmak mı gerekiyor! Bu anlayış değişmelidir, değişmediği sürece zorlu ve sancılı bir süreç sizleri bekliyor.! İnsanların makamlarına, mali durumlarına göre ağırlanıyor olması Ak Partili siyasetçilere yakışmıyor.