Yıkım kararını çevre şehircilik veriyor. Tahliye kararını Akdeniz belediyesi tebliğ ediyor ve aynı belediye esnafın eşyalarını polis eşliğinde dışarı çıkarıyor. Esnaf temsilcisi ise ilginç bir şekilde büyükşehir belediyesini hedef gösteriyor.
Çok ilginç olayları yaşıyoruz. Yalan, dolan, şişirme haber ( asparagas)…
Zafer çarşısında yıkım kararı yok. Sadece iki bina hakkında, çevre şehircilik il müdürlüğü yıkılması için karar alıyor ve belediyelere yazı yazıyor.
Ve olaylar kafa karışıklığıyla bu noktaya getiriliyor.
Tüm bu olaylar kafaları da karıştırıyor. En iyisi müfettişlerin olaya el atmasıdır.
Şov yapmanın âlemi de yok. İşi müfettişler çözer. Başka yolu yok.
Aslında Mersin kamuoyu çok iyi biliyor ki, zafer çarşısı bu haliyle ne esnafa ne alışveriş yapan vatandaşa ne de Mersin’e yakışmıyor.
Şehrin göbeğinde çarpık çurpuk bir konumda.
Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarını gördükten sonra, Zafer çarşısının da göstermelik değil, çok güzel ve tarihi dokusuna uygun bir projeyle tamamlanacağına vatandaşlar da inanıyor
Ne var ki, yalan yanlış ve siyasete alet edilerek kamuoyu bu konularda yanıltılıyor.
Neymiş, iki kirli bina sağlammış. Neymiş, Zafer çarşısı da yıkılacakmış.
Hepsi yanlış bilgi. Bilerek ya da bilmeyerek esnaflar da siyasetin aleti edilmek isteniyor.
Bir defa iki bina yıllardır korku timsali olarak duruyor. Yıkılmasının raporlarla gerekli olduğunu Büyükşehir değil, Çevre Şehircilik İl müdürlüğü söylüyor.
Bu nedenle Çevre Şehircilik il müdürlüğü Akdeniz belediyesine tahliye ve yıkım kararı aldırıyor.
Ama olaylar çarpıtılıyor.
Zafer çarşısı esnafı da olayın bu şekilde kamuoyuna gelmesinden dolayı rahatsız. STK’larda işin iç yüzünü bildiklerinden destek vermiyorlar.Yandaş medya zaten bu tür haberlere bayılır.
Zafer çarşısı yıkılmıyor. Sadece İki çürük raporu verilen Kırmızı lacivert ve Eski Özel İdare binası yıkılıyor. Burada 10 – 15 esnaf kalmış durumda. Onlarda yıllardır bu iki binanın çürük olduğunu biliyorlar.
İşin ilginç tarafı olayı saptırarak Büyükşehir hedef alınıyor.
Evet, Büyükşehir belediyesini en çok biz eleştirdik. Doğru yaptığı zaman da doğru bir şekilde kamuoyuna aktardık. Yanlış yaptığı zaman da eleştirmekten çekinmedik. Bazıları gibi ihale alamadığımız için saldırıya geçmedik. İlkeli davranıyoruz. Çakma gazete patronlarını da çok iyi tanıyoruz. Bu olayı da çarpıtıyorlar. İhale alsalardı Büyükşehir belediyesini göklere çıkarırlardı. Bu yüzden olayın çarpıtılarak kamuoyunun yanıltılması basın olarak bizi de üzüyor. Satılmış kalemlerin, çarpıtılmış haberlerin, ruhunu satmış sözde gazetecilerin inadına doğruları yazmaya devam edeceğiz.
Erkek erkeğe göbekten şarap içen sözde gazetecileri de zamanı geldiğinde yazacağız. Onlar da olayları çarpıtarak kaşıyorlar.
Çünkü çıkarcılar iş başında ve her hallerinden belli oluyor.
Tahliye işlemini yapan Büyükşehir değil, Akdeniz belediyesidir.
Yıkım kararını veren Çevre şehircilik il müdürlüğüdür.
Yıkım kararına itirazı ret eden devletin mahkemesidir.
Tüm bunlara rağmen hedef olarak Büyükşehir belediyesinin seçilmesi kimseyi inandırmamaktadır.
Ayrıca “Mimar” sıfatıyla her yazısında Büyükşehir Belediyesini hedef alan bazı şahıslarda, memleket aşkıyla değil, çekememezlik ve çokbilmişlik havasına kapılıyorlar. Onları da araştırdım. Niye her konuya balıklama atladıklarını da çözdüm.
Vah Mersin vah…
Her şeyin hayırlısı.