Mersin son yıllarda büyük bir değişim yaşıyor. Güzel yatırımlar, güzel hizmetler, güzel idareciler ile yoluna devam ediyor.
Valimiz, belediye başkanımız, emniyetimiz her bir koldan görevlerini yapıyorlar.
Mersin hep kazanacak, yıkıcılar, bölücüler, çıkarcılar ise hep yenilecek.
Olumlu gelişmelerin yanında, olumsuz takıntılar içinde olanlarla ve olaylarla da karşılaşıyoruz.
Haşhaşiler, kalpazanlar, medya şantajcıları, porno yıldızları gibi düşük karakterlerle de iç içe yaşıyoruz.
Namuslu gazetecilik yapınca bütün kapılar açılıyor. Gerçekleri dile getirdiğiniz de haber kaynağı olmaya başlıyorsunuz.
Ulusal gazete ve TV lerden arayıp haber isteyenler, gelişmelerden haberdar olmak isteyenler çoğaldı.
Gazetecilik yaparken kralına eyvallahımız yok. Haklıya haklı, haksıza da doğru yolu göstermeye, uyarmaya çalışıyoruz.
Gazeteci geçinen bazı ilkesizler ha bire belediyeleri, şahısları, özel işletmeleri hedef alıyorlar. Bunların derdi habercilik değil. Bunların derdi nasıl para koparırım. Bir bakıyorsun allandıra ballandıra manşete taşıdıkları belediyeleri bir müddet sonra karalamaya, haksız bir şekilde eleştirmeye başlıyorlar.
Çıkarları sarsıldığı için, ihale ve avanta koparamadıkları zaman da delleniyorlar. Akıl almaz çirkin manşetlerle çıkmayı gazetecilik sanıyorlar.
Herkes kimin ne mal olduğunu biliyor. Kimin avantadan gazete sahibi olduğunu da biliyor. Kimin her telden oynadığını da biliyor. Benim gazeteciliğime laf atacak kadar basitleşenleri de herkes biliyor.
Bu omurgasızları gördüğümde hakikaten delleniyorum. Yanlarında çalıştırdıkları ahlaksız ilişkiler sergileyenleri gördüğümde de gazeteciliğime daha çok sarılıyor ve utandığım bu sözde gazetecilere karşı bileniyorum.
Namuslu gazetecileri lekeleyen bu herkesin bildiği omurgasızlar kime saldırıyorlarsa, bilinsin ki, saldırdıkları taraf haklıdır. Bunların suyu kesildiği içindir ki, bu kadar basın ilkelerini ayaklar altına alabiliyorlar. Bu gazetelerde çalışan emekçilerde bu patronların emrinde bir o tarafa bir bu tarafa savruluyorlar. Bu ilkesizliğe ortak olanlara da yazıklar olsun. Hepsini tek tek kamuoyuna sunacağım. Bir gaseteci var ona özel başlık açacam Erkek gasetecinin göbeğinden bira içen gaseteci...Entrasan fotoğraflar var ve bazı gasetecilerin hangi belediyelerden ne kadar kazandıklarını bir bilseniz ağzınız açık kalır.Web cam üzerinden kızı yaşındaki genç kızlarla görüntülü seks yapanlar cabası...Ulusal basında bir haberleri mi var tövbe haram ama bizi beğenmiyorlar.Yahu tüm ulusalda manşet olan günlerce tüm Türkiye'de konuşulan onlarca araştırma haberi yaptım ama bize tepeden bakıyorlar kıblesi belli olmayan bazı muhteremler.
Ayrıca bir gazetenin tabelası indirildiği için figan ediliyor. Sordum soruşturdum. Aldığım cevap beni tatmin etti. Sadece bir o gazete değil, şehrin muhtelif caddelerinde görüntü kirliliği yaratan yüzlerce totem, tabelanın indirildiği bilgisini aldım. Sosyal medya sayfalarında ve bazı gazete köşelerinde gördüğüm bazı yorum ve denemelerde sanki hukuksuzlukta bunların dokunulmazlıkları varmış gibi figan ediyorlar.
Birde bazı sözde gazete sahiplerini kullanan, tetikleyen, hırs çamuruna batmış uzaktan bıyık altından gülen siyasi yobazlar var. İçi kokmuş, dinazor, siyasi mevtalar var. Onlarda bazı gazete patronlarını kışkırtarak keyif almaya çalışıyor.
Hepsi boş ve biçare girişimler.
Ben şahsen bu oyunlara gelen, çıkarı için bir gün çok iyi, bir gün çok kötü manşetler kullanan gazetecilerden de, gazetelerden utanıyorum.
Utanmayanlar yoluna devam etsin. Bu halk kimin ne mal olduğunu çok iyi biliyor.
Filistin meselesi
Üstad Sezai Karakoç Mavi Marmara vesilesiyle yaptığı bir açıklamada şöyle demişti: “Bu, bir zincirin bir halkasıdır. Ve sembolik anlamı itibarı ile önemlidir. Bir taraftan en son modern silahlarla donanmış bir güç, öbür tarafta, gıda ve ilaç gibi zaruri ihtiyaç maddelerini muhtaç olanlara götüren silahsız insanlar vardı. Merhamet yüklü bir medeniyete, düşmanlık ve silah yüklü sözde medeniyet, ölüm kustu.”
Yine Sezai Karakoç’un ifadesiyle söylersek; “Bu saldırı, Birinci Dünya Savaşında büyük İslam Devleti olan Devletimiz Osmanlı Devletini yıkmış, İkinci Dünya Savaşından sonra da, bu kez, tüm İslam ülkelerinin işgaline yönelmiştir.”
Yapılması gerekenler konusunda da Sezai Karakoç’un reçetesi hazırdır:
“Tek çare ve çözüm, İslam Dünyasının, uyanıp ya da uyandırılıp, en azından, Batı’nın Nato’su gibi bir Asker; Güç, Avrupa Birliği gibi bir Siyasi Birlik oluşturması ve böylece Doğu ile Batı arasında hür ve bağımsız yaşamaya kavuşmanın gereğini yerine getirmesidir.”
Bu zulüm karşısında Batı’dan insaf beklemiyoruz. Zira onların böyle bir derdi yok. Ama İslam dünyasının bu vurdumduymazlığı, adeta “Kuzuların Sessizliği”ni hatırtlatıyor. Arap Birliği nerede? İslam İşbirliği Teşkilatı neden sesini çıkarmaz? Yapacak bir şey yok mu? Mesela petrol zengini Arap ülkeleri bir karar alsalar ve petrol satışını bir haftalığına askıya alacaklarını ilan etseler… Böyle küçük bir adım bile tüm Batı’yı ve dolayısiyle İsrail’i dize getirmeye yetecektir. Çünkü Batı’nın dini-imanı para ve petrol. Onlar her şeyden vazgeçebilirler ama refahlarından asla….
TEŞKİLAT SEÇİMİ KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYOR; AMA.
Yapılan araştırmalar ve kamuoyu yoklamaları sonucunda Ak Parti teşkilatının önemli ölçüde seçime hazır olduğu bilgisi mevcut. Gelin görün ki manzara görüldüğü gibi değil. Merkezde de bu durum tartışma konusu halde gelmiş durumda. Bir kesim, teşkilatların tabiri caizse ‘arı gibi çalıştığını’ belirtiyor. Bir diğer kesim ise teşkilatın atıl durumda olduğuna ve pasif kaldığına işaret ediyor.
REİSİN YÜKÜNÜ ALMIYORSUNUZ; BİLAKİS YÜK OLUYORSUNUZ.
Yılların siyasi tecrübesi Recep Tayyip Erdoğan her şeyin farkında. Onun deyişi ile ‘nehir akarken binek değiştirilmez’. Kapsamlı bir değişikli beklenmiyor. Peki ya teşkilat nehri aşmamaya niyet etmiş gibi davranıyorsa? Anlaşılmayacak bir şey yok! Muhalif partiler arı gibi çalışıyor. Gündemdeki en ufak bir olaya karşı tüm partiler tam teşkilat ve organize bir şekilde harekete geçiyor. Peki ya Ak teşkilat nerede? Hakkını yemeyeceğimiz fedakar ve cevval insanlar mevcut... Bizim derdimiz, çalışmayanlarla… Recep Tayyip Erdoğan’ın yükünden yük almak bir yana yüküne yük olanlar... Oturduğunuz makamın, aldığınız sorumluluğun hakkını verin! Herkes işini yapsın!
YILLARIN BİRİKİMİNİ BOZUK PARA GİBİ HARCAMAYI BIRAKIN
Girdiği hemen her seçimde başarılı çıkan Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıllık iktidarı boyunca önemli gelişmelere ve yatırımlara imza attı. Bunca zaman millet nezdinde edindiği prestij, kıymet ve değer… Adına her ne derseniz diyin! Tüm iyilikler! Toplumda bozuk imajı olan teşkilat mensubu kişiler yüzünden harcanmasın!
MERSİN KAMUOYU NE DİYOR
Son zamanlarda anket şirketlerinin yaptığı araştırmalar acı manzarayı gösteriyor. Toplumun ileri gelenleri ve halk ile yapılan görüşmelerde alınan mesaj şu: Ak Parti Mersin ilçe teşkilatları çalışmıyor. Halka gidilmiyor. Halkı dinlemiyorlar! Bu nedenle ilçe teşkilatlarına karşı büyük bir antipati oluşmuş durumda…
PEKİ SEÇİMDE NE OLUR?
İlçe teşkilatlarının hal-i pürmelali toplumun gözünden kaçmıyor. Halka güven verecek çalışmalara girişilmesi ve halkın dinlenmesi gerekiyor, henüz vakit varken... Evin kapısı değil, gönül kapısı çalınmalı... Bu gerçekleşirse Ak Parti Mersin’de büyük bir galibiyet alacaktır. Bu durum sadece Mersin teşkilatını değil aynı zamanda 81 vilayeti ilgilendiriyor.
Bakıyorsunuz bazı başkanlar, “bir iki lüks cadde, tantuni ve künefe, şaşalı bulvar gezmeleri…
Bu şekilde halkın içine inilmiş olunmuyor, AK Parti’nin oy aldığı hedef kitlesine ulaşılmıyor. Hep zengin düğünleri, hep zengin cenazeleri….Başkan Erdoğan,
“Devletin pek uğramadığı en fakir mahallelere girin, yer sofralarına oturun, en dışlananı, en mazlumu ve en mağduru bulun, bulun ki aynada hak ve hakikatleri görün. Kim nerede yanlış yapıyor, seçmen neye tepki veriyor ilk ağızdan duyun!” diyor teşkilatına…
Ama Ak Parti teşkilatlarında
Devir dalkavuk ve yalakaların devri. Yılan gibi kabuk değiştirenler, gün gelir akrep gibi sokmayı da bilirler...
Daima güçlüden yana duran, cebinde altı partinin rozeti bulunan, devrin ve menfaatin adamlarına dikkat edin. Mersin'de teşkilatlarda bu tiplerden çokça var. Çünkü onlar kırkayak gibi omurgasızdırlar.
Ayrıca son zamanlarda Mersin özelinde Türkiye genelinde Ak Partiye ve Başkan Erdoğan'a ençok zarar veren, Erdoğan'ın sözcüsüymüş gibi racon kesen, her farklı düşünceye ihanet, her farklı düşünene de hain diyen bir yalaka ve tırşıkçı takımı türemiş. Allah ıslah etsin.