2002 seçimlerinde elde ettiği zaferle Türk siyasal hayatına damgasını vuran Adalet ve Kalkınma Partisi, 21 yıllık siyasi hayatı boyunca zaferden zafere koştu. Tabiri caizse ülkemiz, Ak Parti ile gözünü açtı. Ne var ki son zamanlarda bazı beceriksiz siyasetçiler, partiye güç kazandırmak yerine partiyi güç duruma koymaya başladı. Bu sorunun aşılması için çeşitli girişimler oldu ve olmaya devam ediyor? Peki sorun nedir? Ak Partili siyasetçilerin çoğunun halktan uzak kalması, sorunun ana sebebi. Seçimden seçime gerçekleşen ziyaretler, seçim sonrasında gerçekleşmiyor. Fakiri, garibanı, fukarayı sofrasında ağırlamıyor Ak Partili siyasetçilerin çoğu... İnsanlara rast gelince verilen telefon numaralarına ulaşmak imkansız hale geliyor. Ulaşabilen kişiler ise, sorunlarının çözümünde destek bulamadıklarını iddia ediyor.
Tablo şunu gösteriyordu İl ve ilçeler ve bazı vekiller Maskeli Balodalar
Kim kimdir? Belli değil !
Seçmen 31 Mart’ta küçük bir ayar verdi, hırpalamadan.
Mesajı almadık.
Almayınca, 23 Haziran’da Osmanlı şamarını indirdi.
Diyorki:
İstanbul emanetimi ger aldım, toparlanıp Türkiye’yi, 2023’ü kurtar diye.
Demem o ki:
Krizden çıkış için tarihi fırsat. Fırsatların kazası olmaz.Ahlâkî üstünlüğü kaybettiğimiz için Istanbul'u kaybettik Samimî öz eleştiri yaparak yeniden ümitvar olabiliriz Bunun için geçmişi ve mitleri bırakıp geleceğe ve gençlerin hayallerine bakmalı, rasyonalite, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve temel haklara odaklanmalıyız.Adaletle yönetmeyince ve emaneti ehline vermeyince, Allah'ın buyruğuna uymayınca, dindarlar bindikleri dalı kestiler Bütün mesele mücahit olarak yola çıkanların mütahhit olması idi
Halka yakın durmak yetmiyor artık… Halka eşit durmak gerekiyor. Peygamber efendimiz (sav), zenginlerin çağırıldığı; ancak fakirlerin çağırılmadığı sofrayı en şerli sofra olarak tanımlar. Bazı siyasetçilerin sofralarında ve ya huzurlarında yer alabilmek için zengin olmak mı gerekiyor! Bu anlayış değişmelidir, değişmediği sürece zorlu ve sancılı bir süreç sizleri bekliyor.! İnsanların makamlarına, mali durumlarına göre ağırlanıyor olması Ak Partili siyasetçilere yakışmıyor.
Halktan kopmuşlar...
Kendi partililerinden kopmuşlar...
Hatta illerinde partinin kurucuları ile doğru dürüst tanışmamışlar...
Tanımıyorlar!..
Keza bazı il ve ilçe Belediye Başkanları!..
Bu kafalarla bu yerel seçimlerde böylesine yıkık bir muhalefete rağmen başarı elde etmenin zor olduğunu mutlaka iş işten geçmeden kan değişikliğinin yapılması gerektiğini görmek gerek...
Yol yakınken neşter vurulmalı...Diye düşünürken Ak parti Mersin Toroslar Akdeniz ve Tarsus ilçe başkanları görevden alındı.Görevden alınan ilçe başkanlarının yerlerine atama yapmak için temayül yoklaması yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönül vermiş ama kenarda bekleyen bu davayı özümsemiş ama arkaları olmayan öyle güzel yürekli dava adamları var ki bir işaret beklerken temayül yoklaması sonrası bugün Ankara'ya çağrılan isimlerin kimler olduklarını kulislerden öğrendik.İsimlerin tek tek geçmişlerini inceledik kim ne zaman ne yaptı diye entrasan konulara ulaştık.Ankaraya çağırılan isimlerden bir kaç tanesi hariç şaibesi olmayan adam yok.Anlayacağınız aynı tas aynı hamam teşkikatçılık anlayaşını devam ettirmek için birileri yine devreye girmiş. Teşkilatın istediği aday profili yine gözardı edilmiş.Görevden alınan ilçe başkanlarının devamı profilinde kişiler ile yola devam karar alınacak.
Benim anlamadığım görevden alınan ilçe başkanlarının devamı kişlerle yola devam edilecekti siz o ilçe başkanlarını niye görevden aldınız niye insanlarda değişim olacak izlenimi uyandırdınız.
Bir ilçeye tayin edilen kaymakam, çeşitli ziyaretlerde bulunur. Bir çay ocağında otururken kendisine yanaşan boyacının, ayakkabısını boyamasını kabul eder. Ayakkabısı boyalı olan genç kaymakam, çocuğu kırmaz. Kaymakam ‘’İyi boyarsan sana iki katını veririm’’ diye seslenince, çocuk ‘’Ben hep aynı boyarım.’’ Cevabını alır. Şaşırıp kalan genç kaymakam çocuğun kendisine verdiği cevaba hayran kalır ‘’ öğretmenimiz, Çocuklar ne iş yaparsanız yapın; ama herkese aynı davranın, ayırım yapmayın.’’ demişti. Çocuk devamında ‘’Sizden alacağım parayla hasta anneme ilaç alacağım, size ayırım yaparsam o ilaç annemin hastalığına şifa olmaz.’’ Şaşırıp kalan genç kaymakam hayatının en iyi derslerinden birini almıştı. Hem çalışan hem okuyan hem de ailesine bakan Boyacı çocuğa, cebindeki en büyük parayı veren kaymakam, çocukla bizzat ilgilenmeye başladı. Kaymakam meslek hayatı boyunca kendisine başarı kapılarını açacak o sihirli cümleyi edinmiş olur ‘’Bizde herkese aynı davranılır.’’
Bu anlayış değişmelidir, değişmediği sürece zorlu ve sancılı bir süreç sizleri bekliyor.
İlçe başkanı olarak atanacak kişileri teşkilatın bir çoğu benimsemeyecek biliyorum ama herkes iktidarla birlikte elde ettiğiniz makam ve mevkileri, imkanları kaybetmemek için haksızlıklar karşısında susacak. Sustukça sözleri bitecek. Sustukça sözlerinin hiçbir değer ve kıymeti kalmayacak
.Unutmayin MAKAMLAR IMTIYAZ DEGILDIR IMTIHANDIR Imtihan günü çetindir Haksızlık karşısında susmak şeytanlıktır.