Siyaset arenasında yaşananlar Ak Parti içerisinde ciddi bir hareketliliğin bulunduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzun zamandır Ak Parti içerisinde muhalif bir cenahın varlığından hareketle “parti içi savaş” iddiaları gündemde yer alıyordu. Sürekli bu konulara temas ediyorum. Halkın adamları ile yamyamlar arasında çekişmeli bir mücadele var! Halk nezdinde karşılığı olmayan isimlerin yani yamyamların foyası ortaya çıktı.
Yaygara Koparıyorlar
Memlekette yaşanan hemen her hususla alakalı açıklamalarda bulunan ve manipülasyonlara girişen Ak Partili bazı isimler yakayı ele verdi. Cin şişeden çıktı bir kere! Bunların Ak Parti'ye hiçbir getirisi olmadığı gibi partiye kan kaybettiriyorlar!
Kısa bir süre önce İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve çetesine yönelik başlayan operasyon, kuzu postuna bürünmüş sırtlanların maskesini düşürdü. Kuzu postu tanımlaması bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ait.
En yetkili isimden gelen bir açıklama durumun ciddiyetini ortaya koydu ve muhtemel hadiselerin habercisi oldu.
Sayın Cumhurbaşkanımız bir grup toplantısında aynen şu ifadeleri kullandı: “kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, yanımızdaki, yöremizdeki riyakârları da çok iyi biliyoruz.”
Size göre bu, normal bir açıklama olabilir; fakat bana göre çok derin mesajlar içeriyor. Yanımızdaki ve yöremizdeki vurgusu önemli. Yani parti merkezi ile il teşkilatlarına vurgu yapılıyor. Buna yargı ve bürokrasi mercii de dâhil.
Ak Parti’de Derin Yapı
Parti içerisinde derin bir yapı var. Zaman zaman muhalif söylemleriyle gündeme gelen ve daha çok muhalefet çizgisinde hareket eden bu yapı, Ak Parti’yi içten çökertmenin hesabını yapıyordu.
Hani şu akçeli işlere karışan, halka tepeden bakan, halkın sayın cumhurbaşkanımızla bağını zayıflamayı arzu eden bir oluşum bu. Halkın beklentilerini sayın cumhurbaşkanına ulaştırmayan ve hatta engelleyen, halkı Ak Parti'den soğutan ve en önemlisi Ak Parti'yi şaibeli bir parti gibi göstermeye çalışanlar, sayın cumhurbaşkanımızın masasında artık. Hükümsüzdürler! Yakın zamanda gereken yapılacak!
İmamoğlu hadisesinde bile kumpasa kalkıştılar; fakat ellerinde patladı. İmamoğlu çetesine yönelik operasyonun “siyasi bir hesaplaşma” olduğu iddiasının en büyük savunucularından biri de bu yapı idi.
Nihayetinde İmamoğlu konusunda “keşke böyle olmasaydı” dedirtmeye çalıştılar. Fakat eldeki veriler, dava sürecine müdahil olan tanıklar ve ihbarcılar sürecin böyle olmadığını kesin bir surette ortaya koydu. Peki, grubun bu hamleyi yapmasında esas amaç neydi?
Bana göre burada verilecek bir cevap sürecin “dış bağlantısını” ortaya koyacak.
İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması birçok kişinin ve ülkenin hayallerini süslüyordu. Yani İmamoğlu’nun adaylığını sürdürmek ilk amaçtı. Bunun için Ak Parti kurmay kadrosunu etkilemeye çalıştılar. Böylece Ak Parti'nin yargı sürecine müdahalesini ve çetenin yoluna devam etmesini hayal ettiler.
Hukuk devletinde bu mümkün mü? Olamaz!
Bana göre İmamoğlu davası sürerken gerçekleşen sokak eylemleri bu yapıdan bağımsız değil. Ak Parti içerisinden dışarıya bilgi sızdırılıyor. Gizli saklı bir mesele yok.
Her partinin kendi iç gündemi vardır. Basına kapalı grup toplantısında konuşulanlar ve alınan kararlar biranda dışarıya servis edilmiş oluyor. Tam bir kural tanımazlık. İhanet şebekesi! Yeni bir köstebek hadisesi gibi.
Dahası Var!
Bana göre AK Parti içerisindeki bu derin grup düşündüğünüzden daha büyük ve geniş bir ağa sahip. Sadece siyasi alanda değil aynı zamanda yargı, bürokrasi ve farklı alanlarda da büyük bir bağlantıya sahip. Bir bağlantının olmaması şaşırtıcı olurdu.
Demek oluyor ki partide gerçekleşmesi muhtemel tasfiyeye paralel olarak diğer alanlardaki çeteleşmeye de engel olunacak! Olması gereken bu.
Yargı kararlarındaki ilginçlikler dikkatinizi hiç çekmedi mi? Kamuoyunun dikkatini çeken nice hadisede mahkemeler işlemez oldu!
Hassas davalar ağırdan alındı ve aylarda sürdü. Bazı yargı organları karar ve içtihatlarıyla “Ben Anayasa Mahkemesiyim” dercesine hareket ediyor ve bir yerlere göz kırpıyordu! Yalan mı?
Cumhurbaşkanımızın toplumsal beklentiler konusundaki hassasiyetini hepimiz biliriz. Ne var ki bazı bürokratlar Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve taleplerine rağmen gerekli işlemleri yapmadı. Ağırdan aldılar. Kurumları incitmemek ve hedef göstermemek adına örnek vermemeyi yeğliyorum.
İddialara göre Bakanlar ve bakan yardımcıları bazı olaylardan haberdar bile değil. Geri planda tutuluyorlarmış. Atılan bazı adımlar ve alınan kararlardan hükümetin haberi bile yokmuş! Olacak iş değil!
Siyaset, bürokrasi ve yargı arasında organik bağı bulunan klik bir yapı var, sanırım. Bana göre sayın cumhurbaşkanımızın “kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar” diye tanımladığı yapı bu.
Ufukta Operasyon Var!
Çok geçmeden Ak Parti'de bazı isimlerin tasfiye edileceğini düşünüyorum. Bana göre çok doğru ve yerinde bir hamle olur. Çetin geçecek bir Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bu tasfiye mutlaka yapılmalı!
Bunun yanında söz konusu kişilerle dirsek temasında bulunan yargı ve bürokrasi mensupları da pasifize edilmeli.
Yanlış anlaşılmasın çeteleşenleri kast ediyorum. Memleketin selamete erebilmesi adına bu müdahale hayatiyet arz etmektedir.
Ağustos’a kadar ülke gündeminin dolu geçeceğini öngörüyorum. Bu süreçte söz konusu klik yapı, gündemi değiştirme ve provokasyona neden olma konusunda harekete geçebilir.
Hassaten Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetimizin “Terörsüz Türkiye” projesine yönelik, bazı engelleyici tutumlarla ve süreci provoke edici kararlarla karşılaşmamız ihtimal dâhilindedir, hafizanAllah.
Bu millet, hak etmedikleri bir konuma gelip millete efendilik taslayanların planlarını bozmayı ve inlerine girmeyi bilir!
Kimse kendisini dev aynasında görmesin! Dağlar da ferman da bu milletindir!