Son zamanlarda ülke siyasetinin geldiği nokta, siyasetçilerin güç zehirlenmesi yaşadığı şeklinde yorumlanıyor. Ülkemizin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik sorunların çözümüne yönelik çabaların boşa çıkması, toplum nezdinde birtakım arayışların ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. AK Parti yıllarca çözümün ve yeniliğin adresi olarak bilinirdi. Gün geçtikçe parti, artık sorunun esas kaynağı olarak görülmeye başlandı. Bu parti bu duruma neden geldi?
Halk Böyle Düşünüyor!
Toplumumuz yıllarca; siyasette yumuşak ve barışçıl söylemlerin öncelikli olduğuna, ekonomik refahın sağlanmış olmasına ve adaletin ikame edilmesine itimat ederek Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verdi. Ailem de bu çerçevede hiçbir karşılık beklemeden uzun yıllar birçok çalışmada yer aldı. Bugün AK Partililerin bile ‘’ciddi sorunlar var ve biz çözüm üretemiyoruz’’ beyanatlarına rağmen bir kısım AKP’liler, toplumu zan altında bırakmak ve susturmak kastıyla trollük yapmaya çalışıyor. Bugün sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarında dahi ciddi sorunlar yaşadığımız yer alırken, birtakım menfaatperestin açıklamasıyla biz fikir değiştirecek değiliz. Siyasette asıl olan kamu menfaatidir. Halk, neyi arzu ederse ben ona saygı duyarım. Gazeteci olmamın mesuliyetini taşıdığımdan memleketimi ilgilendiren konulara dair fikir beyan ederim. Söylemezsem inancım gereği sorumluluk taşırım; fakat bir kısım insanlar ‘’ailen AK Partili idi; bugün AK Parti’yi eleştiriyorsun’’ şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Bahsettiğiniz zamandan bugüne neler değişti neler. AK Parti’yi AKP’lileştirmeye çalışıyorlar. AK Parti yöneticilerinin birçoğu halktan kopuk olmaktan ziyade halka tepeden bakıyor. Birçok insan sorunlarının çözümü için kapısına gittikleri bazı AKP’lilerin, kendilerinden rüşvet dahi talep ettiğini dile getiriyor. Kapı dışarı edilen nice vatandaş bilirim. İnsanlar her fırsatta reisin hatırına değinerek ses çıkarmadıklarını belirtiyorken bugün aynı yöneticilerin hala partide bulunmaları ciddi reaksiyon oluşturdu. Gelinen noktada AK Parti tabanı, teşkilatta herhangi bir değişim olmaması nedeniyle dağılmaya başladı. Türk toplumu AK Parti ile kolay kolay barışmaz. Yazın bir kenara.
Teşkilattan Arıyorlar...
Bir dönem ailemin AK Parti’ye açıkça destek olması ve sahada ciddi çalışmalar yürütmesi beni tanıyan birçok insanın malumu olduğu bir husustur. Bugün eleştirel bir yazı kaleme aldığımda AK Parti’deki bazı yetkili isimler tarafımı aramaya ve eleştirel yazılarıma sitem etmeye başlıyor. İşte sorun burada. Hala kendilerini mükemmel ve kusursuz addediyor olduklarının farkında değiller. Hatayı kabul etmekten daha önemli bir konu var: özür beyan etmek ve hatayı telafi etmek. Yıllar önce bir seçim sürecinde AK Parti’nin seçim bürosu açmaya cesaret edemediği bir bölgede seçim bürosunu açmıştık. Tehditlere ve saldırılara maruz kalmıştık. Evime Molotof kokteyl bile atıldı. Sırf taraflı bir seçim çalışması yaptığımız ve oy topladığımız için. Bunca çileye rağmen halimizi, hatırımızı soran olmadı. Ailemin AK Partili olmasından ötürü şahsımıza hakaret edenlerin AK Parti milletvekilleri tarafından ziyaret edildiği bir dönemde bizi arayan olmadı. Evimde iki kanser hastası varken vefa gereği aranmam gerekmez miydi? O da olmadı. O da yetmezmiş gibi sahada emek veren binlerce insan gibi biz de göz ardı edildik. AKP’lilere görev verilirken sahada etkin olan AK Partililer dışlandı. Bu AKP’lilerin yedikleri naneleri saysam yer yerinden oynar. AK Parti’nin durumunu anlatan, tarihi bir söz vardır: ‘’Onlar, zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman; dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince de yıkılmaları mukadder oldu.’’
Artık Yeter!
Gazetecilik mesleğim sürecinde olabildiğince isim vermeden uyarı nitelikli yazılar kaleme almaya ve yapıcı olmaya çalıştım. Köşe yazılarımda isim vermek yerine ilgili kişiyi uyarmayı yeğlerim. Bir kardeş tavsiyesi olan uyarılarımın çoğu kez görmezden gelindiğini belirtmeliyim. Neyse ki mesele artık kul hakkı olunca ve uyarılar da anlamsız kalınca buradan yazmanın önemli olduğuna kanaat getirdim.
Bir süre daha kendilerini yapıcı bir şekilde uyardığım sayın AKP’lileri bundan sonra buradan belgelerle uyarabilirim. Elimdeki belgeleri paylaşmam durumunda AKP’li teşkilat üyeleri insan içine çıkamaz! İnsanların yüzüne bakacak yüzünüz olmaz!
Bu AKP’lilerin nerede ne iş çevirdiklerini yazarsam kimse şaşırmasın! Biliyorum, bildiğimi de saklamam. Benim gözüm karadır beyler!
Harici diskim sizin kirli çamaşırlarınızla dolu. Bana "Mersin’in hafızasısın" diyenler oluyor. Öyle bir derdim yok; ama nice hafızayı karıştıracak belgelerim vardır...