Siyaset arenasında birçok ayrımın ve ayrımcılığın var olduğunu uzun zamandır müşahede ediyoruz. Gelin görün ki bazı uygulamalar saç baş yolduruyor. Bir süre önce Mersinli bir ismin kabinede neden yer almadığına bir köşe yazımda değinmiştim. Karadeniz’deki birçok vilayetten büyük ve gelişmiş olan Mersin’in kabinede temsil edilmemesi beni rahatsız ediyor.
BAKANIMIZ YOK; PEKİ, VEKİLLER NE YAPIYOR?
Farklı vilayetler üzerinden bir çıkarım yapmak yerine şu soruyu sormak yerinde olacaktır: ‘’Mersin’i temsil edecek hiç mi bir bakan bulunamadı?’’. Bulunamamış, sanırım. O halde Millet Meclisi’ndeki vekiller Mersin’i temsil etme noktasında neler yapabiliyor? Bu konuda kuşkusuz AK Partili vekillerin İYİ Parti’li, CHP’li ve DEM Partili vekiller kadar etkin olmadıkları malumumuz. AK Partili vekillerin, Mersin’e yönelik çifte standardı meclise taşımamaları ve partilerine kentin sorunlarını anlatmamaları kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Sahi, AK Parti ve MHP Mersin milletvekilleri Mersin’in ‘’çevre’’ sorunlarını mecliste gündeme getirme ve kabinenin harekete geçmesini sağlama hususunda bir girişimleri oldu mu? Mersin Büyükşehir Belediye başkanı, sayın Vahap Seçer’i eleştirme noktasında gösterilen hassasiyet, kentin sorunlarına da gösterilmeli. Öyle değil mi?
MERSİN’E CEZA MI VERİLİYOR
Son yıllarda Mersin’in turizm sektöründe geri kaldığından dolayı turizm yatırımlarının artırılması gerektiğine dair bir kanaat, birçok yetkili isim tarafından gündeme getirildi. Cumhur İttifakı’nın Mersin Büyükşehir Belediye başkan adayı Serdar Soydan Beyefendi de buna dahil. Gelin görün ki sadece zahiri kurtarmayı amaçlayan bu ifadeler, birer geçiştirici temenniden öteye gidemedi. Üstelik Mersin’in kıyı turizm merkezi olmaması adına çalışmalar yapılıyor. Ne mi yapılıyor? Aydıncık’a balık çiftlikleri kuruluyor. Yatırım işte, daha ne? Diyebilirsiniz. Öyle değil. Edremit’teki balık çiftliklerinin, turizm sektörünü baltaladığı gerekçesiyle Aydıncık’a taşınması, tipik bir cezayı andırıyor. İlgili bakanlık bunu, ‘’ülkemiz turizm öncelikleri göz önüne alınarak Edremit Körfezi sınırlarında ağ kafeslerde balık yetiştiriciliği, bakanlığımız politikaları arasında yer almadığından Edremit’teki balık çiftliklerinin Mersin-Aydıncık'a taşınmasına…” ifadeleriyle açıkladı. Toplumsal tepkinin önlenmesi ve sürece meşruiyet kazandırılmasının kılıfı da hazır: ‘’istihdam sağlayacak’’… Resmi verilere göre en fazla yirmi kişi istihdam edilebilir. Vay be, Mersin ekonomisi şahlanır, canlanır!
BAŞKA YER Mİ BULAMADINIZ
Sahip olduğu coğrafi zenginliği bu denli hoyratça harcayan başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum. Ya da bu kadar önemsenmeyen bir kentimiz var mıdır, onu da bilmiyorum? Çiftliklerin, ekonomik getirisi olmayan kuytu ve sığ denizlerde yapılması daha uygun olmaz mıydı? Balık çiftlikleri, daha sonra inşa edilecek balık çiftliklerinin bir habercisi mi? Yoksa Mersin, balık çiftliği cenneti olmaya mı aday? Üç tarafı denizlerle çevrili olup ve denizcilik alanında gelişme kat edemeyip balık çiftlikleriyle yetinmek, nasıl bir vizyon, anlaşılabilir gibi değil. Neden denizcilik bakanlığımız yok? Deniz ürünleri tüketiminde deniz ülkesi olmamıza rağmen neden gerideyiz? Çiftlik ürünlerini yemeye mecbur bırakılmamız, olacak iş mi? Dünyanın en güzel ve temiz sahillerinden birine sahip Mersin’in balık çiftliklerine ev sahipliği yapması ne kadar makul olabilir! Koskoca bir denizde doğal balıkçılık yapmak varken, kıyıda balık besiciliğine gidilmesi ve çevre kirliliğine davetiye çıkarılması akıl alır gibi değil. Belediyelerin iş yükü ve masrafı zamanla katlanacak.
MERSİN GÖZDEN ÇIKARILDI
Edremit’teki balık çiftliklerinin taşınması uzun süredir tartışma konusu olmuş ve ilgili makamlara bildirilmişti. Hazırlanan ÇED raporuna itiraz etmek için Agromey şirketine on günlük süre tanındı. Bu süre bayrama denk gelince çiftliklerin taşınması bir oldubittiye getirildi. Tarım Bakanlığı ile Balıkesir İl Tarım Müdürlüğü’nün resmi yazısı gereğince balık çiftliğinin Mersin-Aydıncık’a taşınması kararlaştırıldı. Bu fikir ve karar kime ait? Hangi hakla! Ülkenin turizm önceliği bir gerekçe olarak ileri sürülse de Mersin’in de bir turizm kenti olduğu konusu göz ardı ediliyor. Neden?
MERSİN’İN HAVASI VE DENİZİ KİRLENİYOR
Süreci sadece balık çiftlikleri ekseninde ele almamak lazım; çünkü farklı alanlarda da ciddi pürüzler mevcut. Mersin’in havası ve suyunda hızlı bir kirlilik başladı… Son dönemlerde nükleer santralin kuruluşunu ele aldığımızda mesele biraz daha ciddileşiyor. Öte yandan Mersin Serbest Bölge civarında bulunan gübre fabrikasının havaya saldığı kirliliği o civarda yaşayan halk iyi bilir. Buna paralel olarak Soda Sanayii’ni de örnek gösterebiliriz. Sanayi ve çimento sektörünün yol açtığı kirliliği de hesaba katarsak kentimizi önümüzdeki aylarda ciddi hava kirliliğine bağlı olarak çeşitli hastalıklar bekliyor olacak. İşte burada Mersin’in sanayi, hizmet yahut turizm kenti olup olmadığını belirlemek gerekiyor? Mersin’e sektörel bir statü vermenin tam zamanı. Yoksa Mersin’i gözden mi çıkardınız, siyasi gerekçeler mi önceliğiniz
Mersin Ak Parti’nin Kalesi Olmadığı İçin!
Siyaset arenasında birçok ayrımın ve ayrımcılığın var olduğunu uzun zamandır müşahede ediyoruz. Gelin görün ki bazı uygulamalar saç baş yolduruyor. Bir süre önce Mersinli bir ismin kabinede neden yer almadığına bir köşe yazımda değinmiştim. Karadeniz’deki birçok vilayetten büyük ve gelişmiş olan Mersin’in kabinede temsil edilmemesi beni rahatsız ediyor.
BAKANIMIZ YOK; PEKİ, VEKİLLER NE YAPIYOR?
Farklı vilayetler üzerinden bir çıkarım yapmak yerine şu soruyu sormak yerinde olacaktır: ‘’Mersin’i temsil edecek hiç mi bir bakan bulunamadı?’’. Bulunamamış, sanırım. O halde Millet Meclisi’ndeki vekiller Mersin’i temsil etme noktasında neler yapabiliyor? Bu konuda kuşkusuz AK Partili vekillerin İYİ Parti’li, CHP’li ve DEM Partili vekiller kadar etkin olmadıkları malumumuz. AK Partili vekillerin, Mersin’e yönelik çifte standardı meclise taşımamaları ve partilerine kentin sorunlarını anlatmamaları kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Sahi, AK Parti ve MHP Mersin milletvekilleri Mersin’in ‘’çevre’’ sorunlarını mecliste gündeme getirme ve kabinenin harekete geçmesini sağlama hususunda bir girişimleri oldu mu? Mersin Büyükşehir Belediye başkanı, sayın Vahap Seçer’i eleştirme noktasında gösterilen hassasiyet, kentin sorunlarına da gösterilmeli. Öyle değil mi?
MERSİN’E CEZA MI VERİLİYOR
Son yıllarda Mersin’in turizm sektöründe geri kaldığından dolayı turizm yatırımlarının artırılması gerektiğine dair bir kanaat, birçok yetkili isim tarafından gündeme getirildi. Cumhur İttifakı’nın Mersin Büyükşehir Belediye başkan adayı Serdar Soydan Beyefendi de buna dahil. Gelin görün ki sadece zahiri kurtarmayı amaçlayan bu ifadeler, birer geçiştirici temenniden öteye gidemedi. Üstelik Mersin’in kıyı turizm merkezi olmaması adına çalışmalar yapılıyor. Ne mi yapılıyor? Aydıncık’a balık çiftlikleri kuruluyor. Yatırım işte, daha ne? Diyebilirsiniz. Öyle değil. Edremit’teki balık çiftliklerinin, turizm sektörünü baltaladığı gerekçesiyle Aydıncık’a taşınması, tipik bir cezayı andırıyor. İlgili bakanlık bunu, ‘’ülkemiz turizm öncelikleri göz önüne alınarak Edremit Körfezi sınırlarında ağ kafeslerde balık yetiştiriciliği, bakanlığımız politikaları arasında yer almadığından Edremit’teki balık çiftliklerinin Mersin-Aydıncık'a taşınmasına…” ifadeleriyle açıkladı. Toplumsal tepkinin önlenmesi ve sürece meşruiyet kazandırılmasının kılıfı da hazır: ‘’istihdam sağlayacak’’… Resmi verilere göre en fazla yirmi kişi istihdam edilebilir. Vay be, Mersin ekonomisi şahlanır, canlanır!
BAŞKA YER Mİ BULAMADINIZ
Sahip olduğu coğrafi zenginliği bu denli hoyratça harcayan başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum. Ya da bu kadar önemsenmeyen bir kentimiz var mıdır, onu da bilmiyorum? Çiftliklerin, ekonomik getirisi olmayan kuytu ve sığ denizlerde yapılması daha uygun olmaz mıydı? Balık çiftlikleri, daha sonra inşa edilecek balık çiftliklerinin bir habercisi mi? Yoksa Mersin, balık çiftliği cenneti olmaya mı aday? Üç tarafı denizlerle çevrili olup ve denizcilik alanında gelişme kat edemeyip balık çiftlikleriyle yetinmek, nasıl bir vizyon, anlaşılabilir gibi değil. Neden denizcilik bakanlığımız yok? Deniz ürünleri tüketiminde deniz ülkesi olmamıza rağmen neden gerideyiz? Çiftlik ürünlerini yemeye mecbur bırakılmamız, olacak iş mi? Dünyanın en güzel ve temiz sahillerinden birine sahip Mersin’in balık çiftliklerine ev sahipliği yapması ne kadar makul olabilir! Koskoca bir denizde doğal balıkçılık yapmak varken, kıyıda balık besiciliğine gidilmesi ve çevre kirliliğine davetiye çıkarılması akıl alır gibi değil. Belediyelerin iş yükü ve masrafı zamanla katlanacak.
MERSİN GÖZDEN ÇIKARILDI
Edremit’teki balık çiftliklerinin taşınması uzun süredir tartışma konusu olmuş ve ilgili makamlara bildirilmişti. Hazırlanan ÇED raporuna itiraz etmek için Agromey şirketine on günlük süre tanındı. Bu süre bayrama denk gelince çiftliklerin taşınması bir oldubittiye getirildi. Tarım Bakanlığı ile Balıkesir İl Tarım Müdürlüğü’nün resmi yazısı gereğince balık çiftliğinin Mersin-Aydıncık’a taşınması kararlaştırıldı. Bu fikir ve karar kime ait? Hangi hakla! Ülkenin turizm önceliği bir gerekçe olarak ileri sürülse de Mersin’in de bir turizm kenti olduğu konusu göz ardı ediliyor. Neden?
MERSİN’İN HAVASI VE DENİZİ KİRLENİYOR
Süreci sadece balık çiftlikleri ekseninde ele almamak lazım; çünkü farklı alanlarda da ciddi pürüzler mevcut. Mersin’in havası ve suyunda hızlı bir kirlilik başladı… Son dönemlerde nükleer santralin kuruluşunu ele aldığımızda mesele biraz daha ciddileşiyor. Öte yandan Mersin Serbest Bölge civarında bulunan gübre fabrikasının havaya saldığı kirliliği o civarda yaşayan halk iyi bilir. Buna paralel olarak Soda Sanayii’ni de örnek gösterebiliriz. Sanayi ve çimento sektörünün yol açtığı kirliliği de hesaba katarsak kentimizi önümüzdeki aylarda ciddi hava kirliliğine bağlı olarak çeşitli hastalıklar bekliyor olacak. İşte burada Mersin’in sanayi, hizmet yahut turizm kenti olup olmadığını belirlemek gerekiyor? Mersin’e sektörel bir statü vermenin tam zamanı. Yoksa Mersin’i gözden mi çıkardınız, siyasi gerekçeler mi önceliğiniz
Ekleme
Tarihi: 22 Haziran 2024 - Cumartesi
Mersin Ak Parti’nin Kalesi Olmadığı İçin!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Mustafa canciger
(22.06.2024 08:34 -
#385)
Malesef mersin her zaman sahipsizdi.bir havzaları bile yıllardır bitirilmesi.tarsus plajı ve oradaki yatırımlardan bi haber yok.ne oldu o kadar masrafa hani oteller hani turistler.yazik mersine