‘‘Ya İstiklal Ya ölüm derken’’ uygun adım yerinde say edilgenliğine nasıl geldik? Temel ilkelerin kurulması üzerine yüz yıl geçti ama yazıyı okuyunca bir adım yol almadığımızı anlamanız için 3 dakika yetiyor. Yıl ms 1924 Temel İlkeler Amaç; Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam istiklale sahip olmak ile gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun millet ‘medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup, kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki, Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa YOK OLSUN DAHA İYİDİR. O HALDE YA İSTİKLAL YA ÖLÜM. İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. Bir an için bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik! Peki efendim, öteki karalara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi? Şu farktaki, İstiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakarlıkları yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz esirlik zincirini kendi elleri ile boynuna geçiren miskin, halsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözünde ki yeri bambaşka olur. Sonra Osmanlı hanedan ve Saltanatının devam ettirilmesine çalışmak elbette Türk milletine karşı en büyük kötülüğü işlemektir. Çünkü millet her türlü fedakarlığı göze alarak, İstiklalini kazanmış olsa da SALTANAT sürüp gittiği takdirde bu istiklale kazanılmış gözüyle bakılamazdı. Artık, Vatan ve Milletle hiçbir vicdan ve fikir bağlantısı almamış bir hanedan kimliğinin Devlet ve Milletin İstiklal ve haysiyetinin koruyucusu mevkinde bulundurulmasına nasıl göz yumulabilirdi. Nereden geldik şimdi neredeyiz? Bu ilkeleri var edenler kimdi ve biz şu an kimiz? Siz kimsiniz? Biz kimiz? Onlar kim? Asıl soru; bu ilkeler ışığında hala neyi bekliyor ve savunuyoruz? Sonuç olarak; Seni sen yapan şeyler, sana hak olandan vazgeçmemen gereken şeylerdir. Mükemmellik; doğru olan aynılıkta ısrarcı olmaktır. Esas olan Türk Milletinin onur, şeref ve haysiyetine yaraşır bir yaşam sürmesidir. "Ebet Müddet, İnkılapçı Millet" ilkesi ışığında, ulus millet yolundan ayrılmamanın faydasını, geç olmadan anlamanız dileği ile!.. Yüce Türk halklarına ve Türk milletlerine yüksek saygılarımla; Simge ERCİYAS / Hür Düşünce Hareketi Genel Başkan Yardımcısı