Simge ERCİYAS
Köşe Yazarı
Simge ERCİYAS
 

Aleviler Başarısız mı Oldu?

Geçtiğimiz haftalarda değerli sanatçımız Sayın Sabahat Akkiraz Aleviler adına paylaştığı bir twitinde ‘’kandırıldık’’ dedi. Gerçekten de bu düşüncede ya da bu duyguda olan kaç Alevi var merak ediyorum. Kandırılmış olmak ile vatan sevgisi arasındaki ilişki ne zaman koptu? Asıl onu merak ediyorum sanırım ve bu düşünce beni Bektaşiliği temsil edenlerin başarısızlığı mı yoksa topyekûn sessiz kalmanın, sürece katılmamanın, hatta süreci yönetememenin bir unsuru olarak önümüze mi çıkmakta diye düşündürdü. Geçen akşam bir space odasında tüm Alevilerin birlik olduğu ve herkesin aslında Bektaşilere bağlı olduğunu iddia etti. Bu gerçekten böyle mi? Gerçekten tüm Aleviler tek bir yere bağlı ise büyük bir kısmının kandırıldık demesi gerçekte kimin suçu olarak karşımıza çıkmakta? Gelinen üzücü durum, kurumun gereği kadar özenle çalışmamasına mı bağlanmalı?   Bu kandırılmışlığı, Türklük unsurunun bize ödev olarak bıraktığı vatanın sahibiyeti adına çalışmaların yeterli olmamasında ya da gerekli özenin göstermemesinde mi arayalım? Vatana ve birbirimize karşı bin yıllar boyu geliştirdiğimiz ve adına zekaya bağlı sadakat zinciri dediğimiz görünmez ama sıkı sıkıya vatana bağlı olan bu ince çizgi kandırılamamazlık üzerine kurulmuş iken, bu yapının bilincindeki gerçek maksadın, yapılması gerekenler ile yapılamayanlar arasındaki çabasızlık esaretinde mi takıldı? Gerçekten bin yıllardır gelen gelenek dönemimizde başarı basamaklarını tırmanamadı mı? Bu öz eleştiriyi kim yapacak? Günümüzün geldiği gerçeklikte kandırıldık kelimesinin kitlesel hesabını kim verecek? Bu sorumluluğu kim alacak? Çok merak ediyorum. Yoksa yine sessiz kalmaya ve gerçeğin üzerinden gelinen maksadın karmaşasını yaşamaya devam mı edelim? Aslında en başta şu soruyu mu sormalıyız? Bektaşiler neyi ve neden temsil etmekteler? Bu açıklamaların günümüzde yapılması gerektiği ve üzerinde çokça çalışılması gerektiği aşikâr iken, bağlı olanların savruluyor olmasındaki nedeni kime ve nedenini neye bağlayalım? Sorumluluk alacak kimse yok ise, kurumu amaç ve niyetini altı yüzyıl geriye dönerek tekrar baştan mı gözden geçirelim? Yoksa çözüm için sadece 50 yıl geriye mi gidelim? Bir kesim tüm umudunu, varlığını ve vatan sevdasının temsiliyetini kurum iradesindeki iyi niyete bırakmışken, kandırılmadık diyen ve vatan için kendini feda eden kesim, kandırıldık diyen kesimle aynı anda mı anılacak ya da pasif bir sürecin parçası mı olacaklar? Alevilik sormak, anlamak, kavramak, ait olmak, kanmamak, kandırılmamak üzerine kurulmuş eşsiz bir Türk bilinci iken unsurları kime neden teslim ettik? Ya da ettik mi? Bu sorular hangi zaman diliminde cevaplanacak? Cevaplanmaması durumunda Türk Aleviler olarak çözümün ayrıştığı bir tarih mi yaşanacak? Şahsen ben kandırıldık sürecinin bir parçası değil iken, milyonlarca kandırılmamış Alevileri kim nasıl temsil edecek ve amaç ne olacak? Ben şahsım adına, bağımsız kararları elbette verebilirim. Tüm cevabın içindeki gerçeğe de ulaşabilirim ama maksadım kurumun kendi öz eleştiriden yola çıkarak çözüm araması olacaktır.  Gerçekte temsil edilen nedir? Merak ediyor olmanın yanında sonuç sorusuna gelmek istiyorum. Ne yapacaksınız ya da yapmayacaksınız? Yapmayacaksanız neden? Ve yapacaksanız ne zaman? En az 50 yılı aşkındır süre gelen sessizliğin maksadında yapılamayanların sonucuna bağlı sebep kişi ya da kimlik ise, basiret veya derman verme değil ise, beklenen NE? Cihana sığmayanların, minnet eylemeyenlerin, Türklüğüne yemin edenlerin, Özün eğri ise yola zararsın dediğimiz kültürün, kâh çıkarım gökyüzüne kâh inerim yer yüzüne diyenlerin el verdiği düzenden başka bir düzene girmek isteyen varsa, ya bizden değildir ya da biz onlardan değilizdir. Bu düzen bize ait değil dediğimiz gerçeklikte yanlış giden ne var ise yoldan çekilmelidir. Yüce Türk Milletinin yüksek amacına saygılarımla... Simge ERCİYAS – Hür Düşünce Hareketi Genel Başkan Yardımcısı
Ekleme Tarihi: 29 Aralık 2024 - Pazar

Aleviler Başarısız mı Oldu?

Geçtiğimiz haftalarda değerli sanatçımız Sayın Sabahat Akkiraz Aleviler adına paylaştığı bir twitinde ‘’kandırıldık’’ dedi. Gerçekten de bu düşüncede ya da bu duyguda olan kaç Alevi var merak ediyorum.

Kandırılmış olmak ile vatan sevgisi arasındaki ilişki ne zaman koptu? Asıl onu merak ediyorum sanırım ve bu düşünce beni Bektaşiliği temsil edenlerin başarısızlığı mı yoksa topyekûn sessiz kalmanın, sürece katılmamanın, hatta süreci yönetememenin bir unsuru olarak önümüze mi çıkmakta diye düşündürdü.

Geçen akşam bir space odasında tüm Alevilerin birlik olduğu ve herkesin aslında Bektaşilere bağlı olduğunu iddia etti.

Bu gerçekten böyle mi?

Gerçekten tüm Aleviler tek bir yere bağlı ise büyük bir kısmının kandırıldık demesi gerçekte kimin suçu olarak karşımıza çıkmakta?

Gelinen üzücü durum, kurumun gereği kadar özenle çalışmamasına mı bağlanmalı?  

Bu kandırılmışlığı, Türklük unsurunun bize ödev olarak bıraktığı vatanın sahibiyeti adına çalışmaların yeterli olmamasında ya da gerekli özenin göstermemesinde mi arayalım?

Vatana ve birbirimize karşı bin yıllar boyu geliştirdiğimiz ve adına zekaya bağlı sadakat zinciri dediğimiz görünmez ama sıkı sıkıya vatana bağlı olan bu ince çizgi kandırılamamazlık üzerine kurulmuş iken, bu yapının bilincindeki gerçek maksadın, yapılması gerekenler ile yapılamayanlar arasındaki çabasızlık esaretinde mi takıldı?

Gerçekten bin yıllardır gelen gelenek dönemimizde başarı basamaklarını tırmanamadı mı?

Bu öz eleştiriyi kim yapacak?

Günümüzün geldiği gerçeklikte kandırıldık kelimesinin kitlesel hesabını kim verecek?

Bu sorumluluğu kim alacak? Çok merak ediyorum.

Yoksa yine sessiz kalmaya ve gerçeğin üzerinden gelinen maksadın karmaşasını yaşamaya devam mı edelim?

Aslında en başta şu soruyu mu sormalıyız? Bektaşiler neyi ve neden temsil etmekteler?

Bu açıklamaların günümüzde yapılması gerektiği ve üzerinde çokça çalışılması gerektiği aşikâr iken, bağlı olanların savruluyor olmasındaki nedeni kime ve nedenini neye bağlayalım?

Sorumluluk alacak kimse yok ise, kurumu amaç ve niyetini altı yüzyıl geriye dönerek tekrar baştan mı gözden geçirelim?

Yoksa çözüm için sadece 50 yıl geriye mi gidelim?

Bir kesim tüm umudunu, varlığını ve vatan sevdasının temsiliyetini kurum iradesindeki iyi niyete bırakmışken, kandırılmadık diyen ve vatan için kendini feda eden kesim, kandırıldık diyen kesimle aynı anda mı anılacak ya da pasif bir sürecin parçası mı olacaklar?

Alevilik sormak, anlamak, kavramak, ait olmak, kanmamak, kandırılmamak üzerine kurulmuş eşsiz bir Türk bilinci iken unsurları kime neden teslim ettik? Ya da ettik mi?

Bu sorular hangi zaman diliminde cevaplanacak?

Cevaplanmaması durumunda Türk Aleviler olarak çözümün ayrıştığı bir tarih mi yaşanacak?

Şahsen ben kandırıldık sürecinin bir parçası değil iken, milyonlarca kandırılmamış Alevileri kim nasıl temsil edecek ve amaç ne olacak?

Ben şahsım adına, bağımsız kararları elbette verebilirim. Tüm cevabın içindeki gerçeğe de ulaşabilirim ama maksadım kurumun kendi öz eleştiriden yola çıkarak çözüm araması olacaktır. 

Gerçekte temsil edilen nedir?

Merak ediyor olmanın yanında sonuç sorusuna gelmek istiyorum.

Ne yapacaksınız ya da yapmayacaksınız?

Yapmayacaksanız neden?

Ve yapacaksanız ne zaman?

En az 50 yılı aşkındır süre gelen sessizliğin maksadında yapılamayanların sonucuna bağlı sebep kişi ya da kimlik ise, basiret veya derman verme değil ise, beklenen NE?

Cihana sığmayanların, minnet eylemeyenlerin, Türklüğüne yemin edenlerin, Özün eğri ise yola zararsın dediğimiz kültürün, kâh çıkarım gökyüzüne kâh inerim yer yüzüne diyenlerin el verdiği düzenden başka bir düzene girmek isteyen varsa, ya bizden değildir ya da biz onlardan değilizdir.

Bu düzen bize ait değil dediğimiz gerçeklikte yanlış giden ne var ise yoldan çekilmelidir.

Yüce Türk Milletinin yüksek amacına saygılarımla...

Simge ERCİYAS – Hür Düşünce Hareketi Genel Başkan Yardımcısı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ali Bingöllü
(30.12.2024 00:03 - #639)
Alevi de bir suni de bir bütün Türkiye Cumhuriyeti müslümandır Türkiye cumhuriyeti'nde yaşayan herkes kardeştir ortalıkta porokotorluk dönüyor esas zulimi işkenceyi Müslümanlar çekiyor Türkiye cumhuriyeti'nde yaşayan herkes kardeştir Türkiye'yi ırkçılıkla birbirine düşürmeye çalışıyorlar O da chp'dir ama başaramayacaklar bölemeyecekler Türkiye Cumhuriyeti'nin başında dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan var Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ülkedir Allah'ın izniyle hep beraber birliğimiz daim olsun dış güçler siyonistler İsrail ajanları Türkiye'de Alevi suni diye Kürt diye kaos çıkarmaya çalışıyorlar Türkiye tektir tek kalacak herkes Çanakkale'de yatan dedelerimizi görsün Türkiye'yi kimse bilemeyecek Türkiye Cumhuriyeti ilelebet ayakta kalacak yaşayacaktır Allah devletimize zeval vermesin oyuna gelme Türkiyem oyun büyük
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.