Soli (Mezitli), Rodos, Pers İmparatorluğu, Makedonya İmparatorluğu, Selçuklu İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ve onun devamı olan Bizans İmparatorluğu'nun egemenliği altında kalmıştır. 528 yılında büyük bir deprem yaşayan Soli artık eski ihtişamını kaybetti. Daha sonraki yıllarda farklı yönetimlerin bir parçası olan Soli, 20. Yüzyıla geldiğinde sadece kuzeyde bir Oğuz Kabilesi olan Mezitoğlu kabilesinin adı ile anılan küçük bir köy idi. Eski bir Yunan liman kenti olan Soli'nin kalıntıları Mezitli'dedir.
Belde belediyesi olarak 1968 yılında kuruldu Mezitli. 2008 yılında Mezitli ilçesi, Akdeniz, Toroslar ve Yenişehir ilçeleriyle birlikte Mersin'in eski merkez ilçesinin bir kısmı ve Davultepe, Tece ve Kuyuluk da Mezitli’ye dahil edilmiştir. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP adayı Ahmet Serkan Tuncer 63.29% oy oranıyla belediye başkanı seçildi.
Toros Akademi yönetim kurulu olarak randevu saatinde Mezitli Belediye Başkanı Ahmet Serkan Tuncer ile görüşmeye gittik. Başkanın CHP’li olması farklı idi benim kafamda. Geçmiş yıllarda oluşmuş olan ve son zamanlarda iyiden iyiye zayıflamış olan bir CHP’li Başkan şeması vardı. Ancak itiraf etmeliyim ki o şema artık yok. Yeri boş kalmadı ama o şema artık aynı şema değil.
Başkanın odasına güler yüzlü ve içtenlikli bir karşılama ile girdik. Başkanın duruşunu, bakışını ve simasını görür görmez “işte bu bizim çocuk” dedim içimden. Bu arada tanışma faslı başladı ve kendisinin Mezitli’den olduğunu, yaylalarının olduğunu söyledi. Başkanın “yörük” olduğu anlaşılınca çok rahatladım çünkü artık aynı dil ile konuşup anlaşacaktık. Öyle de oldu. Aynı dili konuşmak sadece aynı sözcükleri kullanmak anlamına gelmez. Sözcükleri anlamlı kılan bağlam da yörükçe idi.
Kafamdaki eskiden kalan CHP şemasının yerinde yeller esmeye başladı. Vatan, Millet, Bayrak sabitelerinde sabitlendikten sonra gerisi hikâye idi. Başkan de öyle dedi zaten. Devlet, Bayrak, Millet vurgusu yaptı.
Hatta “sağcı, solcu” gibi sloganların artık geçerli olmadığında da uzlaştık. Seçim çalışmalarında yukarı yaylaların birinde bir Hacı Amca ile diyaloğunu da anlattı. Okunan ezan ile birlikte konuşmasına ara vermesinin Hacı Amcadan çok takdir görmesinden yola çıkarak milletimizin hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğine temas etti.
Lokal olarak Mersin bölgesinin sahipsizliğinden dem vururken Başkan, Mezitli için projelerinden bahsetti. Hatta Mezitli’nin tarihi değerinden bahsettiğimde bunun farkında olduğunu ve zaten bu nedenle Soli adında bir şirket kurarak Mezitli’yi marka haline getirmek istediğini ifade etti.
Sahipsizlik bağlamında geçmiş politikacılara da dokunduk. Geçen zaman içinde eleştirdiğimiz Eski Milletvekili Ali Er’in geçmiş koşullarda yaptığı hizmetlerin günümüzde aranır olduğu konusu da geçti. Aynı konuda Nebi Hoca’ya da bir rahmet dileği oldu ve Rahmetli olduğu için sohbet konusu yapılmadı. Bu arada yeni bazı siyasetçilerin Ali Er’i taklit etmeye çalıştığı, bunun da sırıttığı, gerçekçi olmadığının göründüğü ifade edildi.
Başkan Ahmet Serkan Tuncer nitelikli insan kaynağının öneminden de bahsederek nitelikli az sayıda insan ile çok sayıda insanın yapacağı şeylerin daha iyi ve kolay yapılabileceğini vurguladı ve konuyu tasarruf tedbirleri ile de ilişkilendirdi.
Uluslararası Mersin Narenciye Festivali sohbet konusu olunca Başkan Ahmet Serkan Tuncer, haklı olarak “bu festivalde hazır paket meyve suları ikram edileceğine narenciye üreticisisin ürünlerinin suyundan ikram edilseydi” sisteminde de bulundu.
Aynı dili konuşmak, aynı sorunları dile getirmek, aynı hassasiyetleri taşımak çok aranan fakat az rastlanan bir nitelik. Üniversite öğrenciliğinden itibaren kendi memleketi dışında eğitim almış, çalışmış, eğitim vermiş bir akademisyen olarak yıllar sonra kendi memleketinde kendi gibi biri ile konuşmak, anlaşmak… çok fazla sözcük bile kullanmadan Yörükçe diyebileceğim bir iletişim yolu kullanıyor olmanın rahatlığını ve konforunu yaşadım doğrusu.
İster istemez aklıma çocukluğumda okuduğum bir hikâye ve yazarı geldi. Fecr-i Ati topluluğundan olan Refik Halit Karay, hayatının büyük bir kısmını sürgünde geçirdiği için hikayelerinde sık sık yurt özlemi temasını işledi. Uzakta olan Türklerin yurt özlemini dil ve iklim üzerinden anlattı. Yetim kalan çocuk Hasan’ın hikayesi.
Hep şikâyet edilir siyaset konuşmalarında. Artık lider özelliği taşıyan yeni kuşaklar gelmediğinden dem vurulur. Yanlış bu. Bizim bu Mersin bölgesinde söylenen ve inanılan “ev danasından öküz olmaz” anlayışının derhal terk edilmesi gerekir. Neden olmasın?
En yakınlarından başlayarak engel olunmaz ise, destek verilirse, iftira ve şantaj ajanları devreye sokulmaz ise, Ahmet Serkan Tuncer gibi genç, şahsiyetli, omurgalı siyasetçiler teşvik edilerek motivasyonları arttırılırsa, bu memleketin gençlerinden ne liderler yetişir!
Yeter ki şu parti bağnazlığını terk edelim, nitelikli ve dürüst insanları takdir edelim, “bizim çocuğumuz” demesini bilelim!