Ekonomi, düşünce gücünü etkileyerek üretkenliği, pozitifliğin negatif düşünme potansiyelini arttırması, ekonominin insan hayatında yarattığı karamsar düşüncelerin bilinçaltını etkileyen yönleri midir?
Ekonomi, bir ülkedeki veya insan topluluğundaki üretim, tüketim ve dağıtım ile ilgili olayları analiz eden kaynakların sınırlı, buna karşılık insanoğlunun ihtiyaçlarının sonsuz olması nedeniyle, çeşitli sorulara yanıt arayan bir bilim dalı olarak ortaya çıkmış ve gelişme göstermiştir.
Peki ekonomi biz insanları nasıl etkiliyor?
İnsanın yaşadığı sosyal çevrenin bir parçası olan ve temelde maddi ihtiyaçlarının karşılanması üzerine bina edilen ekonominin ve ekonomik faaliyetin modern zamanda aldığı hâl, büyük bir yanılsama yaratmaktadır. Bu süreçte kendinize şu soruyu sorun:
Başarmayı ne kadar istiyorsun?
Hepimizin istekleri, beklentileri var bu hayatta. Ancak, ne kadarımız adım atıp, harekete geçiyoruz?
Şu anki durumumuzda bizi ne mutlu ediyor?
Çalışma şeklimiz, geleceğe ait beklentilerimiz bizi ne kadar mutlu edip, harekete geçiriyor?
Bu sorulara cevap bulabilmek, farkındalığımızın artmasına, bizi doğru adımları atmaya sevk eder. İçinizdeki gücü ne harekete geçirir?
Michael Jordan, Bill Gates gibi kişiler daha çok küçükken zengin olmayı kafalarına koymuşlardı. Sen ne istiyorsun?
Yüreğine bir bak, geçmişte başardıklarına bir bak, yine yapabilirsin. Hayalini gözünde canlandır. İçini coşku kaplıyorsa, bil ki doğru yoldasın. Hedeflerin seni coşkulandırmıyorsa, istek uyandırmıyorsa, bir yerde eksik var demektir. Gerçekten başarmak istediğin şeyi istiyor musun?
Bu, herhangi bir şey olabilir. İstediğin kariyere sahip olmak mı?
Sonra hedefine giden adımları tespit et. Yeterince istersen, her şeyi ama her şeyi başarabilirsin. Hedefine giden yolda kendine şu soruları sor. Hedefime ulaştığımda ne olacak, ben nasıl biri olacağım, neler hissedip, neler görüp, neler işitiyor olacağım?
Hangi adımları atarak bu hedefe ulaşabilirim?
Beş yıl sonra kendimi nerede görüyorum?
Bu soruların cevaplarını hayal edebiliyorsan bil ki başarabilirsin. Başarı ve mutlulukla dolu bir hayat senin elinde.
Önemli olan probleme nasıl bakıp, nasıl çözümler ürettiğimizdir. Aslında yaşamlarımızın terapisti bizizdir. Çünkü değişim ve dönüşüm için de çözümler içimizdedir, sadece oraya nasıl bakacağımızı bilmek gerekir.
Sorunlara çözüm odaklı bakarken, gerçekliğimizi kendimizin oluşturduğunu ve bu duruma farklı bir çerçeve ile bakarsak çözümlerin de bulunabileceğini söyleyebiliriz.
Bu hayata sürekli siyah çerçeveli bir gözlüğün arkasından bakan bir insanın, bazen olaylara farklı renk gözlüklerle bakabildiğinde çözümün nasıl gözünün önünde belirebileceğini gösterir. Bu durum ister bireysel problemlerimiz ister aile ve ilişki sorunlarımızda olsun, olaylara çözüm odaklı bir yaklaşımla bakabildiğimizde cevapların içimizde bir yerde var olduğunu görebiliyor olacağımızı söyleyebiliriz.
Siz gemiyi idare eden bir kaptan gibisinizdir. Kaptan doğru emirleri vermelidir, yoksa gemi batar.
Aynı şekilde, sizin de tüm deneyimlerinizi kontrol ve idare eden bilinçaltınıza, doğru olan emirleri, düşünceleri ve imgeleri vermeniz gerekir. Düşüncelerinizi değiştirirseniz, ekonominiz, beden diliniz, kaderiniz de değişir. Ekonomik durumda etkilenmemek için bilinçaltımıza olumlu komutlar vermemiz gerekir ki üretebilelim.
Etrafınıza bakın. Nerede yaşıyor olursanız olsun, hangi toplumun parçası olursanız olsun, pek çok kişinin yoksun bir dış dünyada yaşadığını göreceksiniz. Ama aydınlanmış olan kişiler yoğun bir şekilde iç dünyayla ilişki içindedir.
Bilinçaltınız, tüm sorularınıza yanıt verebilir. Uyumadan önce bilinçaltınıza, Saat altıda uyanmak istiyorum derseniz, sizi tam olarak o saatte uyandıracaktır.
Zihnimizde negatif düşüncelerin tekrar meydana gelmesi bizim tekrar kara bir deliğin içine girmemize neden olur. Işığı göremeyiz ve kendimizi çaresiz hissetmekten alamayız. Bu yüzden, negatif düşünceleri pozitife dönüştürmek bir ihtiyaç değil, hayatta kalmak için bir araçtır.
Kısacası ne olmayı istiyorsan önce zihninde o kişi olmayı seç. Bu bilinçaltının çalışma kuralı ve evrensel yasadır. Önce olmak istediğiniz şeyi zihninizde her gün olduğunuzu görün. Bir gün göreceksiniz ki gerçekten o kişi olmaya başlamışsınız. Bütün negatif duyguları gönderin ve kendinizi pozitif düşünce dünyasına daldırın.
Yazımızın başında duygularımızın içinde bulunduğu şartların düşüncelerimizin kalitesinden kaynaklandığından bahsettik. Zihnimizi bu takıntılı, negatif ve ölümcül düşüncelerin etrafında dolanmaktan kurtarmak için en büyük strateji, onların yerine pozitif düşünceleri kucaklamaktır. Günlük hayatımızda küçük değişiklikler yapmak çoğunlukla verimli değişimlere sebep olur.
Kendinize biraz zaman ayırmaktan korkmayın. Bu kesinlikle sizin daha rahatlamış hissetmenizi sağlayacaktır. Farkındalık, sanatsal terapiler veya yeni insanlarla tanışmak gibi faydalı uygulamalar çok zengin fırsatlar sunar.
Zihin negatif ya da yıkıcı olabilir. Bu durum meydana geldiğinde, pencereyi açıp içeriye oksijen girmesini sağlayıp rahatlamak ve her şeye farklı açıdan bakmak yapılacak en iyi şeylerden biridir. Onların bizi kontrol etmesine izin vermek yerine düşüncelerimizi kontrol altında tutmayı öğrenmeliyiz.
İyi bir ekonomi, istikrar, adalet, sürdürülebilirlik, gelişmişlik, üretkenlik, düşünce gücü ve bilinçaltımızın olumlu pozitifliği ile ekonomimizi yükseltebiliriz.