Prof.Dr.Mehmet ŞAHİN
Köşe Yazarı
Prof.Dr.Mehmet ŞAHİN
 

Entelektüel Ebe, Maarif Modeli ve Milli Maarif

Sokrates (yaklaşık MÖ 470-399) kendini entelektüel bir ebe olarak tanımlamaktadır. Buradaki ebe çocuk doğurtan ebe değil başkalarının kendi bilgeliklerini doğurmalarına yardımcı olan ve böylece kendi inançlarındaki gerçeği yakalamalarını sağlayan bir ebe. Dikkat çekilen nokta her insanın zaten entelektüel donanıma sahip olmasıdır. Gerçeği yakalamaları için yapılması gereken şey sadece doğuma yardımcı olmaktır. Öğretmeni veya eğitimciyi bir tür entelektüel ebe olarak dikkate aldığımızda bu süreçteki rolün sadece zaten doğal donanımı gereği doğurması gereken birinin doğurmasına yardımcı olmaktır. Bu bağlamda eğitimciyi veya öğretmeni bilgeliğin doğmasına yardımcı olan entelektüel ebe olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. Entelektüel terimi bu işin insan zihni ile ilişkili olduğunu vurgulamak içindir. Entelektüel doğumun gerçekleşeceği yer de zihindir. Bir başka ifade ile entelektüel doğum ancak insanın kendi zihni ile düşünmesi yoluyla gerçekleşir. Sorgulamaya dayanan Sokratik yöntem, eleştirel düşünmeyi teşvik etme üzerinde durmaktadır. Eleştirel düşünme, diyalog ve soru sorma yoluyla genel kabul görmüş fikirleri sorgulamayı, bu fikirlerin yanlış olabilme durumunu da dikkate almayı gerektirmektedir. Sokrates, annenin bebeği doğurma süreci ile gerçeği üretme süreci benzerdir. Gerçeği üretme süreci de bebeği doğurma süreci gibi sancılı olmaktadır. Gerçeğin üretilmesi için eğitimcinin yapması gereken şey doğumu başlatmak için doğum sancılarını başlatmak veya sancı başlamamış ise sancıyı hafifletmektir. Bu nedenle eğitim kelimesi olan Education Latince Educare, Educere ve Educatum kelimelerinden türemiştir. Latincede Educare kelimesi yetiştirmek, büyütmek veya beslemek anlamına gelirken Educere terimi dışarı çekmek veya dışarı çıkarmak anlamına gelmektedir. Bu bağlamda, eğitim, süreç boyunca, çocuğun içinde olan en iyi şeyi dışarı çıkarmak olarak ifade edilmektedir. Eğitimcinin entelektüel ebeye benzetilmesi ile Educere teriminin anlamı eşleşmektedir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli “Erdem-Değer-Eylem Çerçevesi” etrafında şekillenmektedir. Epistemolojik Bütünlük: Bilgi ve Bilgelik başlığı altında çok yönlü düşünme becerisinin geliştirilmesi, epistemolojik bütünlük, öğrencinin nasıl düşündüğü, bilgiye nasıl eriştiği ve bilgiyi nasıl öğrendiği esas alınmaktadır. “Bu çerçevede öğrencinin meraklı olma, eleştirel düşünme, analitik düşünme, esneklik, iş birliği yapabilme, problem çözme gibi eğilim ve becerileri geliştirmesi oldukça önemlidir” denilmektedir. Görüldüğü gibi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de Sokrates tarafından yüzyıllarca önce kullanılan metaforla uyumludur. Ancak Maarif terimi bana Nurettin Topçu’nun eğitimle ilgili yazılarının yer aldığı Türkiye’nin Maarif Davası (1997) adlı eserini hatırlattı. Eğitim yerine maarif kelimesini kullanan Topçu’ya göre, bir milletin ruhunu yapan maariftir. Maarifin olmaması milletin ruhunun olmaması demektir. Millet demek milletin maarifi demektir. Maarif, bilgiye irfan boyutu katan bir eğitim anlayışıdır.  Milletin tarih ve inanç şuuru irfan boyutunu oluştururken bu şuur din anlayışından beslenmelidir. Öyle ise irfana dayalı maarif milli olması gerekir ve milli maarif ise milletin kendi değerlerine ve köklerine dayanmalıdır. Milli maarifin temel unsuru da öğretmendir. “Muallim, gençlere bilmediklerini öğreten bir nakledici değildir. Bu iş kitabın işidir, bilmediklerimiz hep kütüphanelerde bulunmaktadır. Her sahada yalnız bilinmeyeni bilmekle eski devrin tahsili elde edilir” der (s.60). Milli maarif öğretmeni sadece bilgi aktaran değil aynı zamanda bizzat kendisi bilgiyi hazmetmiş ve hayatına aksettirmiş canlı bir örnek olmalıdır. Böylece rol model olarak öğrencilerine aklını kullanabilmeyi, düşünebilmeyi, fikir beyan edebilmeyi öğreten bir rehber olmalıdır. Bir başka ifade ile milli maarifin öğretmeni milletin tarih ve inanç şuuruna sahip olmalı. Milli maarifin öğretmeninin bizzat kendisi irfan sahibi olmalıdır. Arif bir öğretmen milli maarifin olmaz ise olmaz şartıdır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli merkeze öğrenciyi almış gözükmektedir. Maarif Modeli, Milli Maarif olacaksa öncelikli olarak öğretmenlerin irfan geleneğine sahip erdemli, bilge, milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilgeler olması gerekmektedir. Burada iki önemli soru ve sorun ortaya çıkmaktadır: Millî Eğitim Bakanlığı, uygulamaya koyduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilge öğretmenlere sahip mi? “Türkiye’nin eğitim geleceğini şekillendiren öğretmen adaylarını en iyi şekilde yetiştirmek amacıyla kurulmuş” olan Milli Eğitim Akademisi, milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilge öğretmenler yetiştirebilecek mi?
Ekleme Tarihi: 27 Ocak 2025 - Pazartesi

Entelektüel Ebe, Maarif Modeli ve Milli Maarif

Sokrates (yaklaşık MÖ 470-399) kendini entelektüel bir ebe olarak tanımlamaktadır. Buradaki ebe çocuk doğurtan ebe değil başkalarının kendi bilgeliklerini doğurmalarına yardımcı olan ve böylece kendi inançlarındaki gerçeği yakalamalarını sağlayan bir ebe. Dikkat çekilen nokta her insanın zaten entelektüel donanıma sahip olmasıdır. Gerçeği yakalamaları için yapılması gereken şey sadece doğuma yardımcı olmaktır.

Öğretmeni veya eğitimciyi bir tür entelektüel ebe olarak dikkate aldığımızda bu süreçteki rolün sadece zaten doğal donanımı gereği doğurması gereken birinin doğurmasına yardımcı olmaktır. Bu bağlamda eğitimciyi veya öğretmeni bilgeliğin doğmasına yardımcı olan entelektüel ebe olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır.

Entelektüel terimi bu işin insan zihni ile ilişkili olduğunu vurgulamak içindir. Entelektüel doğumun gerçekleşeceği yer de zihindir. Bir başka ifade ile entelektüel doğum ancak insanın kendi zihni ile düşünmesi yoluyla gerçekleşir. Sorgulamaya dayanan Sokratik yöntem, eleştirel düşünmeyi teşvik etme üzerinde durmaktadır. Eleştirel düşünme, diyalog ve soru sorma yoluyla genel kabul görmüş fikirleri sorgulamayı, bu fikirlerin yanlış olabilme durumunu da dikkate almayı gerektirmektedir.

Sokrates, annenin bebeği doğurma süreci ile gerçeği üretme süreci benzerdir. Gerçeği üretme süreci de bebeği doğurma süreci gibi sancılı olmaktadır. Gerçeğin üretilmesi için eğitimcinin yapması gereken şey doğumu başlatmak için doğum sancılarını başlatmak veya sancı başlamamış ise sancıyı hafifletmektir.

Bu nedenle eğitim kelimesi olan Education Latince Educare, Educere ve Educatum kelimelerinden türemiştir. Latincede Educare kelimesi yetiştirmek, büyütmek veya beslemek anlamına gelirken Educere terimi dışarı çekmek veya dışarı çıkarmak anlamına gelmektedir. Bu bağlamda, eğitim, süreç boyunca, çocuğun içinde olan en iyi şeyi dışarı çıkarmak olarak ifade edilmektedir. Eğitimcinin entelektüel ebeye benzetilmesi ile Educere teriminin anlamı eşleşmektedir.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli “Erdem-Değer-Eylem Çerçevesi” etrafında şekillenmektedir. Epistemolojik Bütünlük: Bilgi ve Bilgelik başlığı altında çok yönlü düşünme becerisinin geliştirilmesi, epistemolojik bütünlük, öğrencinin nasıl düşündüğü, bilgiye nasıl eriştiği ve bilgiyi nasıl öğrendiği esas alınmaktadır. “Bu çerçevede öğrencinin meraklı olma, eleştirel düşünme, analitik düşünme, esneklik, iş birliği yapabilme, problem çözme gibi eğilim ve becerileri geliştirmesi oldukça önemlidir” denilmektedir. Görüldüğü gibi Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de Sokrates tarafından yüzyıllarca önce kullanılan metaforla uyumludur.

Ancak Maarif terimi bana Nurettin Topçu’nun eğitimle ilgili yazılarının yer aldığı Türkiye’nin Maarif Davası (1997) adlı eserini hatırlattı. Eğitim yerine maarif kelimesini kullanan Topçu’ya göre, bir milletin ruhunu yapan maariftir. Maarifin olmaması milletin ruhunun olmaması demektir. Millet demek milletin maarifi demektir. Maarif, bilgiye irfan boyutu katan bir eğitim anlayışıdır.  Milletin tarih ve inanç şuuru irfan boyutunu oluştururken bu şuur din anlayışından beslenmelidir. Öyle ise irfana dayalı maarif milli olması gerekir ve milli maarif ise milletin kendi değerlerine ve köklerine dayanmalıdır.

Milli maarifin temel unsuru da öğretmendir. “Muallim, gençlere bilmediklerini öğreten bir nakledici değildir. Bu iş kitabın işidir, bilmediklerimiz hep kütüphanelerde bulunmaktadır. Her sahada yalnız bilinmeyeni bilmekle eski devrin tahsili elde edilir” der (s.60).

Milli maarif öğretmeni sadece bilgi aktaran değil aynı zamanda bizzat kendisi bilgiyi hazmetmiş ve hayatına aksettirmiş canlı bir örnek olmalıdır. Böylece rol model olarak öğrencilerine aklını kullanabilmeyi, düşünebilmeyi, fikir beyan edebilmeyi öğreten bir rehber olmalıdır. Bir başka ifade ile milli maarifin öğretmeni milletin tarih ve inanç şuuruna sahip olmalı. Milli maarifin öğretmeninin bizzat kendisi irfan sahibi olmalıdır. Arif bir öğretmen milli maarifin olmaz ise olmaz şartıdır.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli merkeze öğrenciyi almış gözükmektedir. Maarif Modeli, Milli Maarif olacaksa öncelikli olarak öğretmenlerin irfan geleneğine sahip erdemli, bilge, milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilgeler olması gerekmektedir.

Burada iki önemli soru ve sorun ortaya çıkmaktadır:

  • Millî Eğitim Bakanlığı, uygulamaya koyduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilge öğretmenlere sahip mi?

  • “Türkiye’nin eğitim geleceğini şekillendiren öğretmen adaylarını en iyi şekilde yetiştirmek amacıyla kurulmuş” olan Milli Eğitim Akademisi, milletin tarih ve inanç şuuruna sahip arif kişiliğe ulaşmış bilge öğretmenler yetiştirebilecek mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sami44
(26.01.2025 06:42 - #657)
Sayın hocam, Milli Eğitim Bakanlığında istihdam edilen öğretmenlerin kanaatimce büyük çoğunluğu yazınızda bahsettiğiniz milli ve manevi değerlerle hemhal olmuş değil. Yeni müfredatı uygulamak çok uzaktır.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.