Merak iyi bir şey. Keşif yapılması, ulaştığı nokta, zihindeki kalıplaşmış önbilgilerin yerine yeni bilginin saklanması için merak edilmesi önemlidir. Merak ile zekâ ve zekâ gelişimi arasında da bir ilişki vardır.
Canlılar alemindeki zekâ, problem çözme yeteneğinden iletişim kurmaya kadar pek çok formda olabilir. İnsanlardaki zekâ genellikle akıl yürütme, problem çözme ve dil ile bağlantılıyken, bu unsurlar hayvanlarda da söz konusudur fakat yeterli olmayabilir. Bu nedenle hayvan zekâsı daha geniş bir yelpazeyi kapsar.
Hayvan zekasının derecelerindeki en büyük zorluklardan biri, antropomorfizmden kaynaklanmaktadır. Bir başka ifade ile hayvanların durumlarının insanlar tarafından belirlenmesidir. Oysa hayvanlardaki zekâ, adaptasyonları ve kendi çevre koşullarıyla anlaşılmalı.
Öğrenme ve hafıza kapasitesi zekanın önemli bir yönüdür. Bu sadece kişinin kendi çevresinden değil aynı zamanda başkalarından da öğrenme olanağı içerir. Ancak hem insanlar aleminde hem de hayvanlar aleminde öğrenmenin anahtarı olarak merak görülür.
Merak ve kafa karışıklığı arasında bir ilişki de vardır. Merak sonucunda ortaya çıkan yeni durumların kafa karıştırması ve sonuçta var olan bilgi kalıplarının dönüştürülmesi ve yeni bilgi haline gelmesi öğrenme ve aynı zamanda anlamlandırma ile ilişkilidir. Yenilikçilik de bu noktada başlar zaten.
İşte bir Meraklı Tavşan Hikayesi?
Ormanda ne olduğunu merak eden meraklı ve zeki tavşan hiç korkmadan ve kaygılanmadan ormanın içlerine dalar. Gözlemci ve meraklı bir edayla yoluna devam ederken karşısına bir yaratık çıkar. O yaratıktan durmasını ister ve aralarında şu diyalog geçer.
-
Sen kimsin?
-
Ben Kurtköpeği.
-
Nasıl olur bu? Hem kurt hem de köpek bir arada.
-
Anam kurt, babam köpek.
Aldığı cevap üzerinde düşünmeye devam eden tavşanın kafası karışır. Kurt yavrusu kurt olur, köpek yavrusu köpek olur. Kurt ile köpekten nasıl bir yavru çıkar? Olur mu acaba? Bu mümkün mü? ...
Kafa karışıklığı içinde ormanda yürüyüşüne devam eden tavşanın biraz daha ileride karşısına bir başka yaratık çıkar. Biraz da kaygı ile ondan da durmasını ister ve sorar...
-
Sen kimsin?
-
Ben Katır.
-
Katır da ne?
-
Babam at, anam eşek. Ben de yavrusu katır.
-
Ha! Demek ki oluyor!
Tavşanın kafası artık netleşmiştir. Zihninde anlamlandırma çabasına girişir... Ebeveyn aynı familyadan. Kurtköpeği örneğinde kurt ve köpek aynı familyadan olunca yavrusu da kurt köpeği olabilir. Üstelik fiziksel büyüklük olarak da çok benzerler. Katırda da durum aynı. Demek ki oluyor. Burada ters bir durum yok...
Kafası rahatlamış ve gördüklerini anlamlandırmış, yeni bir bilgiye ulaşmış olarak ormanda ilerleyişine devam eden tavşan üçüncü bir yaratıkla karşılaşır. Aynısını bu yaratığa da yapar. Onu durdurur ve sorar...
-
Sen kimsin?
-
Ben Devekuşu.
-
Nasıl oluyor bu?
Bu sorunun cevabını beklemez tavşan. Az önce öğrendiği bilgi kalıbını devreye sokar. Kafası tekrar karışır. Bu yeni durumu anlamlandırmaya çalışır. Bu durumda devekuşunun anasının deve, babasının da kuş olması gerekir. Fakat bu olacak şey değil! Öncelikle deve ve kuş aynı familyadan değil. Üstelik fizik olarak hiç de uymuyor! Çok saçma bir şey bu!
Ama kafa karışıklığı ve merak bir araya gelince rahat bırakmaz tavşanı. Bu yeni durumla kafası iyiden iyiye karışan tavşan biraz daha ileride başka bir yaratıkla karşılaşır. Merakı onu durdurmaz ama tavşan bu yaratığı durdurup sorar...
-
Sen kimsin?
-
Atsineği.
-
Defol şuradan! Dalga mı geçiyorsun?
Duyduğu cevabın zihninde yarattığı anlamsızlık ile öfkelenen tavşan azarlar durdurduğu yaratığı. Üstelik bir sürü küfür ve hakaretle... Olacak şey mi bu? At nerede, sinek nerede? Bu kadar da olmaz. Artık bu kafa karıştıran ormandan çıkmalıyım. Bir daha da girmem bu karmaşık aleme!
At ile eşek ilişkisi tamam. Anlamlı... Kurt ile köpek ilişkisi de... Ya deve ile kuş ilişkisine ne demeli? At ile sinek ilişkisi de olacak şey değil!
Günümüzdeki insan ilişkilerini ele aldığımızda, hiç benzemeyenlerin yeni bir kombin oluşturmak için yapay birliktelikleri dikkatimizi çekmeli. Artık kurtköpeği, katır, devekuşu ve atsineği çok etrafımızda...
Kurtköpeği ve katır biraz da olsa anlaşılır bir durum. Ya devekuşları ve atsinekleri?
Önemli olan meraklı olmak, keşifçi olmak, anlamlandırma çabası içinde olmak... Bilgi de zekâ da böyle gelişir!