Ben geldimmmm.
-Hoş geldin nefocummm
-Hoşgördükkk gölgecimmm.Bugün biraz daha sakin sularda gezelim dedim ..
Ne güzel her yer mis gibi narenciye kokuyor .Gölgecim gittim kaldırıma oturdum, ağacın gelin gibi çiçekleri...
-Artık sağır sultan bile duydu nefo; senin portakal çiçeklerinin kokusuna aşkını.
- Heyye ya… Aşığım o kokuya,Ohhh misssss .Misss…
-Ciddiliye davet etsem sizi hanımefendiciğim.
-Emrin olur gölgemmm…
Siyaset güç savaşı güçler dengesine yön veren araçlar; hatiplikten geçer.
İyi bir hatip mizahı da kullanmalı, iyi bir kalemin kullanması gerektiği gibi.
Fikirleri ve duyguları en kıvrak biçimde geniş kitlelere ulaştıran ve içinde hicvi, komediyi de barındıran, sanatsal bir alan olmanın yanı sıra önemli bir kitle iletişim aracı dersek; mizah burdayımmm der…
Siyasetin kaotik çıkmazlarına dair, eleştiri silahı olduğu varsayımından yola çıkarsak; negatif boyutu da hesaba katıldığında ;Mark Twain’in deyimiyle’’ insanoğlunun elindeki şaşaalı bir silaha dönüşmeye muktedirdir’’. Hele de inişli çıkışlı Türk siyasetinde … Ehil ellerde, üstünlük kurma savaşında tam bir silaha. Çaresiz bırakma noktasında… Rakiplerin saf dışı bırakılmasına yarayan, üstünlük kurmayı harekete geçiren ,çarkın suyu
Mizahı, siyasette kullanmak her siyasetçinin uygulayabildiği olgu değil; hele ki de günümüz siyasetinin gün geçtikçe daha suratsız, tahammülsüzlükle, bağırma, suçlama, hakaretle yapıldığı düşünülürse.
Churchill bir konuşma sırasında kendisine “hain” diyen bir muhalifi için şu sözleri kullanır: “Şuna bilhassa dikkat ediyorum: Siyasi münakaşalar hararetlendiği zaman hırçın tabiatlı ve sınırlı zekası olanlar kabalaşmayı seçiyorlar” demiş. Günümüz e dönersek çok da yabancı gelmiyor bu ifade dimi?
Ahhhh!!! Ahhh !!!Mizahı kullanabilseler; ’yönetenler güç savaşında kendilerini galibiyete ulaştıracak, yönetilenler ise kendilerini yönetenleri sarsacak ve onlara verdikleri iktidarı yerinden oynatabilecek bir silaha sahip olurlar’’.
Asık surat iticidir görmek hatta sesini duymak istemez halk. Charles Gruner ‘in “neşeli saldırganlık” olarak nitelediği; gülmenin malzemesi olan mizahı kullanan akıllı siyasetçi ise, gülümser. Sinirlerini aldırmak denir ya; aslında o budur işte.
Mizahın siyasette kullanabilen günümüzdeki nadir siyasetçiler; ayni dozda gelene hazırcevap, ama, kaba görünmeden üstünlük kurma ve saldırılarını kamufle ederek zekalarını ortaya koymakta, seviyelerini de koruyabilmektedir.
Ayni şekilde kalemlerde ,amma velakin; az sayıda kalan kalemler…
Kalem kılıçtan keskindir, ama mizahı da katarsa; gömer üzerine toprak atar hatta çiçek bile eker.
Evvelallah …
Vesselam.
Dip notumuz gelsin beylerrrr!!!
Kazanan; kazandığına sevinmesin.
Kaybeden de kaybettiğine üzülmesin.
Kazanan; kazandığını korumak için mücadele etsin
Kaybeden; niye kaybettiğimin peşine düşüp, ders çıkarsın.
Yerel seçimde kazanmak; çok önemli değildir.
Süreç seçim bittiği anda başlar; her şey sıfırlanır.
Yeni Mersin büyükşehir meclisinde; parti dağılımları ile ilginç toplantılar izleyeceğiz gibi geliyor. Bir önceki dönem handikap olan bu dönemde farklı şekilde handikaplaşabilir mi arapsaçı açılır mı daha mı karışır yaşayıp göreceğiz. ''eline geçen güç sonuna kadar kullanılır der atalar...'' Meclisteki gruplarda da bu olacak mı dedik ya; yaşayıp göreceğiz...
Ama bir önceki dönemden ders çıkarmalılar.
Mersin büyükşehir başkanı Vahap Seçer’e destek olarak; Mersin’e hizmetin hızını arttıracaklarını ve halkın taktirini alacaklarını, unutmamalılar.
Halk onlar gitse de unutmaz.
Unutturulursa da hatırlatılır; Ahtı Vefa ‘yı sevdiğimiz doğrudur …