Bambaşka konular vardı yazacağım; ama, biri öyle bir bir cümle ediyor ve mevcut kaleme alacağım gündemi, aforoz ediyor arkadaş!
Yine de üst nota düşeyim dip notu o konulardan birini; Ahmet Kaya; gel üstat ver kaleme hüznü. Ağlarken güneşi tutarız, dağlar yeşerir belki.
Ya biz yıllarca bu ülkede benim yaş grubumda değil ama benden önceki iki jenerasyon; ideolojilerle karşı karşıya getirildi çok acılar çekti, çok canlar yandı. Bizlerin jenerasyonunda sadece üniversitelerde okurken mezhepsel baskılar yaşatılan kısımdık; kimimiz mezhepsel kimimiz baş örtüsü yüzünden kendini ötekileştirilmiş hissetti ruhu parça parça oldu... Kimimize o mezheptensin diye yemekhanede yemek verilmezken kimimize başörtüsü yüzünden üniversite, iş kapıları kapatıldı hatta anneler evlatlarının mezuniyetlerine alınmadı. Kimi de Atatürkçü ya da başı açık diye dinsiz yaftasıyla dışlandı. Hele bizden önceki nesiller kendi dillerini konuşmaktan menedildi. Çerkezi ,Arabı ,Kürdü ,Boşnağı, Arnavut’u. Oysa hepsi Çanakkale’de koyun koyuna yatıyorken. İhtilal dönemi cezaevindeki oğlunu bir dakika daha fazla görmek için o tek cümleye hüznünü,acısını,özlemini‘’ Dilim tutuklu oğlum seninle konuşamam. Gözlerimde bulursun içimdeki özlemi,acıyı ve sevgiyi. Oğlum, özledim seni. Öğrendiği tek Türkçe Kamber Ateş nasılsın?’’ Sığdıran bir annenin sol yanı acısını hep hissettik, Ahmet Kaya’nın kendi dilinde gün gelip söyleriz şarkılar temennisinin ya da, Atatürkçü olduğu için veya milliyetçi olduğundan linç yiyenlere de şahit olduk. Neler yaşadı bu ülke ya akıl almaz? Neler yaşattılar güzel vatanıma; yıllarca taş olsa çatlardı hakikaten vatanım nasıl sabretti bu acılara?
Oysa ne gerek vardı; ayrıştırmaya, ötekileştirmeye birbirine düşman kardeş etmeye! Bu vatan hepimizin ve gidecek başka vatanımızda yokken üstelikte.
Şimdi bakıyorum da; Suriye’den on yılı geçkin gelenler aralarında her yerde kendi dillerini rahatça konuşabiliyor ayni Ruslar ve Ukraynalılar gibi. Veeee…. Ayni ideoloji, aslında; bu dönemde çokta kalmadı ya ideoloji neyseee oda başlı başına bir acı konu acı kahve tadında; her şey sol cepten sağ, sağ cepten sol cebe çıkar ilişkileri ayni görüş diyelim daha yumuşatalım anlamı evet ayni parti ayni görüş içinde bile olanlar güç ,iktidar kavgalarını yapıyorken … Yüzümde oluşan acı gülümseme …
O jenerasyonlar işte var ya o jenerasyonlar bizlere ne acılar bıraktı miras olarak, siyasetten uzaklaştırıldık ailelerin korkusuyla. Bu ülke kanımız, canımız bizden sonraki nesillere güzel günler göstermeye sorumluyuz. Emanete ihanetsiz. O yüzden çok dikkatli olmalı her kişi. Sorumluluk çok büyük. Vebali de…Tarihten ders almalı; almalı ki yarınlarda güneş doğmalı güzel vatanıma. Bu vatan namusumuz, bu vatan geçmişimiz, bu vatan geleceğimiz.
Nefocum damardan ağır abi girdin konuya diğer seni delirten konu neydi bak merak ettim şimdi azzzz sonra der gibisin.
Yok beya; az sonra değil şimdi sıcağından.
Belediyelerde; büyükşehirlerden başlayıp, ilçe belediyelerine kadar gruplaşmalar güç savaşları olduğunu yazmıştık hatırlarsın. Bu gruplaşmalar ve güç savaşları bana hakikaten trajik komik gelir; saygı duymam, ötesi başkanlara zarar verdiği için tepkide veririm.
Benim ve tüm Mersinlilerin oylarıyla seçilen başkanlardır, biz başkan seçtik arkadaş; hatta ideoloji düşünmeden, sadece büyükşehir ve ilçe belediyelerinde hizmet yapılacağına; geçmişten yapılanlar ya da çiçeği burnunda başkanlar olacağını düşündüğümüz için.
Bu baş aktör olma, kraldan çok kralcı olma mücadeleniz niye?
Baş aktör olamazsınız bu bir, ikincisi yaptığınız kraldan çok kralcılık geçmişten ders alan başkanlar için hükümsüz yok hükmünde beyler.
Hangi niyetle yapmış olursanız olun; kraldan çok kralcılık yaptığınızda inanın kendi kalenize topu atmış olacaksınız bilesiniziz. Mersinlilerde müsaade etmez bu durumun bilir Mersin’e zarar verileceğini.
Başkanların her yerde gözü kulağı var, özellikle büyükşehir başkanı Vahap Seçer ’in; çünkü Mersin’in 16 bin km’de yönetiminden, Mersinlilere sorumlu ve hesap verecek yönetici uçan kuştan haberi var isminizden nasıl eminseniz emin olun emi . Başkanlarımızın büyükşehirde olsa ilçelerde olsa haberleri yok istediğimiz şekilde at koştururuz diye düşünmeyin aman diyeyim beylerrr !!!!
Yaaa gölgecim aslında esas konum buda değildi bir yorum okudum ona sinirlendim . Büyükşehir belediye başkanımız Vahap Seçer’in eşi hanımefendi için Meral Seçer’in büyükşehirde ne işi var yoksa kamuoyunda gizlenen eş başkan mı gibi bir cümleydi okuduğum yorum . Pardon dedim Meral Seçer hanımefendi ;bir büyükşehir başkanı eşi, hangi başkanın eşi geri planda yada valilerin, emniyet müdürlerinin, bakanların, cumhurbaşkanımızın ? Şaşkınlık yaşadım; kadına yapılan bir ötekileştirme ve bunu şiddetle kınadım okuyunca.Ben bir insan ve bir kadın olarak sindiremedim bu cümleyi.
Anneliği, hayat arkadaşlığı, naifliği yanında ; Meral Seçer hanımefendi, eşinin iki dönem vekilliğinde merkez siyasetin içinde olan, ötesi ilk beş yılda; aile kadın daire başkanlığının kurulmasında emeği her şekilde bulunan ve halada bulunmaya devam eden, kadın kooperatifleri deseniz keza çünkü oda bir ziraatçi yani liyakatli isim.
Binlerce kadının umudu olmuş projelerin anası Meral Seçer'dir. Kadınlar tek başlarınada ayakta kalabileceklerini biliyor
ve her türlü takdiri hakkediyor Meral hanım sırf kadınlara o güveni verdiği için, Mersin’de farkındalık yarattı. Ayni Mersin’deki; vali, vali yardımcıları, emniyet müdürleri eşleri değerli hanımefendiler gibi. Meral Seçer hanımefendi bir kadın ve eşi bir vekil bir belediye başkanı olmasaydı da bu azmi, bilgisi aldığı aile terbiyesi, hayata bakış açısı ve umut sevgi dolu yüreğiyle yine kadınlar için elini taşın altına koyacak her girişim de var olurdu. O yüzden Mersinliler, ne kadar Vahap Seçer’e değer veriyorlarsa hizmetlerinden dolayı; özellikle kadınlar ve çocuklar Meral Seçer hanımefendiyi de taktir ediyorlar. Meral Hanım kadınlara şans verdi projeleriyle ruhlarının iyileşmesi adına, ekonomik özgürlük alan kadın ruhunu iyileştiriyor.
Tüm büyükşehir ve ilçelerdeki başkan eşlerine de örnek teşkil ediyor sayın Meral Seçer hanımefendi. Hatırlatayım …