Son dönemlerde akışa bırakılan bir siyaset örgüsü izliyoruz.
Akışa bırakan siyasetçiler değil; onlar aksine senaryo gereği neyse oyunu oynuyor.
Oyun kim bilir kaç kez sahne demiştir onlarca yıldır bilinmez, replikler ayni.
Akışa bırakan taraf, vatandaş!
Va-Tan-Daş...
Duyarsızca kim bilir kaçıncı defa izlediği, repliklerini noktası virgülüne kadar ezberlediği, perde indiğinde kalkıp gittiği.
Bir akış içinde...
Ve akış hızlandıkça hızlanıyor.
Duyarsızlık ve akışa bırakmak en tehlikelisidir.
Özellikle toplumlarda.
Duyarsızlaşırsan güven, sıfırlanmış demektir.
Aradaki diyalog kalsa bile, anlamsızlaşmış demektir.
Güven sıfır, diyalog sıfır.
Geriye ne kaldı?
Sıfıra sıfır, elde var sıfır be usta!
Sıfıra sıfır...
Elde var sıfır!
Vatandaşın siyaset ve siyasetçiye karşı bu duyarsız tutumu, uyarı niteliğinde.
Peki bu uyarıyı kayda alan siyaset mevcut mu?
İktidarın olduğu ama muhalefet eksikliği mevcut olan bir ülkedeyiz demek sanırım bunun cevabı.
İktidardaki siyasetçide, muhalefetteki siyasetçide vatandaşa seçimden seçime selamünaleyküm dediği için, vatandaş da seçimden seçime ve aleykümselam demeyi tercih ediyor.
Ne genel seçim ne yerel seçim sürecinde siyasetçinin söylediklerini kayda almıyor vatandaş; biz bu masallarla büyüdük diyor.
Partilerin bu seçimden seçime cicim ayları muhabbeti, teşkilatlarına da yansıyor.
Tüm partilerin en büyük handikapları bu.
İl ilçe, kadın kolları seçim dönemleri sahada ya da sahaymış modundayken, seçim sonrası kış uykularında.
Ara sıra çay kahve; pasta börek arada bayram tatlı ve şekerleme muhabbetleri var oda aydaaaa yıldaaaa... Birrr...
Vatandaş bunları görüyor ve zaten 80 öncesi ideoloji bağlılığı, siyasete verilen değer ile 80 sonrası siyasete verilen ya da verilmeyen değeri karşılaştırıyor. 80 öncesi solcu solcu, sağcı sağcıydı malum.
Şimdiyse...
Neyse... Şimdiyi geçiniz; şimdilik!
Yerel yönetimler vatandaşla siyaset arasındaki bu duyarsızlığı, soğuk savaşı gidermede en büyük rolü üstleniyor.
Yerel yönetimde vatandaşla bağ kuran genel seçimde de kazanıyor der; yerelden bir haberle konuyu bağlarım. Sonra da Nefo kaçar!
Sabah dolmuşla geliyorum.
Durağa yakın durdu dolmuş, çünkü durakta otobüs vardı. AAAA durakta belediye otobüsü vardı yani, hımmm!
Şoförle yolcu arasında ağız dalaşı oldu.
İlginç diyalogdu.
Yolcu, araba çarpacak dursana durakta derken şoför, durakta belediyenin otobüsü var arkadaş nasıl durayım durağı kaplamış dedi.
Bir anda gülmeye başladım...
Durak kime ait?
Belediye otobüslerine mi?
Dolmuşlara mı?
Yoksa vatandaşlara mı?
Ey ahali size on puanlık soru!