Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

Kokuşmuşluk Her Yerde!

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali birçok köşe yazımda dolaylı mesajlar vermek istemişimdir. Fakat bugün adı ve mekânı belli olan bir ismin usulsüzlüğünü açıkça dile getireceğim. Siyaset bilimi alanına nepotizm olarak geçen akraba kayırmacılığının bu kadarı da olmaz dedirtecek cinsten. Böyle usulsüzlükleri yapıp insan içine çıkabilmek nasıl bir rahatlık, ben bilmiyorum! Öğretmen Adayları Kan Ağlıyor! Son yıllarda ülke nüfusunun hızla artmasına bağlı olarak öğretmen ihtiyacı da buna oranla artıyor. Memleketin hemen her köşesinde öğretmen açığının varlığı bilinen bir gerçek. Millî Eğitim Bakanlığı son zamanlarda, önceki yıllara nazaran istihdam edilecek öğretmen kontenjanını sınırlı tutuyor yahut azaltıyor. Tasarruf ve kaynak yetersizliği gerekçesiyle... Öte yandan memleketin her köşesindeki üniversitelerden binlerce öğretmen mezun ediliyor. Atama oranının azaldığı, ancak mezun sayısının çoğaldığı bir eğitim sisteminde pazarcılık, polislik yahut kasiyerlik yapan bir öğretmen adayını görebilirsiniz. Diğer taraftan sırtını babasına dayayan gariban bir kitle daha var. Çaresizler. Onları saygı ve muhabbetle anıyorum. Umarım tez vakitte atanır, mesleklerine kavuşur ve ülkemizin geleceğine büyük katkı sağlarlar. Gelin görün ki bir de tuzu kuru bir kesim var. Akrabalarının makam sahibi olmalarından dolayı arzu ettikleri gibi kolayca bir yerlere gelebiliyorlar. Sözleşmeli öğretmenliğin bile zor elde edildiği bir dönemde birileri binlerce kişi içerisinden sıyrılarak rahatlıkla sözleşmeli öğretmen olabiliyor. Bunca gariban varken ya herkesi atayacaksınız ya da herkes kendi hakkıyla sözleşmeli öğretmen olacak! Bunun aksini savunmak haramdır, kul hakkıdır. Olaya Bakın! Son dönemlerde torpil, adam kayırma ve hukuksuzluk adına birçok şikâyet tarafıma ulaşmaya başladı. Yangından mal kaçırır gibi bir yerlere kurulmaya başlıyor insanlar. Bu neyin telaşı anlaşılabilir gibi değil. Adresimiz Mersin’in Mut ilçesi...  Güzide ilçemizde onlarca belki yüzlerce öğretmen adayı en azından sözleşmeli öğretmen olabilmek için didiniyor. Ne ilginçtir ki Mut İlçe Milli Eğitim müdürü beyefendi, bulunduğu makamı kullanarak bir inisiyatifle eşine torpil sağlıyor. İlçe milli eğitim müdürü Erdal Dölek, eşinin sözleşmeli öğretmen olarak tayininde rol oynuyor. Eşi, Damburacı İlköğretim Okulu’na bağlı Selamlı Anasınıfı’nda ücretli öğretmen olarak görev alıyor. Birçok sözleşmeli öğretmen zorlu koşullar altında ve evine uzak okullarda sözleşmeli öğretmenlik yapmak durumunda kalırken, Erdal Bey’in eşi tabiri caizse kıyak bir okulda göreve başlıyor. Bu imtiyaz niye? Erdal bey siz bulunduğunuz makamı bu tarz işlere mi alet ediyorsunuz? Ya da makamınızı şahsi işleriniz için kullanmaktan çekinmiyorsunuz, yanlış mı anladık? Belki bilirsiniz, eski ilçe milli eğitim müdürü de benzer olarak eşini kurum çatısı altında çalıştırmış ve milletin diline düşmüştü. Siz yokluk ve çaresizlik nedir bilir misiniz? Zorluklarla boğuşan ve yüksek puan almasına rağmen atanamayan binlerce öğretmen varken sizin eşinizin istihdam edilme gerekçesi nedir? Alanında seçkin biri mi yoksa derece yaptığı halde MEB’e atanamadı mı? Ya da hanımefendi en büyük başarısını sizin eşiniz olmakla mı sağladı? Siz cevaplayın. Eğitimde Sorunlar Bitmedikçe Toplum Kalkınamaz Ülkemizde son yıllarda ciddi sorunlar yaşanıyor. Yürek yakan birçok hadiseyle güne başlıyoruz, çoğu zaman. Bunun en büyük sebebi eğitimsizlik. Eğitim konusundaki sorunlar çözülmeden kimse bu toplumu muasır bir medeniyet seviyesine eriştiremez. Kaldı ki bunca soruna rağmen birileri kendi evladını ve eşini MEB çatısı altında istihdam etmeye kalkışırsa halimiz nice olur? Değer mi bir sözleşmeli öğretmen maaşına rağbet etmeye! Çok mu ihtiyacınız var buna! O halde ne diye sözleşmeli öğretmen olarak eşinizi atıyorsunuz? Bu ülkede sözleşmeli öğretmen olma hakkına sahip olmada ve öncelikli bulunmada esas etken ehliyet ve liyakat olmalı. Herkes kendi ailesine öncelik tanırsa, okullar aile çiftliğine döner. Biz uyardık. Bu sorunların Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemine oturması durumunda yüz akıyla kendinizi savunabilecek misiniz? Olacak iş değil! Kimsenin hakkını yedirmeyiz. Hele, mazlum öğretmenlerin hakkını kimseye bırakmayız.
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2024 - Pazartesi

Kokuşmuşluk Her Yerde!

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali birçok köşe yazımda dolaylı mesajlar vermek istemişimdir. Fakat bugün adı ve mekânı belli olan bir ismin usulsüzlüğünü açıkça dile getireceğim.

Siyaset bilimi alanına nepotizm olarak geçen akraba kayırmacılığının bu kadarı da olmaz dedirtecek cinsten. Böyle usulsüzlükleri yapıp insan içine çıkabilmek nasıl bir rahatlık, ben bilmiyorum!

Öğretmen Adayları Kan Ağlıyor!

Son yıllarda ülke nüfusunun hızla artmasına bağlı olarak öğretmen ihtiyacı da buna oranla artıyor. Memleketin hemen her köşesinde öğretmen açığının varlığı bilinen bir gerçek. Millî Eğitim Bakanlığı son zamanlarda, önceki yıllara nazaran istihdam edilecek öğretmen kontenjanını sınırlı tutuyor yahut azaltıyor. Tasarruf ve kaynak yetersizliği gerekçesiyle...

Öte yandan memleketin her köşesindeki üniversitelerden binlerce öğretmen mezun ediliyor. Atama oranının azaldığı, ancak mezun sayısının çoğaldığı bir eğitim sisteminde pazarcılık, polislik yahut kasiyerlik yapan bir öğretmen adayını görebilirsiniz.

Diğer taraftan sırtını babasına dayayan gariban bir kitle daha var. Çaresizler. Onları saygı ve muhabbetle anıyorum. Umarım tez vakitte atanır, mesleklerine kavuşur ve ülkemizin geleceğine büyük katkı sağlarlar.

Gelin görün ki bir de tuzu kuru bir kesim var. Akrabalarının makam sahibi olmalarından dolayı arzu ettikleri gibi kolayca bir yerlere gelebiliyorlar. Sözleşmeli öğretmenliğin bile zor elde edildiği bir dönemde birileri binlerce kişi içerisinden sıyrılarak rahatlıkla sözleşmeli öğretmen olabiliyor. Bunca gariban varken ya herkesi atayacaksınız ya da herkes kendi hakkıyla sözleşmeli öğretmen olacak! Bunun aksini savunmak haramdır, kul hakkıdır.

Olaya Bakın!

Son dönemlerde torpil, adam kayırma ve hukuksuzluk adına birçok şikâyet tarafıma ulaşmaya başladı. Yangından mal kaçırır gibi bir yerlere kurulmaya başlıyor insanlar. Bu neyin telaşı anlaşılabilir gibi değil.

Adresimiz Mersin’in Mut ilçesi...  Güzide ilçemizde onlarca belki yüzlerce öğretmen adayı en azından sözleşmeli öğretmen olabilmek için didiniyor.

Ne ilginçtir ki Mut İlçe Milli Eğitim müdürü beyefendi, bulunduğu makamı kullanarak bir inisiyatifle eşine torpil sağlıyor. İlçe milli eğitim müdürü Erdal Dölek, eşinin sözleşmeli öğretmen olarak tayininde rol oynuyor. Eşi, Damburacı İlköğretim Okulu’na bağlı Selamlı Anasınıfı’nda ücretli öğretmen olarak görev alıyor.

Birçok sözleşmeli öğretmen zorlu koşullar altında ve evine uzak okullarda sözleşmeli öğretmenlik yapmak durumunda kalırken, Erdal Bey’in eşi tabiri caizse kıyak bir okulda göreve başlıyor. Bu imtiyaz niye?

Erdal bey siz bulunduğunuz makamı bu tarz işlere mi alet ediyorsunuz?

Ya da makamınızı şahsi işleriniz için kullanmaktan çekinmiyorsunuz, yanlış mı anladık?

Belki bilirsiniz, eski ilçe milli eğitim müdürü de benzer olarak eşini kurum çatısı altında çalıştırmış ve milletin diline düşmüştü. Siz yokluk ve çaresizlik nedir bilir misiniz?

Zorluklarla boğuşan ve yüksek puan almasına rağmen atanamayan binlerce öğretmen varken sizin eşinizin istihdam edilme gerekçesi nedir?

Alanında seçkin biri mi yoksa derece yaptığı halde MEB’e atanamadı mı?

Ya da hanımefendi en büyük başarısını sizin eşiniz olmakla mı sağladı?

Siz cevaplayın.

Eğitimde Sorunlar Bitmedikçe Toplum Kalkınamaz

Ülkemizde son yıllarda ciddi sorunlar yaşanıyor. Yürek yakan birçok hadiseyle güne başlıyoruz, çoğu zaman. Bunun en büyük sebebi eğitimsizlik. Eğitim konusundaki sorunlar çözülmeden kimse bu toplumu muasır bir medeniyet seviyesine eriştiremez.

Kaldı ki bunca soruna rağmen birileri kendi evladını ve eşini MEB çatısı altında istihdam etmeye kalkışırsa halimiz nice olur?

Değer mi bir sözleşmeli öğretmen maaşına rağbet etmeye! Çok mu ihtiyacınız var buna! O halde ne diye sözleşmeli öğretmen olarak eşinizi atıyorsunuz?

Bu ülkede sözleşmeli öğretmen olma hakkına sahip olmada ve öncelikli bulunmada esas etken ehliyet ve liyakat olmalı. Herkes kendi ailesine öncelik tanırsa, okullar aile çiftliğine döner.

Biz uyardık. Bu sorunların Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemine oturması durumunda yüz akıyla kendinizi savunabilecek misiniz?

Olacak iş değil! Kimsenin hakkını yedirmeyiz. Hele, mazlum öğretmenlerin hakkını kimseye bırakmayız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ertan Bey
(18.11.2024 21:07 - #557)
Sayın Zeynel Bey kimsenin yardakçısı değilim. Bu sefer yanılıyorsunuz. Milli Eğitim Müdürünün eşi öğretmenlik kriterlerine sahip birisidir. Yüksek Lisans da yan sınıftaydı. Hatırlıyorum. Ayrıca ayrıcalıklı olsa köyde değil şehirde çalışırdı.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Remzi Ali
(18.11.2024 23:33 - #558)
Yuh
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Arda bey
(20.11.2024 06:53 - #561)
İşçiyi memur olarak aradığını da yaz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.