Cumartesi günü CHP İl Danışma Kurulu toplantısını baştan sona kadar yerel TV’den izledim. Başkan Vahap Seçer’i izlerken hayran kalmamak elde değil. Tam bir lider vasfında konuşuyor, Uyarıyor ve taşı gediğine oturtuyor. Gururla yaptığı hizmetleri anlatıyor, halkın emrinde olduklarını, neden bu görevde olduklarını, başarının çok çalışmaktan ileri geldiğini anlatıyor. Kimse de Başkan Seçer’i eleştirmek için çaba harcamıyor. Çünkü her şey ortada. Hizmetleriyle, dürüstlüğüyle % 45 olan oy oranını % 60’a çıkarmanın gururuyla herkesin takdirini topluyor. Başkan Seçer Partililere seslenirken, “Dileğimiz her seçimden sonra yaptığımız il danışma kurulu toplantılarının enerjisi böyle olsun. Hepimizin yüzü gülsün, mutluluğu, huzuru yerinde olsun. Kardeşlik duyguları en yüksek noktada olsun. Geçmişi unutup geleceği umutla bakan duygular içerisinde olalım” diyor. Partisinin yerel yönetimler üzerinden elde ettiği başarıyı anlatıyor. Partililerin bu başarıdan dolayı mutluluğunu dile getiriyor. “Her zaman söylüyoruz, yerel yönetimler iktidarın kapısını açacak en önemli anahtardır.” İfadesini kullanıyor Başkan Seçer. Bu başarıdaki heyecanını, mutluluğunu dile getiriyor. CHP Mersin’de Türkiye'nin Büyükşehirlerde en yüksek oyunu alan 2. Belediyesi oldu. Başkan Seçer bu yüksek oy oranı için, “ büyükşehirde Mersin'in incelenmesi lazım. Hepiniz her biriniz bu partiye emek eden, alın teri döken, yıllar yılıdır, gecesini gündüzüne katan, çocuğunun nafakasından, zamanından çalıp partisine veren Cumhuriyet Halk Partiler kendinizle gurur duyun.” Diyerek salondaki heyecanı ve olumlu havayı daha da arttırıyor. Başkan Seçer, parti içi dayanışma, kaynaşma ve birliktelik içinde vurgu yapıyor. Bolu Belediye Başkanının gereksiz ve kötü niyetle eleştirmeye çalıştığı Kılıçdaroğluna da sahip çıkıyor. Vefalı davranıyor. Yanardöner siyasetçilerden farklı olduğunu gösteriyor. Seçer konuşmasında, “Cumhuriyeti kuran Cumhuriyet Halk Partilileriz. Bizde ayrım gayrım olmaz, biz herkesi kucaklayacağız. Bizim en büyük gücümüz insan sevgimiz, bizim en büyük sevgimiz, en büyük gücümüz adalet duygusu. Önceki genel Başkanımız ‘hak, hukuk adalet’ dedi, 500 kilometre yürüdü o yaşıyla. Bu takdire şayan bir direniş örneğidir. Direnmek, mücadele etmek, hak aramak lafla sözle bağırmakla olmaz. İcraatla olur, fiiliyatla olur, vuruşmakla olur, onu yapmıştır. Onlar bizim için iyi örneklerdir. Bu partiye emek eden herkese teşekkür ediyoruz.” Diyerek partide ayrımcılık yapanlara adeta ders veriyor. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, yönetim anlayışını, halkla olan ilişkisini, halkın sevgi ve ilgisinin nasıl kazanıldığını da özetliyor. Seçer, “Bundan sonra ne yapacağımızı anlatıyorum. Naçizane 5 yıllık deneyimlerime dayanarak hamasi bir şey söylemiyorum. Ne yapmamız gerektiğini, bu yüzde 60’a varan oy oranın nereden geldiğini, bunun formülünün ne olduğunu kısa başlıklarla anlatmaya çalışıyorum. Bütün partilerimiz dinliyor, televizyon ekranlarından sosyal medyadan dinleniyor. Bir insanın en acılı günü cenazesidir. Belediye başkanının görevidir. Sadece idari görevi değil, insani görevidir o acılı vatandaşın yanında olmak. Mutlu günüdür, askere giden çocuğudur, gelin olan kızıdır, hastanede yatan evladıdır. Büyükşehir Belediye başkanlığı 5 yıldır Mersin’de bütün vatandaşlarımızın yanındadır. Cenazesinde yanındadır, düğününde yanındadır, çocuğu hastayken yanındadır, oğlu askerdeyken yakındadır yanındadır. İşte onun için oy alamadığımız sıkıntı duyduğumuz, bizi öcü gibi gören, geçtiğimiz seçimde her 10 kişiden 3’ünün zor oyunu aldığımız ama şimdi her 10 kişiden 5’ten fazlasının oyunu aldığımız ilçelerin formülü budur. Gerisi lafı güzaftır.” Vurgusuyla halkçı belediye başkanı olduğu mesajını net vermeye çalışıyor.   Parti içi çekişmelere de değinen Seçer, Kavganın, ayrışmanın, sevgisizliğin hiçbir anlam ifade etmediği mesajını veriyor. Başkan Seçer, “İlk kez siyaset hayatımda ve sosyal medya icat olduğumdan bu yana ilk kez bu konuya değinmek istiyorum. Sosyal medya eleştirilerinden çok mustarip değilim. Kişisel olarak zaman zaman benimle ilgili de yapıldığını biliyorum, görmüyorum. Bakma ihtiyacı da duymuyorum ama bir beşer olarak üzülüyorum. İnsanların ailesi var, unutmayın. İnsanların izzeti nefsi var, onuru var, şerefi var. Bu kadar mı söylüyor Cumhuriyet Halk Partililer eleştirilerimizi kendi içimizde yapalım, ele güne komik duruma düşmeyelim, birbirimizi rencide etmeyelim. Birbirimizin yüzüne bakamayacak noktaya gelmek doğru değil. Belediye başkanınız olarak bunu nacizane önerileri yapmak istiyorum. Bunu yapanları da ayıplayın ve engelleyin ve gerekiyorsa ilişkinizi kesin. Ama bu iyi niyetli bir yaklaşım ama burası bir kurum, tarihi bir kurum, kadim bir kurum, yüzyıllık Cumhuriyet Halk Partisi. Bu partinin tüzüğü var, bu partinin programı vardır, parti disiplini vardır, yetkili kurulları vardır. İlçelerde, ilde ya da genel merkezde herkes görevini hakkıyla yapacak. Parti içi iktidar için bu yapılanları görmemezlikten gelirsek, gelecekte kendi mezarımızı kendimiz kazmış oluruz. Bir kurumda değerli insanlara seçilmişlere en sade üyeye hakaret olmaz, kötü kem söz olmaz, bu rakiplerimizi sevindirir. Bu kadarını söylemek istiyorum.” Diyerek dar düşünen, partiye kendi ikballeri için zarar verenleri uyarıyor. Partinin iktidar olması için her türlü iç çekişmelerden uzak durulması gerektiğini vurguluyor.   Başkan Seçer karakteriyle, duruşuyla, hizmetleriyle, ayrımcılık yapmayan yönetme tarzıyla artık Mersinlilerin abisi konumunda. Herkes başkanı kendisine çok yakın görüyor. Artan oyların, yaratılan sevgi ve saygının bir nedeni de yaratılan değerlerdir. Gece gündüz durmadan çalışarak ortaya çıkarılan hizmetlerdir. Bizde kendisini başarılı buluyor ve Mersin adına seviniyoruz. Mersin emin ellerde diyoruz. Hataları olursa eleştirmekten çekinmeyiz. Çünkü haklı eleştirilerimizin de dikkate alınacağını biliyoruz.