Uzun yıllardır basın alanında bir şeyler gerçekleştirmeye gayret ediyorum. Çalışmalarımda özgün olmaya ve yeni bir şeyler ortaya koymaya azami derecede riayet ediyorum. Farklı olma ve farklı düşünme şiarıyla hareket ediyorum. Kimseye benzememeye ve kimsenin adamı olmamaya kani olduğumu bilmelisiniz. Tarafsız değilim; hakkaniyetten yanayım. Ne var ki bu yönüm, birilerinin canını sıkmış, anlaşılan. Memleketin sorunlarını dert edinin; benim köşe yazılarımı değil! SOSYAL MEDYA TROLLERİ İŞ BAŞINDA İletişim konusunda herhangi bir kısıtlama yapmıyor ve hemen herkesin bana ulaşmasına müsaade ediyorum. Telefonuma yüzlerce mesaj geldiği oluyor. Bazı siyasi parti teşkilatlarından sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok kurumun Whatsapp gruplarında numaram paylaşılıyor. Bazen ardı arkası kesilmeyen övgüler, eleştiriler alıyorum. Bunların bir önemi yok. Benim için önemli olan yapıcı eleştirilerdir. Bazen akla hayale gelmeyecek mesajlara şahit oluyorum. Onlardan birini bilgilerinize sunmak istiyorum. Bir kullanıcı Facebook profilimde yer alan ‘’kendi işimin patronuyum’’ şeklindeki bilgiye takılarak şöyle bir yorumda bulundu: ‘’madem kendi işinin patronusun, belediye otobüsüne binmek için neden didiniyorsun’’… Son kelimeyi kendim ekledim; çünkü hakaretamiz ifadeler kullanılmıştı. Herkes kendisine yakışanı yapar. Konumuz o değil. Bir insanın kendi işinin patronu olmasını, kendine özel lüks bir araç sahibi olmaya eş değer görüyor birileri, sanırım. Ona göre her patronun aracı olmalı. Değil mi? Belki de trollüğünü yaptığı patronundan böyle bir iş ahlakı görmüştür. Doğru ya, tasarruf tedbirleri gereği benim de bir makam aracım olabilirdi(!) Belediye aracına binme isteğimde bir hayli sebep var. Onlardan birkaçı şu şekilde: Halkın içinde olma, halkın sorunlarını yakında dinleme imkanı buluyorum, dertleşiyorum. Kaldı ki Vahap başkan idaresindeki büyükşehir belediye araçlarının özel lüks otomobillerden bir farkı yok. Aynı konforu bulabilirsiniz. Yaşı kemale erenler ücretsiz; öğrenciler ise bir liraya biniyor. Millete yapılan hizmeti yakından görme şansına sahip oluyorum. Bundan memnuniyet duyuyorum. Kime ne! ZİYARETLERDE KARŞILAŞTIĞIM MANZARA Mersin’de birçok kurum ve kuruluşun toplantılarına davet edilmem üzerine bir günde birkaç etkinliğe katılma durumunda kalıyorum. Biraz yorucu oluyor; ancak toplantılarda edindiğim tecrübeler benim için önemli bir kazanım oluyor. Ayrıca toplumun ve kurumların gazetemiz Birebir Haber’e dair fikirlerini öğrenme imkanı buluyorum. Bugünkü birkaç toplantıda işittiğim sözler göğüs kabartan cinsten. İnsanların teveccühleri, Mersin’de gündem oluşturan bir ekibe sahip olduğumu yakinen bana gösterdi. Ekibime olan güvencimden hareketle net olarak söyleyebiliyorum: tartışmasız bir numarayız. Sahada etkin bir muhabir ekibim var. Ofiste canhıraş çalışan çalışkan bir ekip daha… Başarılarımızın gizli kahramanları onlar. Önümüzdeki günlerde daha güçlü ve etkili bir şekilde karşınıza çıkacağız. Sadece Mersin’in değil, aynı zamanda ülkenin de gündemini belirleyeceğiz.  MERSİN’İN NEYİ EKSİK 2023 Mayıs seçimlerinden sonra kabineye göz attığımda kentimle ilgili bir eksiklik olduğunu fark ettim. Sizin de dikkatinizi çekmiştir. Canımı sıkıyor ve rahatsızlık duyuyorum. Kabinede Mersinli bir bakan neden yok? Mersin’in halinden anlayacak ve kentin gelişmesini sağlayacak bir bakan yok mu? Konya’nın 4 bakanı var. Nüfusu ise Mersin’den biraz fazla. Ama 4 bakan Konyalı. Karadeniz vilayetlerini temsilen birçok bakan var kabinede. Sanki Mersin biraz göz ardı edildi, gibi geliyor bana. Bakanların memleketlerinin nüfus oranıyla Mersin’i mukayese ettiğimizde ilginç bilgilere ulaşabilirsiniz. Bazı konulara girerek tartışmaya yol açmak istemem; ama Mersin’in gelişmeye ve ilgiye birçok vilayetten daha fazla ihtiyacı var. Mersinli bir bakana kabinede yer vermek, bu şehir için önemli bir atılım olacaktır.