Şimdi…
Olay nedir?
Mersin merkezdeki basından bir gazetecinin ;Tarsus Belediyesi’nde basın danışmanı olarak göreve başlamasının ,Tarsus basınında getirdiği yansımalar.
Tarsus’ta emek veren gazetecilerden bir bölümü "Tarsus Belediyesi'nin Basın bölümünün Başına Getirilen İthal aday! Şık Olmadı! gibi...’’ tepkiler veriyor ve karşılık Mersin basınından gelip Mersin’de emekçi olan gazeteciler taraf oluyor.
Baştan her iki tarafın tutumu da yanlış. Sonuçta; bu nezih kentin, nezih basın camiasından olan Mersin gazetecilerinin arasında, böylesi yersiz bir tartışmanın olması etik olmadığı gibi, Mersin’in ismini de rencide ediyor.
Olay mahaline dönelim.
-Nefo be; kriminal gibi oldun.
Dimi ya? Bir siyah deri ceketim eksik, var ya siyah deri ceketimle bir ara beni sivil zannediyorlardı. Tüm Emniyet teşkilatına meşakkatli görevlerinde kolaylıklar dileyelim bu arada.
Evet; Yazıda Tarsus basınının eleştirisini doğru buluyor muyum kısmen çünkü; Tarsus’u en iyi Tarsus’lu gazeteciler, Mut’u en iyi Mut’lu, Gülnar’ı en iyi Gülnar’lı, Taşucu’nu en iyi Taşucu’lu ve Aydıncığ’ı en iyi Aydıncık’lı gazeteciler bilir bu tartışılmaz gerçektir. Onlarda Mersin merkezi Mersin’deki gazeteciler kadar bilemez. Âmâ’’ ithal’’ kelimesi maksadı aşmış. Ya bayanlar baylar biz şu kentte daha Mersin’in ismini aday olduktan sonra araştıran, nerde ne olduğunu, nasıl gelindiğini bilmeyen neeeeeee ‘’İthal’’ vekiller gördük unuttunuz mu? Onlar harbi harbi ithaldi.
E insaf!
Mersin’de basından olan bir kişinin Mersin’in ilçesi belediyeye basın danışmanı olmasına bu tabir şık olmamış, Tarsus’u bilen, sorunlarına hâkim bir gazeteci olmalıydı yerine dense daha şık olurdu. Ayrıca; Tarsus çocuğuyum diyen Tarsus Belediye başkanının taktiri.
Kimle çalışmak isterse; onla çalışır dimi efendim?
Hesap kesilecekse niye göreve gelene kesiliyor, görev verene kesilsin mantıken.
Basın danışmanlığı; belediyede adı üzerinde danışmanlık. İmza yetkisi yok; o birimin bir müdürü var. Gazetecilik farklı bir klasman, belediyede basın yayın farklı bir klasmandır, Öncelikle onu belirteyim. Kimse gazeteci yapar ne olacak ki demesin; çok farklıdır, kuzeyle güney gibi… Dediğim gibi danışman olacak; belki biraz basınla başkan arasındaki köprü, daha çok da gönül köprüsü. Asıl görev imza yetkisi olan müdürde, tüm resmi sorumluluk, Birlikte çalışacaklar. Negatif gelen her şeyi absolte etme adına, sistem oluşturacaklar. Başkana gelmeden olay duvar olacaklar, çözecekler. Abonelikler, özel günler, reklamlar vs…Onlar, tamimiyle teferruat. Basın yayın halkla ilişkiler görevlerini ekip çalışmasıyla götürecekler, bu arada büyükşehirle de uyumlu çalışacaklar olay bu. Tüm gözler, belediyede ve her eleştiri okuna cevap verecek kişi; danışmanla birlikte müdür ve birim, daha çokta danışman. Yani her kelimesi her vurgusu cevabın çok önemli. İşte burada danışmanın başarısı ortaya çıkacak. Belediyecilik bilgisi, konuya hakimiyeti,apsolte edişi,algıyı,manipüleyi önleyişi ,psikolojik Savaşı, fiziki görüşmeleri… Belediyecilik bilgisi derken; ekipten aldığı bilgiden bahsetmiyorum harbi bilgiden bahsediyorum yeri gelip sahada .Belediyeci gibi düşünüp, belediyeci gibi konuşup, belediyeci gibi yazacak. Yani; bildiğimiz gazetecilik yapmayacak danışman olan kişi, harbi belediyecilik yapacak. Diğer işlerin tamamı; zaten kurumsal işleyişte ve resmi hakimiyet müdürde…İşin özü Allah yardımcısı olsun. Danışman olanında müdür olanında. Ateşten gömlek çünkü; hele de Tarsus gibi yerde.
Müdür derken ;Meski Basın Yayın Halkla ilişkiler müdürü Yaşar Ok Meski’den ayrılarak Silifke başkan yardımcısı olmuş, hayırlı olsun .20 senenin çok uzun kısmını bu görevde Basın Yayın Halkla İlişkilerde tamamlayan deneyimli bir insandır, çalışkandır, profesyonel kurumsal işleyişe hakimdir. Ekibini sahiplenir; dosttur kimseye kötülük yapmaz, çıkarları için adam satmaz, kötü gün dostudur; birlikte de çalıştık. Yeni görevinde de başarılı olacağını düşünüyorum; tabi biraz daha zorlu olacaktır birazdan da fazla, ilçe belediyesi sonuçta beklentileri çok fazla sakinlerinin ve ikinci muhatap kendisi olacak başkan yardımcısı olarak, üstelik kendi doğup büyüdüğü memleketi yani iki kere sorumluluk demek bu. Yaşar Ok; doğup büyüdüğü ilçeye hizmet etmenin onurunu yaşayacak buda detay, hayırlı olsun inşallah kendisine, Allah utandırmasın.
Meski Basın Yayın Halkla İlişkilerin yeni müdürüyse; kimyager Özge Gündeş oldu hayırlı olsun. Kurumsal yapının kolaylığıyla ve Yaşar Ok’un oturttuğu sistemle, e büyükşehir basın yayın ile uyumluluk arz ediyor; bunlara devam edilirse birçok şey akıp gider sorunsuz. Tek sorunsa Meski’yle ilgili gelen negatiflikleri anında apsolte etmek kalır.
Danışman mı olmak zor, resmi imza yetkili müdür mü derseniz; valla danışman olmak daha zor derim, hele de ilçe belediyelerindeyseniz. O yüzden hiç birbirinize laf atışması yapmayın; maksadı aşan cümleler edilmiş sadece, bu ne kıskançlık ne farklı bir şey. Maksat aşmış o kadar. Zaten akıllı insan belediyede böyle bir görev üstlenen arkadaşına, kıskançlık beslemez; çünkü ateşten gömlek belediyeciliğin tam merkezi yer, öyle 8-5 sıradan belediye görevi değil. Üzerinde olacak tüm gözler ve sorumluluk; normal gazetecilik değil yapılacak olan. Başarı dileyelim.
Dip notcum sıra sende…
Bir yorum okudum’’ Tarsuslu; gelecek bizim cemiyete yönetici olacakla ‘’başlayan sonunu yazmayım buda açıkçası şık olmamış cemiyetler tüm gazetecilerin cemiyeti, ikisi birbirinden o kadar farklı konu ki sinirle kalkan zararla oturur gereksiz polemik sadece Mersin basınına zarar verir. Yerel basını takip eden az sayıdaki okuyucuda, güvensizlik oluşturur. Yerel basına; niye ilgi yok sebeplerine, bir yenisini daha eklemeyelim. Abonelikler, resmi takip kurumları, reklamlar dışında kaç okuyucu takip ediyor fiziki ya da internet gazetelerini sorusu zaten çözümsüzlük içindeyken, arapsaçına daha fazla dönmesin mevzu.
Dibin dip notu da olsun mu gölge?
Olsun be Nefo.
Biz; şu kadar yıllık gazeteciyiz fulyası gidiyor almışta başını. Tecrübe dediğiniz şey farklıdır, ilişkiler, çevre, o ruh farklıdır. Ben çok genç olmasına rağmen; çok hızlı yol alan kalemlerde, TV’cilerde biliyorum. Alaylı değil, harbi diplomalı kapı gibi. Alaylının yılları varsa elinde, eğitimlilerinde kapı gibi diplomaları var. Tabi ulusal medya rahatlığıyla sonuçta; Anadolu basını yerel basın daha zor ve senelerin basıncıları yenilere yer bırakmamak için diretirler; kendilerince de haklılar ama her şeyin bir zamanı vardır üstatlar ne zaman sizin zaman, ne okuyucular sizin zamanınızdaki okuyucular.
Birde en sona özellikle sakladım.
‘’O İyi gazeteci bu değil diye bir tercihleme yapılıyor’’ bu aralar camiada gördüğüm; etik bulmuyorum bunu anca okuyucu belirler.
Tek merci; gazetede okuyucu, medyada da izleyicidir.
Taktirde, tekdirde onlarındır.
Vesselam