Yavaş yavaş pişen yemek mi, harlı ateşte pişen yemek mi?
Cumhur İttifakı adayı Sayın Serdar Soydan'ın seçim süreci harlı ateşteki yemek.
Yanık kokusu geliyor!
Öncelikle herkes ağzından çıkmadan sözü ince elemeli, bir konuşup üç düşünmeli.
Söz öyle yerlere gider ki; toparlanmaz.
Sürekli vatan, millet, bayrak sevdalıları burada diyen Cumhur İttifakı adayı Serdar Soydan ve çevresindekiler; sadece sizin yanınızda olan, size oy verecek olanlar mı vatan, millet, bayrak sevdalısı? Ötekileştirmek değil de nedir bu?
Bugün aday olduğunda ötekileştiren, yarın başkan olduğunda hizmette, yok saymaz mı, ötekilerden olan personeli çıkarmaz mı? Ha personel demişken; merak edilen sorulardan birkaçını soralım farzı misal seçildiniz diyelim; personelinize ne kadar maaş vereceksiniz? Kadrolu işçilerin maaşı ne kadar artacak? KYKlı olup çıkarılan işçiler ne olacak? Geldiğinizde hiç işçi çıkarmayacak mısınız? Kanunla kotalı; nasıl işçi alacaksınız? Taşeron sistemi devam ettirecekseniz; bol AŞ’den bahsediyorsunuz bu kapitalist sisteme yol vermek olmaz mı?
Genel seçim havasına bürünürse süreç böyle karışır işte;esas odaktan uzaklaşılır belediyecilik, proje yani yerel yönetimden…Biz oysa; 31 Mart’ta başkan seçecektik dimi?
Dönelim esas aslında yan konumuza;
Vatan, millet, bayrak yani genel siyaset üzerinden ve insanların kırmızı çizgileriyle alay edercesine yerel seçim çalışması yaparken, ki; bu stratejin Mersinli üzerinde etkisi olacağını düşünmüyorum tam tersi tepki oyları gelecek sandıkta size net. Siyasetin uzun soluklu olduğu unutmamalısınız, uyarmadı demeyin. Sular tehlikeli…
Sürekli insanların kırmızı çizgileriyle propaganda yaparsanız, geçmişte anımsanır.
Çözüm süreci ve sonrası oluşan ittifak çelişkisi akıllara geliyor ilk anımsananda.
MHP; artan terör olayları ve art arta gelen şehit haberleri üzerine, AKP hükümeti tarafından başlatılan "açılım süreciyle" ilgili ikinci kez suç duyurusunda bulunmuştu. Dilekçede;’’ AKP’nin kandırılması sebebiyle bugün vatan evlatları AKP’nin el sıkıştığı vatan hainleri tarafından şehit edilmektedir" denilen dilekçede, “Çok güzel şeyler olacak” Cümlesi meğer bize değil vatan hainlerine bir müjdeymiş. Şimdi kalkıp şehidin babasına “karaktersiz” diyenler, şehidin annesine “Ne mutlu evladınız şehit oldu” diyenler dün pkk’lıların babasına bunun hesabını soracağız, annesine “Analar ağlamasın” demekteydi “Müebbet hapis cezası alan ya da alacak olan teröristlerin, ülke topraklarında dönemin başbakanı’nın sözlü talimatıyla silahlarıyla gezmesi, elini kolunu sallayarak sınırdan geçmesinin sağlanması, örgüte eleman toplaması suçtur. Ülkenin bir bölgesinin patlayıcı ve silah deposu yapılmasına göz yummak suçtur “ifadeleri vardı hatırlanan resmen vatana ihanetle suçlama gibiydi içeriği :o dilekçeler ne olmuştu sonra? Çözüm süreci, niye, nasıl bitmişti hatırlayanlar bilir. Bilmeyenler araştırabilir. 1Nisan sonrası gündeme gelirse yeni bir süreç; nasıl tavır alınır hakikaten ilginç olur; ‘’süreçle ilgili 2005 yılında size ne demişsek dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız’ ’diyenlerle ittifak halinde sonuçta ve devletin bekası öncelik deniyor hep ; o zamanda 31 Mart söylemleri hatırlanır, Mersinlinin hafızası sağlamdır ,diyorlar.
Birde, geçmiş dönemden genel seçimde; İYİ parti için söylenilen ağır ithamlar hatırlanıyor.
Hafıza zehir!
Cumhur ittifakı adayı olunca malum; iktidarla hizmet akışı olacak ballı propaganda tarafı konuşulmaz hep, helede genel siyaset propagandasına döndürülürse yerel seçim süreci; yolda kalan kazaklıyı alan adam öldürülüyor, kadınlarımız, kızlarımız tacize uğruyor, işlerimizi onlara kaptırıyoruz, gençlerimize posta koyuyorlar. Bu ülke için kan vermeyen, can vermeyenler TC Vatandaşı oluyorlar. Onların oyları ne kadar helal? Suriyeli sorunu ne olacak diye soruyor Mersinli?
Daha neler soruyorda neyseeeee…
Önümüzde daha 8 hadi bugünü gönderdik tarihin sayfalarına diyelim; kaldı 7 gün …Sorarlar; madem seçim propagandanızı genel seçim üzerinden yapıyorsunuz iktidarın ittifak ortağısınız sorarlar.
***
Fiskos muhabbeti…
Konu konuyu açıyor; sosyal medyada yorumları okuyorum.2 tanesi üzerinde konuşalım. Biri hoşuma gitti. Yerel seçimi böyle bakış açısıyla görmek lazım dediğimiz.
Güzel yorum… Amma velakin; bu ama girdimi işin içine …
Bir yazıya yorum yapan sayın yorumcu; cumhur ittifakı adayı Serdar Soydan’ı savunacağım ve Vahap Seçer odaklı karşı söylem yapacağım derken; vicdani boyut tarafı diyor ama kendisi esas vicdani boyutu yaralıyor. ‘’ Serdar Soydan büyük bir lansman düzenleyerek 100 PROJE açıkladı. Bu 100 projenin her biri Mersin'in daha önce görmediği vizyonlukta diyerek; Vahap Seçer dışında Zeki Ayan, Muhitttin Uyar, vekaleten Fahri Öztürk, vekaleten Ahmet Nazif Demiröz, vekaleten Burhan Sarç,Kaya Mutlu, Okan Merzeci, (tedviren) Halil Kuriş, Macit Özcan ve seçildiği dönem MHP’li olan Burhanettin KOCAMAZ başkanlarımıza ,ekiplerine personellerine saygısızlık ötesi hizmet ,projelere ahdi vefasızlık vicdanları hakikaten yaralıyor.100 projenin en az 85 hatta 90 tanesini son 30 sene gördü Mersin, bırakalım 1963’leri .Sanırım Mersin’de yaşamayınca yada yaşadığı kenti geçmişini tanımayınca, belediyeciliği bilmeyinceye üstelik ; böyle vicdani yaralayan, ahdi vefasızlık oluyor.
Bir diğer sosyal medyada dolaşırken dikkatimi çeken yorumda; mesaj atılmış o kişide paylaşıyor. Mesajda ‘’biz Vahap karşıtı bir CHP’li, yıllarca CHP üyesi olarak, Serdar Soydan’a, Mustafa Gültağ’a oy vereceğiz Vahap’a oy yok’’benzeri yazıyordu hatırladığım.
Herkes istediği kişiye oy verir.
Partilerin hepsinde file olacaktır.
Birde kemik oylar vardır.
Her partide kemik oy nettir.
Aday kendi yakını bile olsa başka partiye oy vermez.
Buradaki mesajı paylaşan kişi yönünden bakınca amaç; 2014’e atıf gibi geldiği için, dikkatimi çekmişti.
2014 tekrarlanmaz.
CHP için yol kazasıydı; dersler alındı, bitti gitti…