Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan
GÖLGE Nefise CANARAN
Köşe Yazarı
GÖLGE Nefise CANARAN
 

Aklınızda Bulunsun!

“Açın bir Müslüm Baba!” dedim arkadaşlara! Müslüm baba, sen olmazsan ben yazamıyorum. Olmuyor be, usta! Ustanın sesindeki o tını, kaleme mürekkep gibi…Baba taktım dünden beri sanal dünyaya…  İnternet dünyası sanal dünya…  İsimler, cinsiyetler bile sahtedir hesaplarda.  Çoğu kişiliklerindeki, işlerindeki, özel hayatlarındaki; eziklik, başarısızlık korkusundan gerçek dünyada pısıp kalan insanlar, sanal dünyada devleri oynarlar.  Sanal alemin maşalarını, Trollük yapanlarını da es geçmeyelim. O yüzden çokta önemsemediğim dünyadır ki; yirmi senelik hesaplarımı bile dondurdum artık. Gerçek dünyadayız. Biz buradayız siz neredesiniz; hani armut dersem çık, elma dersem çıkma hatta hatta kavun diyeyim hiç çıkmayın demiştim ya… Hakikaten kavun… Kırkağaç kavunu demek lazımmış denilen zamanlardaymışız. Silah icat oldu, mertlik bozuldu be ustam. Dünden beri sanal dünyada olsa bir paylaşıma karşı kızgınlık içindeyim.  BireBirHaber Gazetesi sahibi Zeynel BOĞAN’a; sosyal medyadan ne idüğü belirsiz bir sayfadan çirkin, etiksiz, utanmazca bir haber paylaşılmış.  Aslında haber demek basın camiası emekçilerine hakarettir; çünkü haberci vuracaksa kalemiyle adam gibi vurur, tam kalbinden ve tek atış elinde bilgi, belge ile böyle bel altı vurmaz. Yeri gelir, eldeki teyit edilmiş belge, bilgiyle basın camiası emekçileri yazar. Yeri gelir karşı karşıya da gelinir ,kalemler savaşır her alanda.  Ama… Ama… Ama… Böylesi… İnsani boyutta ahlaksızlık bu. Ve bundan ekmek kazanıyorsanız, çocuklarınızın boğazından nasıl utanmadan geçiriyorsunuz? diye sorarım. Bugünkü köşesinde Zeynel BOĞAN cevaplarını da vermiş gazetecilik etikliğinin üslubuyla.  Kalemi harbi sağlam bir gazeteci, tak- tak-tak vurmuş, tüm mesajlar gitmiş muhataplarına. Gazeteci kime denir kime denmez tartışmasına girmek isteyenlere de iki çift lafım var. Sonrasını unutmasınlar…  Çünkü benim artık unutmaya niyetim yok. Paylaşılan ne idüğü belirsiz kimlikli kimliksiz hesap. Zaten bir başka basın hesabının ismini taklit ederek takipçisini artırmış gördüğüm kadarıyla.  Hatta gelişigüzel bilgilendirme yapılmış. O da yasal bir durumla karşılaşmamak için güya önlem mahiyetinde… Güya… Sayfanın genelindeki tüm paylaşımları inceledim. Takipçilerini, her paylaşımın içeriğini, paylaşılanların kimler olduğunu, paylaşılanlar kadar paylaşılmayanların kimler olduğunu da…  Detaylı bir inceleme oldu. Bilenler bilir beni, severiz detayları… Her şey detayda gizlidir. O detayları… Noktası, virgülüne, ünlemine kadar inciğine cinciğine kadar araştırırız. Evvel Allah buluruz da.  Dedim ya her şey detayda gizlidir. Dedik ya bizde severiz detayı… Dört bilinmeyenli denklemlerde o detaylarda gizli... Denklemleri de çözeriz babacanlar! Seçim döneminden beri Zeynel BOĞAN Bey’e ve ekibine psikolojik harp saldırıları hiç bitmedi Vahap Seçer’e verilen destek yüzünden. Ama bir geri adım attıramadılar.  Attıramazlar da. Vahap Beyci’lik boşuna olmaz ki… Mersin de o yüzden Vahap Bey dedi ya zaten. Aslında   o dönem psikolojik harp saldırılarını yapanlar da, hatta dünkü yazının arkasındakiler de ayni dört bilinenli denklemdeler. Hasetlik ve kıskançlık yapan zümreyi de unutmamak lazım, ayıp olmasın şimdi onlara. Çünkü seçim dönemi onlar kapı arkası etliye tuzluya karışmayalım, savaş bitsin diye bekleyip burunlarını bile çıkarmadı. Zaten böylesi bir psikolojik harpte kalemleri yetersiz kalırdı. Siyaset ve seçim dönemlerin de kalem çiziktirmek erbaplık ve yürek gerektirir. Mersin’de siyasi harpte kalemlerin yetersizliği de tescillenmiş oldu o dönem.  Karşılık verecek kalem de bulunmadı. Ah! Kendi kendimize satranç oynadık desem yeridir kalemlerimizle.  -Dağıttın gene konuyu Nefo!  Topla! -Tamam Gölgeciğim… Zeynel BOĞAN gereken cevapları vermiş dedim ama bir detayı unutmuş. Aslında kendisini hep buradan vurmaya çalışıyorlar. Ben seçim dönemi de buna karşı çıktım. Şimdi de en rahatsız olduğum nokta olduğu için yazacağım. Eşinin belediyede çalışıyor olması üzerinden vurmayın. Eğer eşleri, kızları, oğulları, sevgilileri vs. belediyelerde çalışan, özellikle basın camiasından tutun isimleri bilindik bir sürü insana girmeye kalkarsak liste uzar gider. Bunların hepsi ekmeğini kazanan birey olan insanlar.  Zeynel Boğan Bey’in eşini de tanıyorum. İşini sağlam yapan, çalışkan ve işimle ön planda olmalıyım diyen bir hanımefendi. Psikolojik harp yapın ama aileler üzerinden yapmayın! Ekmeğini kazananlar üzerinden yapmayın! Kadınlar üzerinden yapmayın! Altında ezilirsiniz bunun.  Ne bu dünyada ne öbür dünyada vebalinden kurtuluş olmaz!  Aklınızda bulunsun emi!
Ekleme Tarihi: 08 Kasım 2024 - Cuma

Aklınızda Bulunsun!

“Açın bir Müslüm Baba!” dedim arkadaşlara!

Müslüm baba, sen olmazsan ben yazamıyorum. Olmuyor be, usta! Ustanın sesindeki o tını, kaleme mürekkep gibi…Baba taktım dünden beri sanal dünyaya… 

İnternet dünyası sanal dünya…  İsimler, cinsiyetler bile sahtedir hesaplarda.  Çoğu kişiliklerindeki, işlerindeki, özel hayatlarındaki; eziklik, başarısızlık korkusundan gerçek dünyada pısıp kalan insanlar, sanal dünyada devleri oynarlar. 

Sanal alemin maşalarını, Trollük yapanlarını da es geçmeyelim. O yüzden çokta önemsemediğim dünyadır ki; yirmi senelik hesaplarımı bile dondurdum artık. Gerçek dünyadayız. Biz buradayız siz neredesiniz; hani armut dersem çık, elma dersem çıkma hatta hatta kavun diyeyim hiç çıkmayın demiştim ya…

Hakikaten kavun… Kırkağaç kavunu demek lazımmış denilen zamanlardaymışız. Silah icat oldu, mertlik bozuldu be ustam. Dünden beri sanal dünyada olsa bir paylaşıma karşı kızgınlık içindeyim. 

BireBirHaber Gazetesi sahibi Zeynel BOĞAN’a; sosyal medyadan ne idüğü belirsiz bir sayfadan çirkin, etiksiz, utanmazca bir haber paylaşılmış. 

Aslında haber demek basın camiası emekçilerine hakarettir; çünkü haberci vuracaksa kalemiyle adam gibi vurur, tam kalbinden ve tek atış elinde bilgi, belge ile böyle bel altı vurmaz. Yeri gelir, eldeki teyit edilmiş belge, bilgiyle basın camiası emekçileri yazar. Yeri gelir karşı karşıya da gelinir ,kalemler savaşır her alanda.

 Ama… Ama… Ama… Böylesi…

İnsani boyutta ahlaksızlık bu. Ve bundan ekmek kazanıyorsanız, çocuklarınızın boğazından nasıl utanmadan geçiriyorsunuz? diye sorarım.

Bugünkü köşesinde Zeynel BOĞAN cevaplarını da vermiş gazetecilik etikliğinin üslubuyla.  Kalemi harbi sağlam bir gazeteci, tak- tak-tak vurmuş, tüm mesajlar gitmiş muhataplarına. Gazeteci kime denir kime denmez tartışmasına girmek isteyenlere de iki çift lafım var. Sonrasını unutmasınlar… 

Çünkü benim artık unutmaya niyetim yok. Paylaşılan ne idüğü belirsiz kimlikli kimliksiz hesap. Zaten bir başka basın hesabının ismini taklit ederek takipçisini artırmış gördüğüm kadarıyla.  Hatta gelişigüzel bilgilendirme yapılmış. O da yasal bir durumla karşılaşmamak için güya önlem mahiyetinde… Güya…

Sayfanın genelindeki tüm paylaşımları inceledim. Takipçilerini, her paylaşımın içeriğini, paylaşılanların kimler olduğunu, paylaşılanlar kadar paylaşılmayanların kimler olduğunu da…  Detaylı bir inceleme oldu.

Bilenler bilir beni, severiz detayları… Her şey detayda gizlidir. O detayları… Noktası, virgülüne, ünlemine kadar inciğine cinciğine kadar araştırırız. Evvel Allah buluruz da.  Dedim ya her şey detayda gizlidir. Dedik ya bizde severiz detayı… Dört bilinmeyenli denklemlerde o detaylarda gizli...

Denklemleri de çözeriz babacanlar!

Seçim döneminden beri Zeynel BOĞAN Bey’e ve ekibine psikolojik harp saldırıları hiç bitmedi Vahap Seçer’e verilen destek yüzünden. Ama bir geri adım attıramadılar.  Attıramazlar da. Vahap Beyci’lik boşuna olmaz ki… Mersin de o yüzden Vahap Bey dedi ya zaten. Aslında   o dönem psikolojik harp saldırılarını yapanlar da, hatta dünkü yazının arkasındakiler de ayni dört bilinenli denklemdeler.

Hasetlik ve kıskançlık yapan zümreyi de unutmamak lazım, ayıp olmasın şimdi onlara. Çünkü seçim dönemi onlar kapı arkası etliye tuzluya karışmayalım, savaş bitsin diye bekleyip burunlarını bile çıkarmadı. Zaten böylesi bir psikolojik harpte kalemleri yetersiz kalırdı. Siyaset ve seçim dönemlerin de kalem çiziktirmek erbaplık ve yürek gerektirir. Mersin’de siyasi harpte kalemlerin yetersizliği de tescillenmiş oldu o dönem.  Karşılık verecek kalem de bulunmadı.

Ah! Kendi kendimize satranç oynadık desem yeridir kalemlerimizle. 

-Dağıttın gene konuyu Nefo!  Topla!

-Tamam Gölgeciğim…

Zeynel BOĞAN gereken cevapları vermiş dedim ama bir detayı unutmuş. Aslında kendisini hep buradan vurmaya çalışıyorlar. Ben seçim dönemi de buna karşı çıktım. Şimdi de en rahatsız olduğum nokta olduğu için yazacağım.

Eşinin belediyede çalışıyor olması üzerinden vurmayın. Eğer eşleri, kızları, oğulları, sevgilileri vs. belediyelerde çalışan, özellikle basın camiasından tutun isimleri bilindik bir sürü insana girmeye kalkarsak liste uzar gider. Bunların hepsi ekmeğini kazanan birey olan insanlar. 

Zeynel Boğan Bey’in eşini de tanıyorum. İşini sağlam yapan, çalışkan ve işimle ön planda olmalıyım diyen bir hanımefendi. Psikolojik harp yapın ama aileler üzerinden yapmayın! Ekmeğini kazananlar üzerinden yapmayın!

Kadınlar üzerinden yapmayın! Altında ezilirsiniz bunun.  Ne bu dünyada ne öbür dünyada vebalinden kurtuluş olmaz! 

Aklınızda bulunsun emi!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.