Soykırımlar, insanlık tarihindeki en karanlık ve acı dolu olaylardan biridir. Herhangi bir etnik, dini veya kültürel grup üzerinde gerçekleştirilen soykırımlar, insan haklarının en ağır ihlallerinden biri olarak kabul edilir. Bu tür olaylar, sadece kurbanların yaşamlarını değil, aynı zamanda kültürlerini, dillerini, inançlarını ve kimliklerini de yok eder. Bu anlamda Türkler tarihte çok büyük soy kırım yaşamış milletlerin başında gelir. Ancak tarihsel bilinç zayıflığı sebebiyle olsa gerek, yaşanmışlıklar unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuştur.
Türklerin tarihinde de çeşitli dönemlerde ve yerlerde, farklı güçler tarafından soykırımlara maruz kaldıkları bilinmektedir. Bu olaylar, Türk halkının tarihinde derin izler bırakmış olması gerekir ve Türk halkının kimliğinin aslında yaşanan soy kırımlar sonucu şekillendiği gerçeği içinde hareket etmesi gerekirken hareket etmediği gözlemlenmektedir.
Türk Milleti'ne karşı uygulanan soy kırım çalışmaları bugün hala devam etmektedir. Bugün Doğu Türkistan yaşanan bu gerçeğin coğrafyası, Hocalı yakın zamanda yaşadığımız bir başka gerçektir...
Tarihte yaşanan soykırımların faillerinin adalet önünde hesap vermemesi, uluslararası hukukun ve insan haklarının ciddi bir ihlali olduğu halde bu durumları gündeme getirmeyen Türk siyaseti ayrıca sorgulanmalıdır. Çünkü bu tür suçların cezasız kalması, adaletin sağlanmasını engeller ve soykırımın tekrarlanma riskini artırır.
Örneğin İstiklal savaşı öncesi Anadolu'ya çıkan Yunan askerlerinin Türklere karşı yaptıklarını asla unutamayız. Öncesinde Mora'da ve Balkanlar'da yaşananlar kesinlikle unutulmalıdır... Hatta bu olaylar sonucu vefat edenler anılmalıdır...
Türk milleti, bugün Filistin'de yaşanan savaşın adeta bir soykırım halini alan mağdurlarının acılarını paylaşmakta ve onların haklarını mutlaka savunmalı ve bu durumun durması için elinden geleni yapmalıdır. Ancak tarihte Türklerin yaşadığı soy kırımların farkında olarak bu durumu şiddetle protesto etmelidir.
Diğer taraftan Türk milleti, aynı zamanda soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması için uluslararası alanda daha aktif bir rol üstlenmelidir. Soykırım mağdurlarıyla dayanışma içinde olmakla birlikte, kendi tarihinde yaşadığı soykırım gerçeklerini de dünyaya duyurmalıdır.
Bu şekilde hem tarihsel adaleti sağlamak hem de gelecekteki soykırım tehditlerine karşı durmak mümkün olacaktır.