Uca’nın ölümünden çıkarılacak ''ders''

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 20.11.2023 - 12:18, Güncelleme: 20.11.2023 - 12:25
 

Uca’nın ölümünden çıkarılacak ''ders''

Metin Uca…

Hakkârili bir ailenin çocuğu olarak 1961 yılında İstanbul'da doğdu. Jeoloji mühendisliği ve tiyatro eğitimi aldı. 1986 yılında Anadolu Ajansı'nda gazeteciliğe başladı. Daha sonra TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda çalıştı. Buradan Milliyet Dergi Grubu'na geçti fakat kısa sürede kovuldu. Çalıştığı dergiden atılan Uca bir tuvalette yan yana “çiş” yaptığı bir televizyoncu büyüğünün “Gel, televizyoncu ol!" teklifiyle TV dünyasına geçerek Kanal D’de muhabirlik yapmaya başladı. Televizyonculuğa tuvalette adım atan Uca sivri ve kirli dili yüzünden Ankara’nın “en sevimsiz” muhabirleri arasına girdi. 29 Temmuz 1997’de karıştığı bir olay ise ona şöhretin(!) yolunu açtı. “Sekiz yıllık kesintisiz eğitim” tasarısıyla İmam Hatiplerin orta kısmının kapatılacak olmasına itiraz eden duyarlı vatandaşlar birçok ilden konvoylar halinde Ankara'ya gelerek protesto gösterisi düzenliyordu. Büyük bir olgunluk içerisinde gerçekleşen yürüyüşün ardından insanların sakin bir şekilde dağıldığını gören genç muhabir Metin Uca, “Neden dağıtmıyorsunuz bu it sürüsünü. Çünkü sizler de onlardansınız” sözleriyle polislere sataştı. Ankara Çevik Kuvvet’te görevli bazı polis memurları da canlı yayına yansıyan bu hakarete copla karşılık verdi. Ertesi gün atılan “Şeriatçı tahrik etti. Polis gazetecileri komaya soktu” ve “Kara cop” şeklindeki manşetlerin ardından yaptığı “tahrik” neticesini verdi ve Metin Uca tüm Türkiye’nin tanıdığı bir isim oldu. Uca televizyonda da rahat durmadı. “Dalga geçerken insanları incitmek istemem. Kendilerinin de farkında olduğu bir ucuzluğun, kolaycılığın altını çiziyorum” dese de kendi “ucuzluğunu” görmeden önüne gelene sataştı. “Haberin gülümseyen yüzü” denilerek şirin gösterilmeye çalışılsa da önüne gelene hakaret etti. Siyasi parti liderleri ile dalga geçerek onların fotoğraflarına canlı yayında ok attı. “Balıkların üç saniyelik hafızaları varmış. Bilmiyorum bizimki farklı mı?” diyerek yaptığı rezilliklerin unutulacağını sandı. “Televizyonun sadece belli şeyleri örtme, kapatma, gizleme, bazı şeylerin farkına vardırmama, hatta bazı şeylerin altını çizmekten özenle kaçınma aracına dönüştüğünü düşünüyorum” dese de sunuculuğunu yaptığı yarışma programında revü kızlarını kullanarak cinselliği ön plana çıkarıp reyting toplamaya çalıştı. Kurtlar Vadisi dizinin başkarakteri “Polat Alemdar”a, “Rambo-Çatlı kırması dandik bir karakter” dediği için Gazi Üniversitesi’nde katıldığı “2. İletişim Öğrencileri Kongresi”nde "Bir daha Abdullah Çatlı’nın adını ağzına alma" diyen bir kişinin falçatalı saldırısına uğradı.   “Kafes Eylem Planı”nda ismi gayr-ı ahlaki ilişkilerle gündeme gelen Uca, Gezi olaylarında ön sırada yer aldı. Türkiye’nin ilk sivil darbe girişimi Gezi için, “Taksim baharı’ mı desem, ‘Gezi tahriri’ mi ama bu akşam Gezi Parkı’nı görmeden gelecek için umutsuzluk cümleleri söylenmemeli” ifadelerini kullandı. Sürekli AK Parti’yi ve seçmenlerini hedef alan, onlara “Dangal'AK'lar”, “Mal'AK”lar diyerek küfreden Uca, manevi değerlerimize saldırmaktan da geri durmadı. Hayatı boyunca İslam'a inanmadığını dile getiren ve öldüğünde yakılmak istediğini söyleyen Metin Uca, oruç ibadetinden kurbana kadar bütün mukaddesata dil uzattı. “Bin 400 yıl öncesinden gelen insanlar iki noktada tıkanmış durumdalar. Fitil orucu bozar mı diye sormuş. Ne niyetine sokuyorsa ona göre değişir” şeklinde aşağılık ifadeler kullandı. Sosyal medya hesabında çarşaflı bir kadının fotoğrafını paylaşarak “Mübarek cadılar gününüzü tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederim” yazıp, dini değerlerle alay etti. Bir porno yıldızının başörtülü fotoğrafını koyup kendi zekasınca komiklik yapmaya kalktı. Ayasofya’da kılıçla hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a, Yıldız Savaşları karakteri “Darth Vader”e göndermede bulunarak “Zart-Veder'' benzetmesi yaptı. Yağan yağmuru bile İslam’a saldırmak için bahane etti. Türkiye'ye resmi temaslarda bulunmak üzere gelen Taliban üyelerinin kıyafetlerine bakarak onlara “Terliksi Hayvan” dedi. Tüm bu hakaretleri görmezden gelerek “muhalif kimliği” yüzden TV kanallarının kendisine ambargo uyguladığını söyledi. Arka planda ise dindar insanların oylarıyla seçilen Ekrem İmamoğlu’na bağlı İBB iştiraki Kültür A.Ş. tarafından düzenlenen söyleşilerde “Sanatçı Kaşe Ödemesi” adı altında fon desteği aldı. Sonrası malum… Şah damar tıkanıklığı ve pıhtı nedeniyle geçirdiği trafik kazasının ardından kaldırıldığı hastanede önce entübe edildi ardından hayatını kaybetti. Ekrem İmamoğlu, Metin Uca’yı ölümünde de yalnız bırakmadı. İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda veda töreni düzenleyerek Uca'nın tabutunu Türk bayrağına sardı. Uca’nın tabutunu ise vatandaşa hizmet etmesi gereken zabıtalara taşıttırdı. Törende yaptığı konuşmada ise Metin Uca’nın, “Ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren özel bir insan” olduğunu, kendilerine “ders” ve “yön” verdiğini söyledi. Yerel seçimler öncesi devletin şerefli valisine “basit” diyen Ekrem İmamoğlu’nun, dindar insanlara “it sürüsü” diye küfreden Metin Uca’dan ne gibi bir ders aldığı bilinmez ama… Umarım bizim dini bütün abilerimiz ve ablalarımız da Metin Uca’nın ölümünden gerekli dersi alırlar... Ömrünü dindar insanlara hakaret etmekle geçiren Metin Uca’nın ölüsüne kimin sahip çıktığını görmeleri İnşallah onları da “ayıltır, uyandırır, düşündür ve hissettirir” de önümüzdeki yerel seçimlerde bu şuurla oy kullanırlar.
Metin Uca…

Hakkârili bir ailenin çocuğu olarak 1961 yılında İstanbul'da doğdu.

Jeoloji mühendisliği ve tiyatro eğitimi aldı.

1986 yılında Anadolu Ajansı'nda gazeteciliğe başladı.

Daha sonra TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda çalıştı.

Buradan Milliyet Dergi Grubu'na geçti fakat kısa sürede kovuldu.

Çalıştığı dergiden atılan Uca bir tuvalette yan yana “çiş” yaptığı bir televizyoncu büyüğünün “Gel, televizyoncu ol!" teklifiyle TV dünyasına geçerek Kanal D’de muhabirlik yapmaya başladı.

Televizyonculuğa tuvalette adım atan Uca sivri ve kirli dili yüzünden Ankara’nın “en sevimsiz” muhabirleri arasına girdi.

29 Temmuz 1997’de karıştığı bir olay ise ona şöhretin(!) yolunu açtı.

“Sekiz yıllık kesintisiz eğitim” tasarısıyla İmam Hatiplerin orta kısmının kapatılacak olmasına itiraz eden duyarlı vatandaşlar birçok ilden konvoylar halinde Ankara'ya gelerek protesto gösterisi düzenliyordu.

Büyük bir olgunluk içerisinde gerçekleşen yürüyüşün ardından insanların sakin bir şekilde dağıldığını gören genç muhabir Metin Uca,

“Neden dağıtmıyorsunuz bu it sürüsünü. Çünkü sizler de onlardansınız” sözleriyle polislere sataştı.

Ankara Çevik Kuvvet’te görevli bazı polis memurları da canlı yayına yansıyan bu hakarete copla karşılık verdi.

Ertesi gün atılan “Şeriatçı tahrik etti. Polis gazetecileri komaya soktu” ve “Kara cop” şeklindeki manşetlerin ardından yaptığı “tahrik” neticesini verdi ve Metin Uca tüm Türkiye’nin tanıdığı bir isim oldu.

Uca televizyonda da rahat durmadı.

“Dalga geçerken insanları incitmek istemem. Kendilerinin de farkında olduğu bir ucuzluğun, kolaycılığın altını çiziyorum” dese de kendi “ucuzluğunu” görmeden önüne gelene sataştı.

Haberin gülümseyen yüzü” denilerek şirin gösterilmeye çalışılsa da önüne gelene hakaret etti.

Siyasi parti liderleri ile dalga geçerek onların fotoğraflarına canlı yayında ok attı.

“Balıkların üç saniyelik hafızaları varmış. Bilmiyorum bizimki farklı mı?” diyerek yaptığı rezilliklerin unutulacağını sandı.

“Televizyonun sadece belli şeyleri örtme, kapatma, gizleme, bazı şeylerin farkına vardırmama, hatta bazı şeylerin altını çizmekten özenle kaçınma aracına dönüştüğünü düşünüyorum” dese de sunuculuğunu yaptığı yarışma programında revü kızlarını kullanarak cinselliği ön plana çıkarıp reyting toplamaya çalıştı.

Kurtlar Vadisi dizinin başkarakteri “Polat Alemdar”a, “Rambo-Çatlı kırması dandik bir karakter” dediği için Gazi Üniversitesi’nde katıldığı “2. İletişim Öğrencileri Kongresi”nde "Bir daha Abdullah Çatlı’nın adını ağzına alma" diyen bir kişinin falçatalı saldırısına uğradı.  

“Kafes Eylem Planı”nda ismi gayr-ı ahlaki ilişkilerle gündeme gelen Uca, Gezi olaylarında ön sırada yer aldı.

Türkiye’nin ilk sivil darbe girişimi Gezi için, “Taksim baharı’ mı desem, ‘Gezi tahriri’ mi ama bu akşam Gezi Parkı’nı görmeden gelecek için umutsuzluk cümleleri söylenmemeli” ifadelerini kullandı.

Sürekli AK Parti’yi ve seçmenlerini hedef alan, onlara “Dangal'AK'lar”, “Mal'AK”lar diyerek küfreden Uca, manevi değerlerimize saldırmaktan da geri durmadı.

Hayatı boyunca İslam'a inanmadığını dile getiren ve öldüğünde yakılmak istediğini söyleyen Metin Uca, oruç ibadetinden kurbana kadar bütün mukaddesata dil uzattı.

“Bin 400 yıl öncesinden gelen insanlar iki noktada tıkanmış durumdalar. Fitil orucu bozar mı diye sormuş. Ne niyetine sokuyorsa ona göre değişir” şeklinde aşağılık ifadeler kullandı.

Sosyal medya hesabında çarşaflı bir kadının fotoğrafını paylaşarak “Mübarek cadılar gününüzü tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederim” yazıp, dini değerlerle alay etti.

Bir porno yıldızının başörtülü fotoğrafını koyup kendi zekasınca komiklik yapmaya kalktı.

Ayasofya’da kılıçla hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a, Yıldız Savaşları karakteri “Darth Vader”e göndermede bulunarak “Zart-Veder'' benzetmesi yaptı.

Yağan yağmuru bile İslam’a saldırmak için bahane etti.

Türkiye'ye resmi temaslarda bulunmak üzere gelen Taliban üyelerinin kıyafetlerine bakarak onlara “Terliksi Hayvan” dedi.

Tüm bu hakaretleri görmezden gelerek “muhalif kimliği” yüzden TV kanallarının kendisine ambargo uyguladığını söyledi.

Arka planda ise dindar insanların oylarıyla seçilen Ekrem İmamoğlu’na bağlı

İBB iştiraki Kültür A.Ş. tarafından düzenlenen söyleşilerde “Sanatçı Kaşe Ödemesi” adı altında fon desteği aldı.

Sonrası malum…

Şah damar tıkanıklığı ve pıhtı nedeniyle geçirdiği trafik kazasının ardından kaldırıldığı hastanede önce entübe edildi ardından hayatını kaybetti.

Ekrem İmamoğlu, Metin Uca’yı ölümünde de yalnız bırakmadı.

İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda veda töreni düzenleyerek Uca'nın tabutunu Türk bayrağına sardı.

Uca’nın tabutunu ise vatandaşa hizmet etmesi gereken zabıtalara taşıttırdı.

Törende yaptığı konuşmada ise Metin Uca’nın,

“Ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren özel bir insan” olduğunu, kendilerine “ders” ve “yön” verdiğini söyledi.

Yerel seçimler öncesi devletin şerefli valisine “basit” diyen Ekrem İmamoğlu’nun, dindar insanlara “it sürüsü” diye küfreden Metin Uca’dan ne gibi bir ders aldığı bilinmez ama…

Umarım bizim dini bütün abilerimiz ve ablalarımız da Metin Uca’nın ölümünden gerekli dersi alırlar...

Ömrünü dindar insanlara hakaret etmekle geçiren Metin Uca’nın ölüsüne kimin sahip çıktığını görmeleri İnşallah onları da “ayıltır, uyandırır, düşündür ve hissettirir” de önümüzdeki yerel seçimlerde bu şuurla oy kullanırlar.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.