Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

SON DAKİKA 'Yenidoğan Çetesi' davasında tutuksuz sanıklar konuştu: Doktor olmadığı için hemşireler müdahale etti

Gündem 26.11.2024 - 11:43, Güncelleme: 26.11.2024 - 11:43
 

SON DAKİKA 'Yenidoğan Çetesi' davasında tutuksuz sanıklar konuştu: Doktor olmadığı için hemşireler müdahale etti

İstanbul’da bebek acil hastalarını daha önce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan “Yenidoğan Çetesi” nin yargılanmasına devam ediyor. Halime bebeğin ölümüyle ilgili iddialara yanıt veren tutuksuz sanık hemşire Ecem Koç; "Kötü bir bebekti doktorların umudu yoktu buna rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Aniden ölen bir bebek değildi. Zaten kötü duruma gelmişti. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik" dedi.

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlamak ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olmak iddiasıyla yargılanan 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Önceki hafta 22 tutuklu sanık ve avukatı savunmasını yaptı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bugün ise tutuksuz sanık savunmaları alınmaya başlanacak.   “İŞLETMEYİ BURADA SİZİNLE ÖĞRENDİM” İlk olarak sanık yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Ecem Koç savunma yaptı. Fırat Sarı’yı 1 yıldır tanıdığını söyleyen Koç, “İşletme adı altında geçen şeyin ne olduğunu bilmiyorum. Burada sizinle öğrendim. Sadece hemşirelik yapmakla yükümlüyüm” dedi. “DOKTOR OLMADIĞI İÇİN HEMŞİRELER OLARAK MÜDAHALE ETTİK” Halime bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu söyleyen sanık Ecem Koç, “Anne karnında oksijensiz kalmış bir bebekti. 55 gün kadar tüm çabalarımızla baktık. Eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum. Kötü bir bebekti doktorların umudu yoktu buna rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Aniden ölen bir bebek değildi. Zaten kötü duruma gelmişti. Son birkaç gün de daha kötüydü. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik. Birinin de doktora haber vermesi gerekiyordu. O da ben oldum” dedi. Doktorun İstanbul’dan Çorlu’ya geldiğini anlatan sanık, “Her doğuma ya da müdahaleye yetişiyordu. İlk defa böyle bir durumla karşılaştık. Doktor bey gelemedi” dedi. “Fırat Sarı hastaneye her gün geliyordu” diyen sanık Koç, “Bebekle çok güzel ilgileniyordu” dedi. Bunun üzerine duruşma savcısı, “Her gün ilgileniyordu diyorsun ama bebek ölürken doktor yoktu dedin. Doktorun yapması gereken müdahaleyi biz yaptık dedin. Doktor her gün geliyorsa sen hangi müdahaleyi yaptın?” dedi. Sanık ise, “Yoğun bakımda 7/24 doktor olması gerekirdi. Ben en önemli canlandırma işlemini yaptım. Onu doktorun yapması gerekirdi” dedi. “EKSTRA BİR ŞEY SÖYLEMEYECEĞİM” Başka bir doktorun kaşesini kullanarak hasta baktığı iddia edilen tutuksuz sanık, Mehmet Salih Kara, “Böyle bir şey yapmam imkansız. İstanbul’un en yoğun hastanelerinden birinde asistanlık yapıyordum. Öyle bir şey yapmaya vaktim de yoktu” dedi. Sanık daha önce savunmalarını yaptığını söyleyerek, “Ekstra bir şey söylemeyeceğim” dedi.   İDDİANAMEDEN Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor. Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor. Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor. CEZA İSTEMLERİ İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.  
İstanbul’da bebek acil hastalarını daha önce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan “Yenidoğan Çetesi” nin yargılanmasına devam ediyor. Halime bebeğin ölümüyle ilgili iddialara yanıt veren tutuksuz sanık hemşire Ecem Koç; "Kötü bir bebekti doktorların umudu yoktu buna rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Aniden ölen bir bebek değildi. Zaten kötü duruma gelmişti. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik" dedi.

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlamak ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olmak iddiasıyla yargılanan 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Önceki hafta 22 tutuklu sanık ve avukatı savunmasını yaptı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bugün ise tutuksuz sanık savunmaları alınmaya başlanacak.

 

“İŞLETMEYİ BURADA SİZİNLE ÖĞRENDİM”

İlk olarak sanık yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Ecem Koç savunma yaptı. Fırat Sarı’yı 1 yıldır tanıdığını söyleyen Koç, “İşletme adı altında geçen şeyin ne olduğunu bilmiyorum. Burada sizinle öğrendim. Sadece hemşirelik yapmakla yükümlüyüm” dedi.

“DOKTOR OLMADIĞI İÇİN HEMŞİRELER OLARAK MÜDAHALE ETTİK”

Halime bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu söyleyen sanık Ecem Koç, “Anne karnında oksijensiz kalmış bir bebekti. 55 gün kadar tüm çabalarımızla baktık. Eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum. Kötü bir bebekti doktorların umudu yoktu buna rağmen elimizden gelen her şeyi yaptık. Aniden ölen bir bebek değildi. Zaten kötü duruma gelmişti. Son birkaç gün de daha kötüydü. Doktor olmadığı için hemşireler olarak müdahale ettik. Birinin de doktora haber vermesi gerekiyordu. O da ben oldum” dedi.

Doktorun İstanbul’dan Çorlu’ya geldiğini anlatan sanık, “Her doğuma ya da müdahaleye yetişiyordu. İlk defa böyle bir durumla karşılaştık. Doktor bey gelemedi” dedi.

“Fırat Sarı hastaneye her gün geliyordu” diyen sanık Koç, “Bebekle çok güzel ilgileniyordu” dedi. Bunun üzerine duruşma savcısı, “Her gün ilgileniyordu diyorsun ama bebek ölürken doktor yoktu dedin. Doktorun yapması gereken müdahaleyi biz yaptık dedin. Doktor her gün geliyorsa sen hangi müdahaleyi yaptın?” dedi. Sanık ise, “Yoğun bakımda 7/24 doktor olması gerekirdi. Ben en önemli canlandırma işlemini yaptım. Onu doktorun yapması gerekirdi” dedi.

“EKSTRA BİR ŞEY SÖYLEMEYECEĞİM”

Başka bir doktorun kaşesini kullanarak hasta baktığı iddia edilen tutuksuz sanık, Mehmet Salih Kara, “Böyle bir şey yapmam imkansız. İstanbul’un en yoğun hastanelerinden birinde asistanlık yapıyordum. Öyle bir şey yapmaya vaktim de yoktu” dedi. Sanık daha önce savunmalarını yaptığını söyleyerek, “Ekstra bir şey söylemeyeceğim” dedi.

 

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.

CEZA İSTEMLERİ

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.