CHP de medyası da milli güvenlik sorunu
CHP de medyası da milli güvenlik sorunu
Türkiye’nin terörle mücadelesini baltalamak için çırpınan CHP’nin medyası da gayri milli tavırlar sergiliyor
Türkiye’nin terörle mücadelesini baltalamak için çırpınan CHP’nin medyası da gayri milli tavırlar sergiliyor
Türkiye’nin terörle mücadelesini baltalamak için çırpınan CHP’nin medyası da gayri milli tavırlar sergiliyor. Özgür Özel ve ekibinden güç alarak TSK’yı terör örgütüyle bir tuttuğundan hakkında ev hapsi kararı verilen sözde gazeteci Özlem Gürses’e fonlu basından destek yağdı.
Mavi Vatan doktrini için “Masal” diyen; Libya’da, Karabağ’da, Suriye’de, Filistin’de, Afrika’da istikrarı temin etmek için yürütülen çalışmalara karşı çıkan; terörle mücadeleye yönelik tezkerelere de “hayır” oyu vermekten geri kalmayan CHP ve medyasının da sabıkası kabarıyor. Türkiye’nin bölgede barışı hakim kılmak için attığı adımlara kör kalan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayretlerini görmezden gelen; Kılıçdaroğlu gibi ülke menfaatlerine aykırı söylemlerde bulunan Özgür Özel ve ekibinin ardında durduğu fonlu basın akla zarar yorumlar dönüyor.
BUNUN ADI TERÖRİSTLİK
CHP güdümlü Halk TV’de PYD’yi aklamaya girişen Mehmet Tezkan’a, Youtube kanalında terörist Salih Müslim’le söyleşi yapan Nevşin Mengü’ye yergiler peş peşe geledursun Sözcü TV’de boy gösteren Özlem Gürses’in “IŞİD yapısı yani TSK-SMO yapısı Kürtlerin olduğu bölgelerde küçük küçük kazanımlar elde etmiş” cümlesi infial uyandırdı. Ev hapsi alan Gürses’e kol kanat geren Özel ile Ekrem İmamoğlu sabrı taşırdı. “Basın özgürlüğü”, “İfade hürriyeti” gibi kavramlara dayanarak Gürses’in müdafiliğini üstlenmeleri darbe dönemi 28 Şubat’ta müebbetle hatta idamla yargılanan gazetecilere bıyık altından gülen CHP ve kanallarının müdavimlerini hatırlattı.
VATANA İHANETTİR
Akit’e konuşan Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş ise, şunları söyledi: “Suriye’de büyük bir mücadele var. ABD, İsrail ve PYD ile savaşılıyor. Durum böyle iken bu terör yapısını savunmak için TSK’ya dil uzatmaktan çekinmiyorlar. Bu ülkenin vatandaşı isen terörün yanında olmayacaksın. CHP güdümlü medyanın dili aynı. Her devlet buna mani olur. Özlem Gürses vakasını böyle ele almak gerekmektedir. Bu ihanettir. Hukuk devleti çerçevesinde sorumlu ya da sorumlulara gereken yaptırım uygulanmalıdır. Birinin benim ülkemde bir kanala çıkıp devletime, TSK’ya laf etmesi hoş görülemez. Özel ile İmamoğlu, Gürses’i basın özgürlüğü ya da ifade hürriyetine sarılarak müdafaa ederek yanlış yapmaktadır. Gürses’in sözleri, ifade hürriyetiyle alâkalı değildir. Ülkenin menfaatlerine de aykırıdır. 28 Şubat döneminde gazeteciler haksız yere yargılanıp cezalandırılırken içten içe memnun olanların şu an takındıkları tutum çelişkilidir. ‘Bizim gibi düşünen dilediğini belirtir hatta ülkeyi ve devleti hedef alır’ mantalitesi sorunludur, sıkıntılıdır.”
DERDİ PKK’YI GÖMENLER
Gazeteci-yazar Murat Özer de şunları kaydetti: “Özlem Gürses dilinin sürçtüğünü iddia ediyor. Ama inanan yok. Gürses’in dili sürçmedi. Çünkü Mehmetçikten nefret ediyor. Tabii onun nefret ettiği 27 Mayıs’ta ve 28 Şubat’ta halka namlusunu çeviren, 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan ordu değil. Onun nefret ettiği Yunanları denize döken, PKK militanlarını Afrin’de tünellere gömen ve sefere ‘Allah Allah’ nidasıyla çıkan ordu. Gürses’in gerçek düşüncesi budur. CHP ve medyasının gerçek düşüncesi de budur. Bir tek CHP ve medyası mı? DEM’den biri, Tunceli Belediyesi’ne kayyım atanınca ‘1937’de başlayan işgal devam ediyor’ demedi mi?
28 ŞUBAT ARTIKLARI
Karşımızda orduyu işgalci olarak gören DEM’le omuz omuza yürüyen bir CHP ve medyası var. Adını Muhammet’ten alan Mehmetçik’ten nefret eden bir güruh var. Gürses’in cümleleri yadırganmıyor. İfade hürriyetiyle ilgili olmadığı da bilinmeli. Milli güvenlik meselesine dönüşen CHP ve medyasıyla karşı karşıyayız. Mehmetçik düşmanı Gürses bu yönlerini dışa vurdu. Bunun yanında Özel ile İmamoğlu’nun Gürses’in avukatlığını yapması şaşırtıcı değil. Fonlu basının da öyle. Çünkü CHP ve medyası için ifade hürriyeti hakaret hakkı anlamına geliyor. 28 Şubat’ı hatırlayın. O darbenin içinde şu anda Gürses’in yanında olanlar yok muydu? Emin Çölaşan’lar, Uğur Dündar’lar yok muydu? Bunlardan tutarlı, ilkeli olmaları umulur mu?”
Kaynak: Yeni Akit / Buğra Kardan
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.