Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Trump, Erdoğan'a yalan söylemiş

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 31.08.2024 - 09:02, Güncelleme: 31.08.2024 - 09:02
 

Trump, Erdoğan'a yalan söylemiş

McMaster, Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, SDG konusunda yalan söylediğini iddia etti

ABD Başkanlığı'na tekrar aday olan Donald Trump'ın, Başkan olduğu dönemde, 2017-2018 arasında "Ulusal Güvenlik Danışmanı" olarak görev yapan Herbert Raymond McMaster'ın, "Kendimizle Savaş: Trump, Beyaz Saray'ında Görev Turum" adlı anı kitabı yayımlandı. Middle East Eye'dan (MEE) gazeteci Ragıp Soylu, kitaptan Türkiye'yle ilgili öne çıkan bölümleri derledi: "ERDOĞAN, TRUMP'A ESAD'I SURİYE İÇ SAVAŞININ KAÇINILMAZ GALİBİ OLARAK RESMETTİ" "24 Kasım 2017'de Erdoğan ve Trump arasında bir telefon görüşmesi oluyor. Hem Putin hem de Erdoğan, Trump'a yalan söylediler. Putin, Esad'ın kuzeydoğu Suriye'nin kontrolünü yeniden ele geçirebilmek için ABD'nin çekilmesini istediği için. Erdoğan, bağımsızlık arayışında bulunabilecek ve doğu Türkiye'ye hak iddia edebilecek bir Kürt ordusunun gelişmesini engellemek için yanlış bilgi veriyordu. Putin gibi Erdoğan da Esad’ı Suriye İç Savaşı’nın kaçınılmaz galibi olarak resmederek Trump'ın Türkiye-İran-Rusya arabuluculuğunda savaşın sona ermesine onay vermesini sağladı. Bu da bir yalandı. "TRUMP DA ERDOĞAN'A YALAN SÖYLEDİ" Trump duyduğu şeylerin yalanlar olduğunu biliyordu, ancak Erdoğan da Putin gibi Trump'ın Orta Doğu'daki askeri operasyonlara olan hoşnutsuzluğunu nasıl kullanacağını bulmuştu. Erdoğan, SDG'ye devam eden silah transferlerini 'para israfı' olarak niteledi. ABD'nin SDG'ye desteği 'geçersiz ve hükümsüzdü' çünkü 'IŞİD yenildi' diyordu. Trump buna kandı. 'Haklısın, bu gülünç' dedi. Ve Erdoğan'a 'General McMaster'a artık bittiğine göre kimseye silah vermemesini söyledim. General McMaster'a bunu yüzüne söyledim!’ dedi." "TRUMP, ERDOĞAN'LA GEÇ GÖRÜŞTÜRDÜ DİYE MCMASTER'I AZARLIYOR" McMaster ise bunun doğru olmadığını şöyle söylüyor ve diğer konuları şu cümlelerle anlatıyor: "Trump bana hiçbir zaman SDG'ye silah sevkiyatlarını durdurmamı söylemedi. Erdoğan, telefon görüşmelerini ertelediğimi öne sürünce Trump beni azarladı. Putin ve Erdoğan, Trump'la oynuyorlardı. Bu durumun itirazsız kalmasına izin verirsem, ulusal güvenlik danışmanı olarak görevimi ihmal etmiş olurdum. Trump'la yaptığım pek çok görüşmede Erdoğan'dan bir şey isteyerek alınamayacağını söyledim. Ona maliyet yaratmamız gerektiğini aktardım. Trump ise bana 'sen yanlışsın' diyordu. "BRUNSON'A KARŞILIK GÜLEN" Bir başka telefon görüşmesinde Erdoğan, Rahip Brunson'a karşı Fethullah Gülen'i istedi ve benim Trump'la telefon görüşmelerini ertelediğimi öne sürdü. Trump masanın arkasından beni azarladı. Trump, Erdoğan’la kişisel numarasını paylaşacağını söyledi "ERDOĞAN, TRUMP'IN KİŞİSEL NUMARASINI ALIYOR" 24 Kasım'daki telefon görüşmesinde Erdoğan yine benim Trump'la telefon görüşmelerini kasıtlı ertelediğimi öne sürdü. Trump da bunun üzerine Erdoğan'la kişisel telefon numarasını paylaşacağını söyledi. "İKİ KONU HARİÇ, TÜRKİYE-ABD ORTAK ÇIKARLARI RUSYA VE İRAN’DAN DAHA FAZLAYDI" Trump'ın Suriye konusundaki belirsiz tavrı, Türklerin Ocak 2018'de Afrin'e girmelerine neden oldu. Bunun üzerine İstanbul'a giderek Türk yetkililerle ilişkiyi rayına sokmak için görüşmeye karar verdim. İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis, zorlu bir ilişki tasviri yaptı. Türk hükümeti elçilik ve konsolosluk yerel personelini taciz ediyordu. Devlet kontrolündeki medya, Amerika Birleşik Devletleri'nin Erdoğan'a karşı 2016 darbe girişiminin arkasında olduğu yönündeki asılsız suçlamalar da dahil olmak üzere, sürekli bir Amerikan karşıtı propaganda akışı yaydı. Davis, muhafazakar İslamcı ideoloji ve Erdoğan ile partisini canlandıran Batı karşıtı popülizm nedeniyle ilişkinin geleceğine dair beklentilerin kasvetli olduğunu söyledi. Ertesi gün, Yıldız Sarayı'nda o zamanki Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın ve MİT Başkanı Hakan Fidan ile bir araya geldim. Kalın ve Fidan'a bizi böylesine tarihi ve zarif bir mekanda ağırladıkları için teşekkür ettim. Onlara, belki de bu binaların tanıklık ettiği Rus-Türk savaşları ve Osmanlı-İran savaşlarının anılarının, ilişkimizdeki sürüklenmeyi durdurma görevimizi kolaylaştırabileceğini söyledim. Önce onların değerlendirmesini duymak istedim çünkü aramızdaki büyüyen mesafenin Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana jeopolitik manzaradaki en derin değişim olabileceğine inanıyordum. Ve bu değişimin her iki ulusumuz için de korkunç olduğuna inanıyordum. Beklendiği gibi, konuşmanın çoğunu yapan Kalın, ABD'nin Suriye Demokratik Güçleri'ne verdiği destekten ve ABD'nin Fethullah Gülen'i iade etmemesinden yoğun bir şekilde şikayet etti. Bitirdiğinde, Trump'ın Noel'den önceki hafta onayladığı Suriye ve Türkiye stratejilerinin bir yan ürünü olan bir tablo çıkardım. Bu tablo, İran, İsrail, Ürdün, Rusya, Suriye, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere Suriye İç Savaşı'ndaki başlıca aktörlerin stratejik hedeflerini listeliyordu. Hedefler kutulara yerleştirilmiş ve her ülke için renk kodlanmıştı. Bu tabloda, ABD ve Türkiye hedefleri arasındaki genel uyumun ve Türkiye ile Suriye-Rusya-İran ekseni arasındaki ayrışmanın çarpıcı bir tasviri vardı. İki ülke arasındaki tek aykırı durum, Türkiye'nin ABD-SDG bağlarını kısıtlama hedefiydi. Tartışmamız, ilişkimizde bir iyileşmeyi engelleyen her iki taraftaki iki engeli doğruladı. Bunlar, Türkiye için, Gülen ve ABD'nin SDG'ye desteğiydi. Amerika Birleşik Devletleri için ise, Amerikalı papaz Andrew Brunson'ın haksız yere hapsedilmesi ve Rus S-400 hava savunma sisteminin satın alınmasıydı. Kalın ve Fidan'ı uyardığım gibi, Brunson ancak Trump'ın Ağustos 2018'de Türkiye'ye cezalandırıcı tarifeler koymasının ardından serbest bırakılacaktı ve bu da liranın yüzde 18 devalüasyonuna yol açtı. Trump ayrıca Türkiye'nin F-35 programına katılımını sonlandırdı. İki yıl sonra, İdlib'de bir Rus ve İran saldırısı yaklaşık altmış Türk askerini öldürdüğünde ve yaklaşık 1 milyon mülteciyi daha Türkiye sınırına doğru sürdüğünde, Fidan ve Kalın'ın tartışmamızı hatırlayıp hatırlamadığını merak ettim. Umuyorum ki uzun vadede, Rus silahlarının ithalatı ve Türkiye'nin Rus enerjisine olan derinleşen bağımlılığı, Moskova'yı Ankara'ya karşı nüfuzunu kullanmaya cesaretlendirecek ve böylece Türkiye'nin Rus İmparatorluğu ile yaşadığı deneyimin mutsuz anılarını canlandıracaktı. Ve İran'ın bölgedeki hegemonik özlemlerinin sonunda Türkiye'nin Suriye ve Orta Doğu'daki çıkarlarıyla çarpışacağını düşündüm. Ancak Erdoğan'ın ve AKP'nin İslamcı partilere olan sempatisi, Katar ile yakın ilişkileri ve İsrail'e olan antipatileri, yakın vadede Erdoğan'ı Tahran ve Moskova'ya yakın tutacaktı." "TÜRKİYE'DEKİ ABD ASKERİ VARLIKLARININ TAŞINMASI PLANI ÖNERDİM" McMaster açıkça söylemiyor fakat 2018'de ilişkilerin aşırı bozulması nedeniyle İncirlik'teki nükleer füzelerin ülkeden çıkarılması için bir hazırlık yapıldığı imasında bulunuyor: "Türkiye stratejimizi, tam bir parçalanmayı önlemek gibi mütevazı bir hedefe vurgu yaparak iyileştirmemizi ve aynı zamanda Türkiye'de bulunan ABD askeri varlıklarının taşınması da dahil olmak üzere en kötü senaryoya yönelik acil durum planları geliştirmemizi önerdim. Yıllar sonra Erdoğan, 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik korkunç saldırıların ardından Hamas'ın bir terör örgütü değil, bir 'kurtuluş örgütü' olduğunu söylediğinde, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bu planı yeniden gözden geçirmesinin zamanının geldiğini düşündüm."
McMaster, Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, SDG konusunda yalan söylediğini iddia etti

ABD Başkanlığı'na tekrar aday olan Donald Trump'ın, Başkan olduğu dönemde, 2017-2018 arasında "Ulusal Güvenlik Danışmanı" olarak görev yapan Herbert Raymond McMaster'ın, "Kendimizle Savaş: Trump, Beyaz Saray'ında Görev Turum" adlı anı kitabı yayımlandı.

Middle East Eye'dan (MEE) gazeteci Ragıp Soylu, kitaptan Türkiye'yle ilgili öne çıkan bölümleri derledi:

"ERDOĞAN, TRUMP'A ESAD'I SURİYE İÇ SAVAŞININ KAÇINILMAZ GALİBİ OLARAK RESMETTİ"

"24 Kasım 2017'de Erdoğan ve Trump arasında bir telefon görüşmesi oluyor. Hem Putin hem de Erdoğan, Trump'a yalan söylediler. Putin, Esad'ın kuzeydoğu Suriye'nin kontrolünü yeniden ele geçirebilmek için ABD'nin çekilmesini istediği için. Erdoğan, bağımsızlık arayışında bulunabilecek ve doğu Türkiye'ye hak iddia edebilecek bir Kürt ordusunun gelişmesini engellemek için yanlış bilgi veriyordu. Putin gibi Erdoğan da Esad’ı Suriye İç Savaşı’nın kaçınılmaz galibi olarak resmederek Trump'ın Türkiye-İran-Rusya arabuluculuğunda savaşın sona ermesine onay vermesini sağladı. Bu da bir yalandı.

" TRUMP DA ERDOĞAN'A YALAN SÖYLEDİ"

Trump duyduğu şeylerin yalanlar olduğunu biliyordu, ancak Erdoğan da Putin gibi Trump'ın Orta Doğu'daki askeri operasyonlara olan hoşnutsuzluğunu nasıl kullanacağını bulmuştu. Erdoğan, SDG'ye devam eden silah transferlerini 'para israfı' olarak niteledi. ABD'nin SDG'ye desteği 'geçersiz ve hükümsüzdü' çünkü 'IŞİD yenildi' diyordu. Trump buna kandı. 'Haklısın, bu gülünç' dedi. Ve Erdoğan'a 'General McMaster'a artık bittiğine göre kimseye silah vermemesini söyledim. General McMaster'a bunu yüzüne söyledim!’ dedi."

"TRUMP, ERDOĞAN'LA GEÇ GÖRÜŞTÜRDÜ DİYE MCMASTER'I AZARLIYOR"

McMaster ise bunun doğru olmadığını şöyle söylüyor ve diğer konuları şu cümlelerle anlatıyor:

" Trump bana hiçbir zaman SDG'ye silah sevkiyatlarını durdurmamı söylemedi. Erdoğan, telefon görüşmelerini ertelediğimi öne sürünce Trump beni azarladı.

Putin ve Erdoğan, Trump'la oynuyorlardı. Bu durumun itirazsız kalmasına izin verirsem, ulusal güvenlik danışmanı olarak görevimi ihmal etmiş olurdum.

Trump'la yaptığım pek çok görüşmede Erdoğan'dan bir şey isteyerek alınamayacağını söyledim. Ona maliyet yaratmamız gerektiğini aktardım. Trump ise bana 'sen yanlışsın' diyordu.

"BRUNSON'A KARŞILIK GÜLEN"

Bir başka telefon görüşmesinde Erdoğan, Rahip Brunson'a karşı Fethullah Gülen'i istedi ve benim Trump'la telefon görüşmelerini ertelediğimi öne sürdü. Trump masanın arkasından beni azarladı. Trump, Erdoğan’la kişisel numarasını paylaşacağını söyledi

"ERDOĞAN, TRUMP'IN KİŞİSEL NUMARASINI ALIYOR"

24 Kasım'daki telefon görüşmesinde Erdoğan yine benim Trump'la telefon görüşmelerini kasıtlı ertelediğimi öne sürdü. Trump da bunun üzerine Erdoğan'la kişisel telefon numarasını paylaşacağını söyledi.

"İKİ KONU HARİÇ, TÜRKİYE-ABD ORTAK ÇIKARLARI RUSYA VE İRAN’DAN DAHA FAZLAYDI"

Trump'ın Suriye konusundaki belirsiz tavrı, Türklerin Ocak 2018'de Afrin'e girmelerine neden oldu. Bunun üzerine İstanbul'a giderek Türk yetkililerle ilişkiyi rayına sokmak için görüşmeye karar verdim.

İstanbul Başkonsolosu Jennifer Davis, zorlu bir ilişki tasviri yaptı. Türk hükümeti elçilik ve konsolosluk yerel personelini taciz ediyordu. Devlet kontrolündeki medya, Amerika Birleşik Devletleri'nin Erdoğan'a karşı 2016 darbe girişiminin arkasında olduğu yönündeki asılsız suçlamalar da dahil olmak üzere, sürekli bir Amerikan karşıtı propaganda akışı yaydı.

Davis, muhafazakar İslamcı ideoloji ve Erdoğan ile partisini canlandıran Batı karşıtı popülizm nedeniyle ilişkinin geleceğine dair beklentilerin kasvetli olduğunu söyledi.

Ertesi gün, Yıldız Sarayı'nda o zamanki Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın ve MİT Başkanı Hakan Fidan ile bir araya geldim.

Kalın ve Fidan'a bizi böylesine tarihi ve zarif bir mekanda ağırladıkları için teşekkür ettim. Onlara, belki de bu binaların tanıklık ettiği Rus-Türk savaşları ve Osmanlı-İran savaşlarının anılarının, ilişkimizdeki sürüklenmeyi durdurma görevimizi kolaylaştırabileceğini söyledim.

Önce onların değerlendirmesini duymak istedim çünkü aramızdaki büyüyen mesafenin Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana jeopolitik manzaradaki en derin değişim olabileceğine inanıyordum. Ve bu değişimin her iki ulusumuz için de korkunç olduğuna inanıyordum.

Beklendiği gibi, konuşmanın çoğunu yapan Kalın, ABD'nin Suriye Demokratik Güçleri'ne verdiği destekten ve ABD'nin Fethullah Gülen'i iade etmemesinden yoğun bir şekilde şikayet etti.

Bitirdiğinde, Trump'ın Noel'den önceki hafta onayladığı Suriye ve Türkiye stratejilerinin bir yan ürünü olan bir tablo çıkardım.

Bu tablo, İran, İsrail, Ürdün, Rusya, Suriye, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere Suriye İç Savaşı'ndaki başlıca aktörlerin stratejik hedeflerini listeliyordu. Hedefler kutulara yerleştirilmiş ve her ülke için renk kodlanmıştı.

Bu tabloda, ABD ve Türkiye hedefleri arasındaki genel uyumun ve Türkiye ile Suriye-Rusya-İran ekseni arasındaki ayrışmanın çarpıcı bir tasviri vardı. İki ülke arasındaki tek aykırı durum, Türkiye'nin ABD- SDG bağlarını kısıtlama hedefiydi.

Tartışmamız, ilişkimizde bir iyileşmeyi engelleyen her iki taraftaki iki engeli doğruladı. Bunlar, Türkiye için, Gülen ve ABD'nin SDG'ye desteğiydi. Amerika Birleşik Devletleri için ise, Amerikalı papaz Andrew Brunson'ın haksız yere hapsedilmesi ve Rus S-400 hava savunma sisteminin satın alınmasıydı.

Kalın ve Fidan'ı uyardığım gibi, Brunson ancak Trump'ın Ağustos 2018'de Türkiye'ye cezalandırıcı tarifeler koymasının ardından serbest bırakılacaktı ve bu da liranın yüzde 18 devalüasyonuna yol açtı. Trump ayrıca Türkiye'nin F-35 programına katılımını sonlandırdı.

İki yıl sonra, İdlib'de bir Rus ve İran saldırısı yaklaşık altmış Türk askerini öldürdüğünde ve yaklaşık 1 milyon mülteciyi daha Türkiye sınırına doğru sürdüğünde, Fidan ve Kalın'ın tartışmamızı hatırlayıp hatırlamadığını merak ettim.

Umuyorum ki uzun vadede, Rus silahlarının ithalatı ve Türkiye'nin Rus enerjisine olan derinleşen bağımlılığı, Moskova'yı Ankara'ya karşı nüfuzunu kullanmaya cesaretlendirecek ve böylece Türkiye'nin Rus İmparatorluğu ile yaşadığı deneyimin mutsuz anılarını canlandıracaktı.

Ve İran'ın bölgedeki hegemonik özlemlerinin sonunda Türkiye'nin Suriye ve Orta Doğu'daki çıkarlarıyla çarpışacağını düşündüm.

Ancak Erdoğan'ın ve AKP'nin İslamcı partilere olan sempatisi, Katar ile yakın ilişkileri ve İsrail'e olan antipatileri, yakın vadede Erdoğan'ı Tahran ve Moskova'ya yakın tutacaktı."

"TÜRKİYE'DEKİ ABD ASKERİ VARLIKLARININ TAŞINMASI PLANI ÖNERDİM"

McMaster açıkça söylemiyor fakat 2018'de ilişkilerin aşırı bozulması nedeniyle İncirlik'teki nükleer füzelerin ülkeden çıkarılması için bir hazırlık yapıldığı imasında bulunuyor:

"Türkiye stratejimizi, tam bir parçalanmayı önlemek gibi mütevazı bir hedefe vurgu yaparak iyileştirmemizi ve aynı zamanda Türkiye'de bulunan ABD askeri varlıklarının taşınması da dahil olmak üzere en kötü senaryoya yönelik acil durum planları geliştirmemizi önerdim.

Yıllar sonra Erdoğan, 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik korkunç saldırıların ardından Hamas'ın bir terör örgütü değil, bir 'kurtuluş örgütü' olduğunu söylediğinde, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bu planı yeniden gözden geçirmesinin zamanının geldiğini düşündüm."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.