Kılıçdaroğlu'nun hesap hatası
Kılıçdaroğlu'nun hesap hatası
'Helalleşme' projesiyle beklediği sinerjiyi yakalayamayan CHP genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu eleştirilerin odak noktası haline geldi
'Helalleşme' projesiyle beklediği sinerjiyi yakalayamayan CHP genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu eleştirilerin odak noktası haline geldi
'Helalleşme' projesiyle beklediği sinerjiyi yakalayamayan CHP genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu eleştirilerin odak noktası haline geldi. Dersim meselesiyle hellaşemeye cesaret edemeyen Kılıçdaroğlu, 'başörtüsü' konusunda da oldukça samimiyetsiz adımlar atıyor. Akşam Gazetesi Yazarı Murat Özer bugünkü yazısında bahsi geçen konuya değindi. Özer yazısında 'Kemal Bey'in anlamadığı şey, başörtüsü probleminin Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde çözüme kavuşmuş olması. ' ifadesine yer verdi. İşte o yazı:
Helalleşme çıkışının Dersim'e kadar uzanacağını görenler frene bastırınca Kemal Bey rotayı dindarlara kırdı. Burası daha az mayınlı bir alan sonuçta. Bundan olsa gerek, birkaç haftadır "başörtülülerden özür dileme" seansları düzenliyor. Fakat bu hamleler istediği sonucu vermeyebilir.
Üstün Dökmen'in çıkışı aslında CHP içerisinde dindarlık karşıtı cephenin hâlâ çok güçlü olduğunu gösterdi. Bedri Baykam ve Mine Kırıkkanat'la başlayıp, Enver Aysever, Özlem Gürses ve Merdan Yanardağ'la devam eden geniş bir kadronun Dökmen'le aynı çizgide olduklarını görmemek için kör olmak gerek. Fakat en azından şimdilik başörtüsü gibi netameli bir konuda söz söylememek gerek. Yoksa büyü bozulur.
Üstelik CHP'nin belediyeler aracılığıyla pek çok yazarı maaşa bağladığını da bir yere not etmek gerek. Muharrem İnce'nin deyimiyle "1 mangırlık" değeri olan bu kişiler Kılıçdaroğlu'nun seanslarına bir yere kadar sabredebilirler. Para kesilirse işler değişir.
Hatırlayalım ne demişti "Atatürk'ün emanetini işgalden kurtarmak için CHP'yi terk eden" CHP'nin cumhurbaşkanı adayı İnce: "Halk TV, Tele 1 ve KRT, CHP'den ve İyi Parti'den her ay düzenli maaş alıyor. Miktarlarını bile söylerim."
Türkiye'de başörtüsü "dindarlar-laikler kavgasının" argümanı olmaktan çoktan çıktı. 15 Temmuz darbesine iştirak ettikleri için ceza alan binlerce kadının büyük çoğunluğu başörtülü. Fetullahçı terörist olarak hüküm giymiş kadınların, örgüt ablalarının pek çoğu başörtüsü takıyor. Fakat ne iktidardaki Ak Parti'nin, ne de halkımızın gözünde onların başörtülü olması suçlarını "hafifletmeyi" sağlamadı. Bilakis, halka karşı bunca vahşeti sergileyenlerin başlarını örtmelerinden, dindar bir kimliğe sahip gibi görünmelerinden daha fazla rahatsızlık duyuluyor.
Ak Parti Hükümeti için başörtüsü yasağı bir insanlık suçu ve İslam'a düşmanlığın bir göstergesiydi. Çözüldü ve bitti. Bugün HDP'li bir vekilin Meclis kürsüsünden PKK'yı savunurken başında taşıdığı örtü ne kadar bir değer ifade ediyorsa, Kılıçdaroğlu'nun seanslar sırasında kürsüye çıkartıp CHP'den özür dilettiği Diyanet'ten kovulma Kur'an kursu hocasının başındaki örtü de o kadar bir değer ifade ediyor.
Kovid sebebiyle kapalı olan camilere zorla girip eylem yaparken iktidarı din düşmanlığıyla itham eden Kuytulculara bakın: "Darbeye hayırlı olsun" diyen bu örgütün kadınları tepeden tırnağa örtülü değil mi? Nitelikli dolandırıcılıktan, adam kaçırmaya; halkı kışkırtmaktan, din bezirgânlığına kadar pek çok cürmü işleyen bu örgütün taraftarı olan kadınların başlarının örtülü olması Ak Parti Hükümeti için suçlarını hafifletici bir gerekçe oldu mu? Hayır.
Türkiye meseleleri bu semboller ile değerlendirme dönemini çoktan kapadı. Kemal Bey'in özür dileme seansları, CHP zihniyetiyle bir asırdır kavgalı kitlelerde bir şeyi değiştirmeyebilir. Fakat parti içerisinde giderek artan öfkeyi harekete geçirebilir. Biz o öfkeyi çarşaf yırtma seanslarından çok iyi biliriz.
Kemal Bey: Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da var.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.