Mansur’un ''okul temizliği'' yalan çıktı

Göreve geldiği günden beri başkentin kaynaklarını har vurup harman savuran ve oluşan bütçe açıklarını kapatabilmek için sürekli mülkiyeti belediyeye ait taşınmazları satan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın maskesi düştü. Ankara’nın rögarlarını bile temizletemeyen, “Ankara’daki okulların temizliğine yardım etmemize izin verilmiyor” diyerek algı operasyonu yapan Yavaş’ın gerçekte okullardan gelen bakım onarım taleplerini defalarca reddettiği ortaya çıktı.

MEB’e bağlı 265 okulun kendisinden temizlik talebinde bulunduğunu öne süren ve “Ankara’daki okulların temizliğine yardım etmemize izin verilmiyor” şeklinde açıklama yapan CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, yaz tatili sırasında okullardan gelen temizlik taleplerini sürekli reddettiği ortaya çıktı. Mansur Yavaş’ın aralarında köklü okulların da yer aldığı eğitim yuvalarından gelen çevre temizlik taleplerini basit gerekçelerle geri çevirdiği öğrenildi.

Okulların yüzüne bakmamış

2 bin 217 okulun bulunduğu Ankara’da sadece 13 okulda haftada bir gün temizlik yaparak “ildeki bütün okulların temizliğini her gün yapılıyor” görüntüsü vermeye çalışan Mansur Yavaş’ın algı operasyonu bozan resmi belgelerde şu ifadeler yer alıyor:

3 Haziran 2024’te belediyeden ‘bahçedeki çimlerin biçilmesi’ yardımını talep eden Keçiören İlçesi Kanuni Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne, “iş programımızdaki yoğunluğu artırdığından, talebiniz değerlendirmeye alınmamıştır” cevabı verdi.

ABB Çevre koruma Daire Başkanlığı, 23.07.2024’te, Çankaya Milli Eğitim Vakfı İlkokulu’nun bahçesinde bulunan kent mobilyalarının bakım talebini ‘kapsama dışında kaldığı’ gerekçesiyle geri çevirdi.

05.08.2024’te tarihinde, okulun bahçesindeki otların temizlenmesi ve ağaçların budanmasını isteyen Yenimahalle ilçesi Mehmet Rüştü Uzel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ne ise ‘saha çalışmalarında kısıtlamaya gidilmiştir” bahanesini üretti.

Dert okul değil siyasi rant

Yavaş’ın algı operasyonunu belgelerle çürüten AK Parti ABB Meclis Üyesi Fatih Ünal, şunları dile getirdi: “Dert okullar falan değil. Şu son 3-5 günlük süreçte okulların yeni açılmasının verdiği bir iletişimsizlikle, temizlikten kaynaklı bir iki aksaklık olduğunda ‘hemen biz buradayız, biz varız, biz yaparız, ne gerek var’ falan filan diyerek şov yapmaya çalıştılar. Halbuki kendi asli vazifelerini yapmıyorlar. Bunu yapmadıkları gibi okullardan gelen bir sürü geri çevirdikleri talepler var, bunların belgelerini ortaya koyduk. Oysa hükümetimizin eğitim noktasında yaptığı icraatlar ortadadır. Temizlikten kaynaklı anlık bir şey. Onunla ilgili de sıkıntıyı zaten bakanlık gidermiş vaziyette. Ama bunlar üzerinden tepinmek, bunlar üzerinden siyasi şov malzemesi yapmak bir belediye başkanına yakışmayan hareketler. Sizin bütçenizi sağlayan zaten devlet. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni bu anlamda samimi olmaya davet ediyorum. Daha önceki zamanlarda AK Partili belediyeler pekâlâ çok iyi şekilde yapıyordu. Ve bunu bir reklam haline de getirmiyordu. Ama bundan bir siyasi rant beklemediler. Büyükşehir Belediyesi yapması gereken asli vazifeleri şu an maalesef yapmıyor. Ne bir metre metro hattı ne yollarla ilgili yeni yol hatları, ne otobüsler, toplu ulaşım. CHP’li belediyeleri iş yapmaya, şehirleriyle ilgilenmeye, mazgalları temizlemeye, ulaşımı tekrar düzenlemeye davet ediyoruz.”

Samimiyetten uzak siyasi bir şov

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise algı vurgusu yapılarak şunlar kaydedildi: “2 bin 217 okulun bulunduğu bir ilde 13 okulda sadece bir gün temizlik yapıp ildeki bütün okulların temizliği her gün yapılıyor görüntüsü vermenin asgari ahlaki ilkeler açısından sorunlu olduğu açıktır. Bu tarzda hareket eden bazı belediyelerce, Türkiye genelinde okullarda temizlik sorunu varmış gibi gösterilerek ihtiyaç veya talep olmadığı hâlde ve usullere aykırı bir biçimde okullarımıza temizlik personeli ve malzemesi gönderilmek suretiyle algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır. 20 milyonu aşkın bir camianın adresi olan eğitim kurumlarımızın bazılarındaki asla arzu etmediğimiz münferit olumsuz görüntüleri kullanmak suretiyle tüm okullarımızı ve yönetimlerini zan altında bırakan bu tutum, kamuoyunca samimiyetten uzak siyasi bir şov ve hizmet götüremedikleri topluma karşı bir manipülasyon olarak değerlendirilmektedir.’’