Son Dakika: Bakan Şimşek: 'Almanya gibi ülkelerin üzerinde baskı oluşacak'

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen geleneksel IICEC Konferansı'nda, önemli açıklamalarda bulundu.

Küresel ekonomik büyümenin uzun vadede karşı karşıya olduğu büyük yapısal engelleri gündeme getiren Şimşek, dünyaekonomisinin büyüme tahminlerinin tarihin en düşük seviyelerine gerilediğini belirtti.

Bakan Şimşek, küresel büyümeyi kısıtlayan faktörlerin başında artan ticaret korumacılığı, yüksek borçluluk seviyeleri, yaşlanan nüfus ve iklim krizinin geldiğini vurguladı. Bu sorunların, ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirten Şimşek, özellikle ABD ve Çin arasındaki ticaret geriliminin çok taraflı sistemden uzaklaşmaya yol açtığını ifade etti.

ABD’nin 1000’in üzerinde, Çin’in ise 800’ün üzerinde ticaret kısıtlaması getirdiğini belirten Şimşek, bunun dünya ticaretinin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Ayrıca, korumacılığın sadece mal ticaretiyle sınırlı kalmadığını, hizmetler, yatırım ve hatta finans sektörlerine kadar yayıldığını belirten Şimşek, bu durumun serbest ticaret üzerindeki etkilerini de ele aldı.

Şimşek, IMF'nin değerlendirmelerine göre, bu durumun devam etmesi halinde, Almanya gibi büyük ekonomiler üzerinde daha da büyük bir baskı oluşabileceğini ifade etti. Tüm bu zorluklarla birlikte uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesinin önemine değinen Şimşek, çok taraflı ticaret sisteminin korunmasının ekonomik büyüme için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti.

"YAŞLANMADAN ZENGİNLEŞME FIRSATINA SAHİBİZ"

Dost ülkelerden tedarikin önemini korumaya devam ettiğini dile getiren Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:  

ABD'deki yeni yönetim ile bu daha da önem kazanabilir, Türkiye bundan az etkilenebilir.

Borç kaynaklı küresel stres artacak, pek çok ülkenin borç faizine yaptığı ödemeler, kritik alanlara yapılanların üzerinde.

"YAŞLANMADAN ZENGİNLEŞME FIRSATINA SAHİBİZ"

Türkiye, yaşlanmadan zenginleşme fırsat penceresine halen sahip. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında iyi konumda. Orta gelir sınıfındayız ama zenginler kulübüne 1-2 yıl içinde girebiliriz.

Sanayicimiz serzenişte bulunabilir saygı duyuyorum ama programın amacı sanayimizi rekabetçi kılmaktır.

"BÜYÜME POTANSİYELİMİZ YÜKSEK"

Programımıza sabır ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Büyüme potansiyelimiz hala yüksek çünkü borçluluk oranımız düşük. Dezenflasyonla birlikte çok daha iyi finansal koşullarla karşılaşacağız.

Maalesef 2024'te özel sektörün söylediklerimizi dikkate aldığı kanısında değilim. Vatandaşın hayat pahalılığından şikayetleri var, sorunları biliyoruz, sizleri duyuyoruz, kısa vadede tabii ki yavaşlama var ama uzun vadede hiçbir tereddüt yok.

Elektrikli araçları destekliyoruz, 2023'te muazzam bir çıkış yaşandı, dışarıdan yatırımlarla daha da büyüyecek, Türkiye burada da geride değil.

"REZERV ENDİŞE KONUSU OLMAKTAN ÇIKTI"

Orta vadede yapısal dönüşüm ile biz cari fazlaya geçebiliriz. Rezerv konusu geçen yıl bir endişe konusuydu, artık bir endişe konusu olmaktan çıktı. Net rezerv 50 milyar doların üzerine geldi, oldukça iyi bir seviye, dolayısıyla Türkiye rezerv konusunu endişe olmaktan çıkardı, tabii ki doğru politikaları devam ettirirsek bu rezerler kalır, devam ettireceğiz. Rezerv yeterliliğini uluslararası standartlara göre aralık itibarıyla yakalamış durumdayız.

"BU SENE CİDDİ FON AKIŞI OLDU, 110 MİLYAR DOLAR DÖVİZ SATTIK"

Sıcak para üzerinden bu program çalışıyor, diyorlar, öyle bir şey yok. Bizim rezerv birikimimizin 3'te 2'sinden fazlası orta-uzun vadeli kaynaklar ve Türkiye içindeki portföy tercihlerinden kaynaklanıyor. Portföy yatırımlarının hepsi aşırı sıcak değil, dolayısıyla net bir şekilde bizim ne üstü örtük ne de açık bir kur hedefimiz yok, piyasalara bu mesajım. Kur hedefimiz yok, olamaz da, bu sene ciddi fon akışı oldu, 110 milyar dolar döviz almak zorunda kaldık, buna rağmen yönettik, fon akışını yönetmek apayrı bir beceri setini gerektiriyor, Merkez Bankamız bu konuda iyi bir iş yürüttü.

"ENFLASYONDA CİDDİ DÜŞÜŞ VAR, BU DEVAM EDECEK"

Hizmet enflasyonundaki katılık vardı, zamanla çözülür, çözülmeye başladı, 2025 bu anlamda çok daha destekleyici olacak, temel mal enflasyonu yüzde 29, gıda dahil mal enflasyonu yüzde 40'ın altı, enflasyonda ciddi düşüş var ve bu düşüş devam edecek. Büyük resme bakarsanız dezenflasyon başladı ve devam edecek. Bütçe açığı 2025'te düşecek, açık düşeceği için bu dezenflasyonu destekliyor.

“PROGRAMIN KARŞILIĞINI ALIYORUZ”

Programın temel hedeflerinden biri, ana hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır.

Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var.

CDS'lerdeki düşüş 5 yıl bugünkü haliyle devam ederse yıllık 7 milyar dolar dış borç faizinden tasarruf sağlayacağız.

Hazine'nin dış borçlanma maliyetleri, Türkiye 227 baz puan, Türkiye'nin 428 baz puan düşmüş, Türkiye'nin borçlanma maliyetleri düşmüş, reel sektörün de düşmüş.

Gerçek anlamda karşılığı olan bir program var ve sonuç alıyoruz.

"MAKUL DEĞER ÜZERİNDEN EV SAHİBİ OLMANIN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ"

Konutta deprem nedeniyle muazzam bir konut seferberliği var, 200 bin konut bu yıl sonunda teslim edilmiş olacak. Önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde 250 bin konut daha gelecek. Konut arzını artıracağız ve vatandaşımızın makul bir değer üzerinden ev kiralaması veya ev sahibi olmasının önünü açacağız.