CHP’de alarm zilleri çalıyor

Yolsuzluğun odağı haline gelen ve bavullar dolusu kaynağı belirsiz paralarla kule diken CHP’de alarm zilleri çalıyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun göbeğinde bulunduğu “para sayma” görüntüleri hakkındaki iddianame tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca mahkemeye sunulan iddianame kabul edilirken, aralarında Canan Kaftancıoğlu’nun da bulunduğu 22 şüphelinin cezalandırılması istendi. Savcılık kaynağı belirsiz para ile alınan CHP il binasının ise hazineye devredilmesini talep etti.

Peşi sıra patlak veren kirli para iddiaları ile yolsuzluğun odağı haline gelen ve bavullar dolusu kaynağı belirsiz paralarla kule diken CHP için alarm zilleri çalmaya başladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun göbeğinde bulunduğu CHP’deki “para sayma” görüntüleri hakkındaki iddianame tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianame kabul edilirken, aralarında CHP eski il başkanı Kaftancıoğlu’nun da bulunduğu 22 şüphelinin “Kanuna aykırı bağış suçu”ndan, Siyasi Partiler Kanunu’nun 116. Maddesi uyarınca cezalandırılmaları istendi. Yargılamanın 25 Eylül’de başlayacağı öğrenilirken, savcılık iddianamesinde CHP hakkında gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak usulsüz toplanan paraların hazineye irat kaydedilmesini ve kaynağı belirsiz para ile alınan İstanbul İl Binasının ise hazine devredilmesini talep etti. CHP’deki para sayma rezaletine ilişkin savcılık iddianamesini değerlendiren hukukçular, “CHP para kulelerinin altında kaldı” görüşünde birleşti.

“Kanuna aykırı bağış” toplandı CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ve 11 Mart’ta gündeme gelen para sayma görüntülerine ilişkin önemli bir eşik aşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, skandal görüntülere ilişkin eski Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve danışmanı Melih Morsümbül, eski Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Mustafa Can Poyraz, İmamoğlu İnşaat Şirketi’nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 22 şüpheli hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlandı. İddianamede, şüphelilerden Özgür Nas’ın, Sarıyer Ayazağa Mahallesi C Blok’taki 14 taşınmazı CHP’ye satan SEAS Besicilik şirketi yetkilisi Ali Rıza Braka’ya tutanak karşılığında teslim ettiği 15 milyon 510 bin liranın Braka’nın kendi hesabına veya şirket hesabına yatırılmadığının MASAK raporuyla tespit edildiği aktarıldı. Ayrıca “Bir Tuğla Da Sen Koy” adıyla yardım toplayan CHP’nin Siyasi Partiler Kanunu’nda belirtilen usule uygun davranmadığına değinilerek, “Kanunda yapılan düzenlemeye göre bağış yapan kişinin yapmış olduğu bağış karşılığında bağış miktarınca makbuz alması, bağışı kabul eden parti sorumlusunun ise teslim aldığı bağış miktarınca makbuz düzenlemesi gerekmektedir” hatırlatması yapıldı.

Kaynağı belirsiz kara para

Başsavcılık tarafından onaylanan ve İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, 22 şüphelinin tamamının, Siyasi Partiler Kanunu’nun “kanuna aykırı bağış, kredi veya borç alınması, borç verilmesi” maddesi gereğince 6’şar aydan 1’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede, şüphelilerin ayrıca TCK 53. maddeye göre seçme ve seçilme ehliyeti ile vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan yoksun kılma gibi bazı haklardan mahrum bırakılmaları da istendi. İddianamede ayrıca, bina olarak kullanılan taşınmazları satın alan CHP ve satıcı SEAS Besicilik şirketi yetkilisi Ali Rıza Braka hakkında, Vergi Mevzuatı kapsamında gerekli inceleme ve denetim yapılmak üzere İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na ihbarda bulunulduğu bilgisi yer aldı.

CHP: 39 milyon, tapu: 24 milyon

CHP İl Başkanlığının satış bedelini 39 milyon 870 bin lira olarak belirttiğini vurgulayan savcılık, iddianamede, tapudan gelen cevaba göre, Ali Rıza Braka ile CHP adına Kaftancıoğlu arasında Beyoğlu 3. Noterliği’nde 6 Kasım 2019’da “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlendiği, 14 bağımsız bölümün satın alma bedelinin 24 milyon 360 bin lira olarak gösterildiği, sözleşmeden sonra 14 bağımsız bölümün 24 milyon 369 bin lira bedelle CHP adına 11 Aralık 2019’da tescil edildiği ifadelerine yer verdi. İddianamede, il başkanlığınca taşınmazların satın alınması sırasında 6 milyon liranın 6 Kasım 2019’da, 18 milyon 360 bin liranın 18 Kasım 2019’da il başkanlığı hesabından havale edildiğine ilişkin dekontları sunduğu aktarıldı. 24 milyon 360 bin liranın satıcının banka hesabına havale yoluyla ödendiğini belirten il başkanlığının, 15 milyon 510 bin liranın ise satın alınacak binaya katkı vermek isteyen vatandaşların bağışlarıyla karşılanarak satıcıya elden verildiğini, 365 bin lira tapu harcı ve 4 bin 480 lira da döner sermaye ödemesi yapıldığını bildirdiği iddianamede yer aldı.

CHP’nin yolsuzluğu alenileşti

İçinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu parasını talan etmeyi parti politikası haline getiren CHP’deki para sayma rezaletine ilişkin savcılık iddianamesini değerlendiren AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Mehmet Sarı, şunları söyledi: “Her şeyden önce şunu ifade etmek lazım. Siyasi partiler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın doğrudan denetimi altında ve Anayasa Mahkemesi tarafından hesapları her yıl düzenli bir şekilde kontrol edilen ve dolayısıyla yargı denetimi altında olan birer örgütlenmelerdir. Bunlara dönük olarak da özellikle hesapları, para toplama usulleri ve sarf etmeleri hususundaki düzenlemeler olsun hepsi aslında kanunlar çerçevesinde yapılması gerekir. Dolayısıyla CHP’nin İstanbul il başkanlığında ortaya çıkan bu paraların kaynağının şeffaf olması gerekir. Fakat bunların hiçbirinin kaynakları açıklanmadı. Nitekim partiyi temsil eden kişiler açısından yapılan resmi beyanlara baktığımızda da çok çelişkili ifadeler verildiğini görüyoruz. Hiçbir kanun ve para toplama kaidelerine riayet etmeden usulsüz bir şekilde para toplama yoluna gittiler. Dolayısıyla mahkemelerin ve adli makamlarının soruşturma yapması tabii olan, hukuka uygun olan bir süreçtir. Bu bakımdan soruşturma makamları hesap sorma gününde çağırdıklarında bu sefer ‘biz CHP’liyiz’ diye itirazda bulunmamaları gerekir. Çünkü hiç kimsenin kamu malını pervasız bir şekilde çarçur etme hakkı yoktur. Fakat bu yapılan haksızlıklar, millete hizmet olarak gitmesi gereken paraların tarumar edilmesi, zevk ve sefaya kurban edilmesi bizi şaşırtmıyor. Çünkü karşımızda kamu bütçesini kendi zaviyeleri açısından har vurup harman savurmayı alışkanlık haline getiren bir yapı var. Biz bunları ilçe belediyelerinden tanırdık. Maalesef büyükşehir belediyelerinde de aynı talanı üzülerek izlediğimizi ifade etmem lazım. CHP zaten bu usulsüzlüklerin, hadsizliklerin, kuralsızlıkların dibindeydi. Bu iddianame ile altında kaldı.

Hukuk bunların sadece bağış toplama sırasında yaptıkları usulsüzlüğü alenileştirdi. CHP’nin yönettiği belediyelerdeki usulsüzlükler başka kalemlerde de tüm hızıyla devam ediyor.”

Kaynak: Yeni Akit