Ayşe ateş ilk kez siyasilerin ismini verdi

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davada Ateş'in eşinin "müşteki" sıfatıyla beyanı alındı.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, Ateş'in annesi Saniye Ateş'in rahatsızlanması nedeniyle verilen ara sonrası devam edildi.

Mahkemede dinlenen müşteki Ayşe Ateş, sözlerine "Sinan'ın katlinde dahli olan hiçbir suçlu ve yakınının başsağlığı dileğini kabul etmiyorum." diyerek başladı.

Davanın başlangıcından bu yana, sanıkların yazdığı "senaryo ve yalanları" sabırla dinlediklerini belirten Ateş, "Şimdi biraz da mahkeme heyeti gerçekleri dinlesin. İki kız çocuğu babası tertemiz bir akademisyen, bir eş, bir baba nasıl katledildi, onu dinleyin sayın hakim. Üç gündür karşınızda türlü türlü yalanlarla savunmalar yaptılar." dedi.

'BENİ ÖLDÜRMEK İÇİN KİRALIK KATİL ARIYORLARMIŞ'

Ayşe Ateş, beyanında şunları söyledi:

"Rahmetli eşim, 'Ayşe, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürmek için kiralık katil arıyormuş, kapı kapı geziyorlarmış' diye defalarca bana söyledi. Sinan, görevi bıraktıktan sonra önce bot hesaplardan tehditler ve hakaretlere başladılar. Orhun Haber denilen hesaptan, 'Bir ihanet ateşi' başlığıyla türlü türlü iftiralarda bulundular. Bu Orhun Haber sitesinin sahibi Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Mert Kerim Ejder. Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatıyla eşim hakkında karalama kampanyası başlatıldı. Tamamı mesnetsiz ve yalan olan bu iftiralar, eşimin katliyle sonuçlandı."

Bu süreçte eşinin yanında olan arkadaşlarının da tehditlere maruz kaldığını belirten Ateş, "Bu işi tetikleyen Mersin olayıdır. Çağrı Ünel, eşimin yakın arkadaşıdır. Akşam Çağrı'yla bir telefon görüşmesi oldu, 'Kardeşim bunlar iyice azıttı, kendine dikkat et' dedi. Çağrı da eşimin yanında olduğunu söyledi. Sonrasında Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatıyla 11 kişi Çağrı Ünel'e sopalar ve bıçaklarla saldırdı. Çağrı da kendini korumak için ateş etti ve bir kişi vefat etti. O çocuğun katili de Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi yöneticileridir. Ben, MHP ve Ülkü Ocakları içine sızmış suç çetesini hedef alıyorum." ifadelerini kullandı.

Ünel olayının ardından eşine, "Sinan, bunların gözü dönmüş, bu işleri bırak gidelim." dediğini anlatan Ayşe Ateş, eşinin bunu kabul etmeyerek, "Ben yanlış bir şey yapmıyorum. Devletim beni korur." yanıtını verdiğini söyledi.

'CUMHURBAŞKANIMIZIN İRADESİNE MEYDAN OKUYAN KARANLIK SUÇ ÖRGÜTÜ VAR'

Ateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesi sırasında da eşinin bu sözlerini ilettiğini kaydederek, "Bunlar, devlete kafa tutan bir suç çetesi. Cumhurbaşkanımız, 'Kızım sana söz veriyorum katilleri yakalanacak' dedi. Ancak bu duruşma salonunda üç gündür müşahede ettiğim tablo benim karşımda. Cumhurbaşkanımızın iradesine meydan okuyan karanlık bir suç örgütü var." dedi.

Eşi ve kendisinin FETÖ mensubu olduğuna yönelik iddialarla ilgili konuşan Ateş, "Ben FETÖ'cüysem, Sinan FETÖ'cüyse gidip suç duyurusunda bulunun." dedi.

Ayşe Ateş, eşinin görevi sırasında bazı kişilerin dövülmesi talimatını verdiği yönündeki beyanlarla ilgili de "Eşim birilerini dövdürdü. O zaman Sinan'ı karşıma alıp 'Sen bir akademisyensin. Bu işler sana yakışmıyor neden yapıyorsun?' dedim. Bana, 'Ayşe, MHP Genel Merkezinden gelen talimatları yapıyorum. Eğer yapmazsam bana da ceza keserler.' dedi. Nitekim bir süre sonra rahmetli eşim, Devlet Bahçeli tarafından hiçbir gerekçe sunmaksızın görevden alındı. Belki bir bildiği vardı, belki verdikleri bir talimatı yapmadı." ifadelerini kullandı.

AYŞE ATEŞ İLK KEZ BAZI SİYASİLERİN İSMİNİ VERDİ

Mahkemenin araştırması ve soruşturmanın derinleştirilmesi için beyanda bulunacağını aktaran Ateş, söyleyeceklerini, öldürüleceği korkusuyla bugüne kadar söyleyemediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bugün burada bunları söyleyemezsem bir daha söyleyemem. Bunlar benimle beraber mezara gitmesin. Aslında Sinan, tehditler başladığında, 'Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın benim öldürülmem için Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'a talimat vermiş, onlar da beni öldürmek için kapı kapı adam arıyorlarmış' dedi. Katline ferman veriyorlar ve en sonunda iki çocuk babası masum bir akademisyeni öldürtüyorlar. Ömrüm yettiğince bu dünyayı size dar edeceğim.

Burada sadece kiralık katiller, torbacılar, gaspçılar, ayakçılar, çantacılar oturmuş, işin asıl failleri dışarıda. Devlet neden bana koruma verdi? Asıl failler dışarıdaki devlet bana koruma verdi. Kendiniz yazar, kendiniz oynarsınız ama bu devlet namusunu temizler. Bu mahkemeden ne sonuç çıkar bilmiyorum ama bunların hepsi kayda geçsin."

Ayşe Ateş, mahkemedeki taleplerini, "İfademi aynen kabul ediyor ve bu ekstra bilgilerin eklenmesini, dosyanın ayrılan 17 şüphelisi ve ismini verdiğim kişilerin sorgulanmasını ve adaletle yargılanmasını, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde alınmasını, bu iki dosyanın da birleştirilerek boşlukların doldurulmasını istiyorum. Adil bir yargılama talep ediyorum, bütün insanlar için adalet istiyorum." şeklinde sıraladı.

ATEŞ'İN KARDEŞLERİ DİNLENDİ

Sinan Ateş'in kardeşi Selma Kazanç ise dedesi, babası ve annesinin ülkücü olduğunu, bu camiaya lafının olmadığını belirtti.

Kazanç, "Ülkü Ocaklarının birçok kurumunda görev aldık bundan da gurur duyuyorum ama içine sızmış insanların asla bizim olduğumuz dönemdekilerle ilgisi yok. Ben MHP'ye, Ülkü Ocaklarına iftira atmam. Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'un bir karın ağrısı vardı. Kılavuz ve Yıldırım'ın sürekli tehditleri devam etti. Sonraki süreçte evde otururken Sinan, 'Benim kalemimi kırmışlar. Bunların derdi benim canımla' dedi. 'Kim?' diye sorduk. 'İzzet Ulvi Yönter, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın' diye sıraladı." dedi.

Sinan Ateş'in kardeşi Sevda Ateş Yörükoğlu da adalet istediklerini belirterek, Türk adaletine güvendiklerini söyledi.

Kardeşinin tehditler nedeniyle çelik yelek giymeye başladığını anlatan Yörükoğlu, "Çelik yelek giydikten sonra bizim dikkat etmemizi söyledi. Sinan'a bir çok yerde suikast uygulanmaya çalışıldı. Eray Özyağci, Sinan'ı öldürdüğünü, Doğukan Çep azmettirdiğini söylüyor. Evet, Sinan'ı Eray öldürmüş olabilir ama Eray sadece tetiği çekti. Doğukan da sadece azmettirici olduğunu iddia ediyor. Sinan'ın katilleri ne Eray'dır ne de Doğukan'dır. MHP'nin içinde olan insanlardır." beyanlarında bulundu.